Yazarlar Refah olayı

Refah olayı

27.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Refah olayı

Refah olayı

Yavuz DONAT

PERŞEMBE akşamı Meclis'teydik...
Ortalık toz dumandı.
ANAP'lılar ile Refahlılar "saç saça, baş başaydılar."
Bu "hengamede" Ahmet Bilgin'i gördük.
Diyarbakır'ın Refahlı Belediye Başkanı'nı.
Ahmet Bilgin bize "hoşgörüden, uzlaşmadan" bahsetti.
"Aşırılıkları" eleştirdi.
Kendi partisine yönelik de eleştirileri vardı.
Bir ara takıldık:
- Siz Refah'ın "diğer yüzüsünüz" galiba.
Bilgin güldü:
- Herkes böyle diyor. Konuştuğum generaller de aynı sözleri söylüyorlar. Diğer partililer de.
* * *
AHMET Bilgin, Diyarbakır'da "partisinden iki kat fazla" oya sahip.
Seçimde yüzde 38 oy aldı.
Genel seçimde ise Refah "bunun yarısını" zor topladı.
Başkan'a "Bağlar semtini" sorduk.
Anımsayacaksınız, geçen Ramazan'da, Bağlar semtinde bir hayırsever ekmek dağıtırken "ortalık birbirine girmişti."
- Bu yıl "durum" nasıl?
Başkan'ın yanıtı şöyle oldu:
- Hayırseverler dağıtılacak yiyecek ve giyecekleri bize veriyorlar. Biz de hava kararınca, el ayak çekilince, kimse görmeden dağıtıyoruz.
- Kaç aileye?
- Dört bin.
"Güzel"
dedik...
"Hayır işleri" reklamla yapılmaz.
"Doğrusu" insanların onurlarını, gururlarını incitmemeye özen göstermek.
Demek, Diyarbakır halkı Refahlı Bilgin'e yüzde 38 oyu "durup dururken" vermemiş.
* * *
REFAH Partisi "Ahmet Bilgin çizgisinde" yürüyebilseydi, bugün başına "bu işler" gelmezdi.
Refah da rahatlardı, asker de, Türkiye de.
- Sayın Bilgin, neden böyle oldu?
Bilgin "iktidardaki Refah'tan" söz etti:
- Parti çok köklü parti. Ama iktidara hazırlıklı değildi.
Prof. Erbakan partisini "merkeze" çekebilirdi.
Bunu neden yapmadı?
Refah "uzlaşmacı" bir siyaset izleseydi...
Daha iyi olmaz mıydı?
Sorumuza Ahmet Bilgin'in yanıtı:
- Aslında hocamız da "öyle" istiyordu. Ama olamadı işte.
- Başkan, Refah kapatılırsa ne olur?
- Ben Erbakan Hoca'nın yüzüne karşı eleştiride bulunan bir insanım. Ama kapatma olursa... Benim gibi "ılımlılar" bile kenetlenir.
- Refah kapatılırsa siyasette hangi gelişmeler yaşanır?
- En kötü ihtimalle "yeni Refah'ın" oyu artar.
* * *
AHMET Bilgin'den sonra "başka Refahlılarla da" konuştuk.
"Kuliste" bize uzlaşmadan bahsediyorlardı.
Ama "içeriye... TBMM Genel Kurulu'na" girince, görüntü değişiyordu.
"Hükümet Başkanı'na bile" hakaretten çekinmiyorlardı.
* * *
REFAH "ne" yapıyor?
"Takiye" mi?
İyi ama daha "nereye kadar" takiye?
* * *
SON genel seçimlerden hemen önceydi...
Ankara - Beşevler, ASKİ tesislerinde bir "buluşma" oldu.
Erbakan buluşmaya Şevket Kazan'la geldi.
"Önemli konuğu" Aydın Menderes'ti.
Menderes de yanına bir arkadaşını almıştı:
Gürcan Dağdaş.
Prof. Erbakan "hayallerini" anlattı:
- Merkeze doğru bir yolculuğa çıkmak istiyoruz. Tıpkı babanız merhum Adnan Menderes gibi. DYP ve ANAP "merkezi" kucaklayamıyorlar. Merkez seçmenin "itiraz adresi" haline geliyoruz. Bu işi birlikte başaralım. Gelin, merkeze gidecek trende birlikte yolculuk yapalım.
* * *
TAM iki yıl önce "trenin yönünü" merkeze doğru çevirdiğini söyleyen Prof. Erbakan sonra neden "makas değiştirdi?"
Hoca "takiye" mi yapıyordu?
Yoksa "kendi içine" hakim mi değildi?
Uzun muhalefet yıllarında, sorumsuz söylemlerle büyüttüğü "dev", iktidar döneminde kendisini de mi "yutmak" istemişti?
Refah Partisi "Diyarbakırlı Ahmet Bilgin çizgisine... Erbakan'ın, Aydın Menderes'le yaptığı görüşmedeki çizgiye" gelme başarısını gösterebilmeliydi.
Bunu yapabilseydi "kendi başını belaya sokmazdı."
Ve Türkiye "28 Şubat fırtınasını" yaşamazdı.
O fırtına ile uçuşan kiremitler, hala "yerlerine" oturtulabilmiş değil.


Yazara Email Y.Donat@milliyet.com.tr