Şebnem Burcuoğlu

Şebnem Burcuoğlu

sebnem.burcuoglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ya da öp. Sonuçta bu da hayatın bir gerçeği. Kolay mı öyle yıllarca aynı yastığa baş koymak?

Üniversitedeyken bir kız, sabah sevgilisinin yanında uyanma rutinini anlatmıştı. Saatini gizlice kurup çocuktan kırk beş dakika önce uyanıyormuş. Yüzünü yıkıyor, dişlerini fırçalıyor, mini nem maskesinin ardından hafif bir makyaj yapıp saçlarını tarıyor ve çocuğun yanına o şekilde geri süzülüyormuş. Bunu ilk duyduğumda “Kesin sallıyor, kimse her gün böyle bir performans gösteremez” demiştim ama yıllar içinde aynı durumu çevremdeki kızlardan o kadar çok dinledim ki sonunda gerçekliğine inandım. Böyle diyorum çünkü bence son derece ütopik bir aksiyon. Çocuk ya bir gün her zamankinden erken uyanıp da o makyajsız suratı görürse? O zaman ne olur?

Haberin Devamı

SABAH DİŞİNİ FIRÇALAMADAN ÖPME BENİ

Bu kadarı abartı ama sevdiğimiz kişiyle aynı yatakta uyumaya, aynı evin içinde dolanmaya alışmak o kadar da kolay değil. Özellikle de biz kadınlar için. Hele ki ilk zamanlar... E şimdi dışarda buluşurken saçlar fönlü, yüz makyajlı, iki dirhem bir çekirdek çıkıyoruz fakat eve girince işler değişiyor arkadaşlar. Evinizde bir başınıza otururken, yatağınızda çaprazlama uyurken, ortalıkta sere serpe dolanırken düşünün kendinizi. Düşündünüz mü? Şimdi artı birini ekleyin çerçeveye.

Lütfen horlama!

Mattress Advisor isimli bir web sitesi, bin yetişkine “Aynı evde, birbirinin yanında rahat olmaya alışmak ne kadar zamanınızı alır?” diye sormuş. Sonuçlar sürpriz değil, erkekler bu duruma daha çabuk adapte olurken, kadınların bir hayli zorlandığı ortaya çıkmış. Misal, erkekler 2.8 ay sonra sabah uyanır uyanmaz dişini fırçalamadan sevdiceğini öperken, kadınlar ortalama 4.6 ay sonra bunu yapıyormuş. Sevdiceğinin önünde giyinip soyunmak, onun evinde diş fırçası bırakmak, gece yatarken ondan giyecek bir şey istemek konularında kadınlar hep daha geriden gelirken erkekler olaya paldır küldür dalıyormuş. Ha, iki cinsin de birbirine aynı zamanda, rahatça söyleyebildiği tek şey neymiş biliyor musunuz? “Lütfen horlama!”

Biz kadınlar, erkeklere göre daha bakımlıyız; daha belirgin bir ev düzenimiz var ama ne olursa olsun, karşı cinsle aynı çatı altına girdiğimizde doğallığa alışmazsak o işin yürümesi zor bence. Siz ne dersiniz?

Haberin Devamı

SABAH DİŞİNİ FIRÇALAMADAN ÖPME BENİ

LE PETIT 100

Çocukluk arkadaşlarımdan sıkça duyarım, “Bizim miniğin doğum gününü bu yıl nerede yapsak?” diye. İşte size nokta atışı bir mekan önerisi, Le Petit 100! Arnavutköy’den Etiler’e çıkan yokuşta, hemen solda konuşlanan beyaz köşkte çocuklar için yok yok. Kıyafetler, oyuncaklar, doğum günleri... Veliler de unutulmamış elbette, onlara da sağlıklı ürünler sunan bir kafe mevcut. Ayrıca, köşkün tam karşısındaki açık alanda içinde tavus kuşlarının, tavşanların, ördeklerin, organik tarımın olduğu bahçe, açık hava kutlamaları için birebir.