Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Askeri alanda başlıca yenilik, 21.500 kişilik bir takviye gücünün Irak'a sevk edilmesi, özellikle Bağdat'ta -ve Anbar'da- şiddetin sona erdirilmesi için, mahalleler bazında (Irak birlikleriyle birlikte) operasyonların düzenlenmesi ve bu bölgelerin kontrol altına alınmasıyla ilgili.Yeni stratejinin -gene askeri alanda- yeni bir unsuru, İran ve Suriye'yi Irak'taki çatışmalarla resmen ilintili sayması ve onlara karşı sert bir tavır ortaya koymasıdır.Bush konuşmasında İran ve Suriye'yi Irak'taki Amerikan kuvvetlerine saldıran unsurları desteklemekle suçlarken, şöyle bir uyarıda da bulundu: "Irak'taki düşmanlarımıza silah ve eğitim sağlayan şebekeleri bulup yok edeceğiz"... Başkan Bush'un yeni Irak stratejisi, dün de belirttiğimiz gibi, bazı taktiksel değişiklikler bir yana bırakılırsa, temelde eski politikanın devamını öngörüyor. Pratikte bu Irak cephesinin "genişletilmesi" anlamına geliyor.Tabii başta akla gelen, Amerikan kuvvetlerinin, Irak'a komşuları İran ve Suriye'den sızan eylemcileri bu ülkenin içinde hedef alacağıdır. Peki bu, "sıcak takip" veya "sınır ötesi" operasyonları da öngörüyor mu? Bazı askeri uzmanlar, bunu mümkün görüyor. Geçen gün Dışişleri Bakanı Rice'ın bu konudaki bir soruya "Bütün opsiyonlar masada" şeklinde verdiği yanıt, bunun ihtimal dışı sayılamayacağını gösteriyor.ABD'nin İran ve Suriye'yi Irak çatışmalarının dışında tutmak konusunda kararlı olduğu son hareketleriyle belli. Bu eylemlerden biri, Erbil'de İran konsolosluğuna karşı girişilen operasyon. Diğer bir gösterge de, ABD'nin Basra Körfezi'ne ikinci bir uçak gemisi ve bölge ülkelerine "Patriot" füzeleri gönderme kararı...Irak'taki çeşitli militan grupların Suriye'de üslenip sınırdan sızdığı biliniyor. İran'ın Irak'taki Şii gruplara aktif destek sağladığı da bir sır değil. Başkan Bush şimdi yeni stratejisi çerçevesinde, bu faaliyeti, Irak'taki savaşın bir parçası sayıyor ve Tahran ile Şam'ı açıkça karşısına alıyor. Yani böylece cephe genişlediği gibi çatışma bölgesel boyutlar alma tehlikesini de taşıyor. "Sıcak takip" olasılığı Dünkü "Financial Times" gazetesi, bu gelişmeyi Vietnam Savaşı'na benzetiyor.Vietnam Savaşı sırasında ABD'nin sürekli tekrarladığı argüman, bu savaşın kaybedilmesinin bir "domino etkisi" yapacağı, Hindiçin'deki ve hatta Uzakdoğu'daki diğer ülkelerde de komünistlerin yönetimi ele geçirmesine yol açacağı yönünde idi.İngiliz gazetesi Irak'taki durumu o günlere benzetiyor: "O zaman savaş Kamboçya ve Laos'a da yayılmıştı. Şimdi Irak örneğinde, İran ve Suriye'nin çatışmanın içine çekilmesi tehlikesi var"...ABD yönetimi, Irak'taki ve bölgedeki olaylara gene "domino teorisi" açısından bakıyor. Başkan Yardımcısı Dick Cheney son bir demecinde Irak ve Afganistan'ın "düşmesi" halinde, Pakistan'dan Suudi Arabistan'a kadar birçok ülkenin de aynı yola girebileceğini, yani oralarda da radikal ve Batı karşıtı güçlerin ipleri ele geçirebileceğini söyledi.Böyle bir olasılık yok farz edilemez tabii. Ama çare Bush'un Irak için öngördüğü "çatışma stratejisi" mi? skohen@milliyet.com.tr "Domino" etkisi