Girişimciliği sadece biz değil bir çok ülke gençlerle özdeşleştiriyor. “Girişimcilik gençlerin işi, bizden geçti o işler” gibi cümleleri dünyanın her yerinde duyabilirsiniz. Bu aslında yanlış bir algı. Bununla ilgili birçok istatistik paylaşılıyor. Ülkemizde de bunlardan bir tanesini geçtiğimiz haftalarda startups.watch olarak biz yayınladık.
Raporda Türkiye’de dijital alanda tanınan bilinen, özellikle girişimini belirli bir noktaya getiren veya satan kırka yakın girişimcinin kaç yaşında en çok bilindiği girişimi kurduğuna bakıldı. Buna göre Türkiye’de dijital alanda girişim kurma yaşı ortalaması 29.4. Yani bir kişinin 23 yaşında üniversiteden mezun olduğunu varsayarsak üniversite mezuniyetinden 6.4 yıl sonra bir girişim kurmuşlar. Yani biraz pazarı tanımışlar, belki birkaç girişim veya kurumsal hayatı denemişler. Sonrasında da en çok bilindikleri girişimi kurmuşlar.
En genç yaşta en çok bilindiği girişimi kuranların başında Ekşisözlük ile Sedat Kapanoğlu ve AlkışlarlaYaşıyorum ile Fatih Aker geliyor. 22 yaşında en bilindikleri girişimi kurmuşlar. En ileriki yaşlarda kuranlar arasında ise Markafoni ile Sina Afra, Commencis ile Fırat İşbecer, Zet ile Can Turanlı yer alıyor. Bu
Startup Genome ve daha birçok rapor ülkelerin, şehirlerin girişimcilik kültürünü araştırıp, düzenli olarak sıralıyor. Bu sene Endeavor Türkiye’nin ve startups.watch’un desteğiyle ilk defa bu tip raporlara girmeye başladık. Startups.watch olarak biz de gönüllü olarak bu tip raporlara ücretsiz olarak data sağlıyoruz. Çünkü bu milli bir mesele ve bu işi milli bir görev olarak görüyoruz.
Bu tip raporlar aslında Türkiye’deki şehirlerin ne konumda olduğunu, neleri değiştirmemiz gerektiği ile ilgili çok güzel ipuçları veriyor. Ankara ve İzmir şimdilik raporda yok, o yüzden o şehirleri daha sonraki yazılarda ayrıca değerlendiririz. Başlıkta yazdığı gibi İstanbul’u nasıl girişimci cazibe merkezi yaparız konusuna dönersek, bunun için özellikle Startup Genome raporundaki bazı kriterleri tek tek analiz edelim.
Kaynak Cazibesi
Bu kriter şu anlama geliyor, yurt dışındaki bir girişimci veya başka şehirdeki bir girişimci o şehre geldiğinde bulunduğu yere göre daha çok kaynağa erişebilecek mi ? Bu ucuz ofis bulma, ucuz ve çevresinde ulaşabileceği ortak çalışma alanları bulma, ucuz ulaşım bulma gibi bir çok kaynağı içerdiği gibi, kolay şirket kurma, süreçlerin dijitalleşmesinin getirdiği avantajlardan
Mayıs ayı aynı Nisan ayı gibi Türkiye’deki girişimlere yatırım anlamında oldukça sönük geçti. Toplamda sadece dört yatırım 780 bin dolar yatırım aldı. Yatırım süreci devam eden altı tane daha girişim vardı fakat onlar henüz tamamlanmadığı için onlar dahil edilmedi.
Mayıs ayı erken dönem yatırımlar anlamında son 37 ayın en kötü ayı diyebiliriz. Bunun sebeplerini daha önceki yazılarımda açıklamıştım. Bu sebeplere kurdaki dalgalanmayı da ekleyince beklentilerimiz oldukça düştü.
Mayıs ayının belki de en sevindirici gelişmesi Hedef Filo’nun da yatırım yapmasıydı. Kurumların yatırım yapması önemli bir konu. CVC veya Corporate Venture Capital dediğimiz yapıların çoğalması lazım ki kurumlar da bu ekosistemin bir parçası olsun, yatırım yapsınlar, satın alma yapsınlar, girişim sermayeleri ile ortak yatırımlara girsinler.
Carbon
Carbon bir araç paylaşım girişimi fakat bildiğimiz araç paylaşım girişimlerinden değil. Aynı plazada veya birbirine yakın binalardaki firmalar ortak bir havuzdaki araçları kullanabiliyorlar. Yani bu girişim paylaşım ekonomisini şirketlere taşımış. Bir örnekle açıklayacak olursak sizin A binasında bir şirketiniz var ve satış ekibiniz her pazartesi ve cuma günü sahaya
Çarşamba günü Gram Games’in satış haberini duyar duymaz tüm girişim ekosistemi olarak gururlandık. Farmville oyunu ile tanınan Zynga, yedi ay önce yine başka bir gururumuz olan Peak Games’in oyunlarının bir bölümünü 100 milyon dolara satın almıştı, bu sefer de 1010, Merged!, Six! oyunlarıyla bilinen Gram Games firmasını $250M’a satın aldı.
Daha öncesinde Sanalika adlı platformuyla bilinen Mehmet Ecevit, aynı zamanda yatırımcı şapkası da olan Kaan Karamancı ve Alpay Koraltürk tarafından 2012 sonunda kurulan Gram Games, neredeyse 6 yıl dolmadan 250 milyon değere ulaştı ve satıldı.
En son 2015’in Ekim ayında Küçükyalı’daki ofislerine gitmiştim ve içerideki farklı kültürü, kaynaşmayı görünce etkinlenmiştim. Bunda Mehmet’in, Kaan’ın ve yatırımcıları Hummingbird Ventures’ın payının oldukça büyük olduğunu düşünüyorum. Kaan’ın oyun sektörü çok yorucu ve zahmetli dediğini dün gibi hatırlıyorum. Bu da ne kadar zorlu bir yolu katettiklerinin en büyük ispatı olsa gerek.
Startups.watch verilerine göre şu ana kadar 1.6 milyon dolar yatırım almışlar. Bu kadar az yatırımla 6 yılda 100 milyon doların üzerinde ciroya ulaşmak, 250 milyon dolar değerlemeyle satılmak müthiş bir başarı. Yatırımcılar
Geçtiğimiz günlerde startups.watch olarak girişim ekosistemin paydaşları ile ilgili bir zaman tüneli yayınladık. Burada 2000’li yıllardan itibaren girişim ekosistemine fon, melek ağı, hızlandırma programı olarak ne tip paydaşlar dahil olduğunun resmi çıkarılmaya çalışıldı. Bugünkü yazımda bundan tam 10 yıl önce girişim ekosisteminde kimler vardı, ne tip olanakları vardı, bugünkü durum nedir, tek tek bakalım.
2008 yılında bir girişimcinin erken aşama yatırım için kapısını çalabileceği tek yer Golden Horn Ventures’dı. Geç aşamada ise iLab Ventures ve İş Girişim’e gidebiliyorlardı. Şu anda ise kapısını çalabilecekleri yerli ve yabancı fonlar ve kurumsal girişim sermayeleri dahil 135 tane kapı var.
2008 yılında bir akademisyenin, araştırma görevlisinin ticarileştirmek istediği bir teknoloji için sermaye bulması oldukça zordu, hibe almak bir seçenekti bir de Inovent vardı. Şu anda DCP, ACT gibi bir çok teknoloji fonuna gidip finansal kaynak bulabiliyorlar (Geçtiğimiz 3 yıl bir çok akademisyen ve araştırma görevlisi bu sayede fon buldu)
2008 yılında Türkiye’de melek ağı yoktu, şu anda ise akredite olmayanlar da dahil 21 tane melek ağı var. Girişimler bu ağlara gidip erken aşama yatırım
Mayıs ayı girişimlere yatırımlar anlamında biraz durgun geçse de girişimci etkinlikleri, hızlandırma programları açısından oldukça hareketli geçiyor. İş Bankasının Workup hızlandırma programı da geçtiğimiz cuma akşamı oldukça güzel bir programla ikinci dönem mezunlarını verdi. Bilmeyenler için biraz hatırlatma yapayım, hızlandırma programları müşteri keşfi ve ürünün pazar ile uyumu konusunda girişimcilerin elinden tutan, onları belirli bir süre eğitimden ve mentorluktan geçirdikten sonra mezun eden programlar. Yani Workup ile seçilen 10 girişim eğitimler aldı, mentorlardan destek aldı, ürünlerini pazardan aldıkları geri bildirimlere göre değişikliğe uğrattılar.
Adverport
Youtube belki de son 1-2 yıldır altın çağını yaşıyor. Youtuber dediğimiz ekmeğini Youtube’dan çıkaran, videolar çeken ve belirli bir kitlesi oluşmuş kişilerin sayısı da her geçen gün artıyor. Adverport da markalarla Youtuber’lar arasında köprü görevi görüyor.
Bakkaldan
Mahallenizdeki bakkalınızdan sipariş vermenizi sağlayan uygulama bir nevi, bakkal-süpermarket savaşında bakkalı tutuyor. Şimdiden 11 bin civarı kişi aylık olarak uygulamayı aktif kullanıyor.
Clotie
Startup kavramını girişim dünyasını takip edip de bilmeyen yoktur sanırım. Ürünün, müşterinin, iş modelinin çok net olmadığı yüksek büyüme potansiyeli olan organizasyonlara “startup” deniyor. Son zamanlarda en çok konuşulan kavramlardan biri da “scaleup”. Belirsizliğin azaldığı, gelir elde edilmeye başlandığı ve en önemlisi ciddi büyümenin olduğu organizasyonlara “scaleup” deniyor. Bu konuda Türkiye’deki örneklere Iyzico, Insider ve Paraşüt’ü sayabiliriz.
Geçtiğimiz cuma günü StartersHub, Startupbootcamp ve Starcamp iş birliğiyle “scaleup” adayları seçildi. 3S Landing Pad adlı program ile seçilen girişimler Silikon Vadisi “scaleup” aşamasında yer alabilmeyi test edecekler. 58 ülkeden 550’nin üzerinde başvurunun geldiği programda 32 girişim, 3S Landing Pad Seçim Günleri etkinliğine davet edilmişti.
Seçilen girişimler, altı ay boyunca Silikon Vadisi’nde çalışma imkanının yanı sıra, 40 bin dolar finansal destek, küresel mentor ve yatırım ağlarına erişim, uygulama grupları ve çalıştaylara katılım, programın sonunda StartersHub’dan 250 bin dolara kadar devam yatırımı alma fırsatı ve Startupbootcamp aracılığıyla 250 bin dolar değerinde ayni katkı elde edecekler. Program, içeriği
Geçtiğimiz nisan ayında erken aşamada 4 girişim toplamda 1 milyon dolar yatırım aldı. Bu son 16 ayın en düşük seviyesi anlamına geliyor. Tabi bu aslında beklenen bir gelişmeydi. Daha önceki yazılarımda da değindiğim gibi ikinci fonunu kurma hazırlığında olan fonlar henüz yatırımlara başlamadı, o nedenle 2018’in ilk yarısında çok düşük yatırımlar olacağını öngörüyorduk. Peki geçtiğimiz ay kimler yatırım aldı derseniz, yatırım alanlar Bizim Hesap, Reztoran, StartupMarket ve Yollanda oldu.
Bizim Hesap
Bizim Hesap bulut üzerinde çalışan ön muhasebe programı. Yani firmalar gelir ve giderlerini takip edebiliyor, e-fatura kesebiliyor, tahsilat durumlarını takip edebiliyor. Yatırımcısı ise Fibabanka’sının geçtiğimiz aylarda kurduğu kurumsal yatırım şirketi Finberg. Kurumsal firmaların yatırımcı olması özellikle yukarıda bahsettiğim fonlar kurulana kadar yatırım hareketliliği olması açısından önemli.
Reztoran
Reztoran restoranlara rezervasyon yapmanızı sağlayan bir web sitesi ve mobil uygulamalardan oluşuyor. Mekanlarla ilgili hayvan dostu olup olmadığından bebek odası olup olmadığına kadar çok detaylı bilgiler içeren içecekler sitede restoran menülerini de görebiliyorsunuz. Yatırımcıları