Servet Yıldırım

Servet Yıldırım

servet.yildirim@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hazır giyim sektörünün önde gelen isimlerinden Süleyman Orakçıoğlu ile sektörün son durumunu konuşuyorduk. Kendisine “Mısır’a giden hazır giyimciler nasıl, orada mutlu oldular mı?” diye sordum.

“Orada da sorun var, olmaz mı?” dedi ve sonra ekledi: “En iyisi hiç oralara gitmemek. Mısır’a gideceğimize Batman’a gidelim. Yeter ki; devletimiz uygun destekleri versin.”

Hazır giyim ve konfeksiyonda geçmişte teşvikli yatırımların etkisiyle başta Batman olmak üzere doğu ve güneydoğuda ciddi yatırımlar yapıldı; kapasiteler oluşturuldu, istihdam yaratıldı. Hatta o dönemde İstanbul’un moda üssü ve Anadolu’nun ise üretim üssü olması gibi bir çaba vardı. Bugünse sektör ciddi sıkıntı içinde. Artan enflasyon ve işçilik maliyetleriyle Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörü uluslararası rekabette zorlanmaya başladı. Buna bir de Türk lirasının 2023 ortasından bu yana reel olarak değerlenmesi eklendi. Hal böyle olunca bazı üreticiler çareyi başta Mısır olmak üzere Kuzey Afrika’ya gitmekte buldu. Son bir yılda çok sayıda tesis kapandı. Bu tesisler şu anda faaliyete geçmeyi bekliyorlar. Türkiye olarak Mısır ve diğer Kuzey Afrika ülkelerine yönelen sermayeyi buralara, kendi topraklarımıza kanalize etmenin bir yolunu bulmalıyız. Çünkü şu anda Anadolu’nun birçok şehrinde boş yatan önemli bir atıl kapasite var.

Haberin Devamı

Feda edilecek sektör değil

Hazır giyim ve konfeksiyon kolayca vazgeçilebilecek bir sektör değil. Emek yoğun yapısıyla doğrudan ve dolaylı olarak çok sayıda kişiye istihdam sağlıyor. Üstelik her şeye rağmen hala Türkiye için önemli bir ihracat kalemi. Normal bir yılda 20-25 milyar dolarlık hazır giyim ihracatı yapıyoruz. Geçen yıl sektörün en sıkıntılı olduğu zamanda bile 17-18 milyarlık dış satım yapıldı. Ayrıca ihracat yapan diğer birçok sektöre göre daha düşük oranda ithal girdi kullanıyor. Katma değer açısından da hiç fena değil.

Türkiye’nin genel ihracatında kilogram başına ortalama değer 1,5 dolar seviyesindeyken, hazır giyimde bu rakam 15-16 doları buluyor. Markalaşmış ürünlerde ise kilo başı değer çok daha yukarılara çıkıyor. Orakçıoğlu, Giresun’daki fabrikalarında üretilen ve ihraç edilen ürünlerin ortalama kilo değerinin 133 euro olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’nin vazgeçemeyeceği bu sektörün geleceği verimlilik, sürdürülebilirlik ve ihracat odaklı desteklere ve inovasyon, tasarım ile markalaşmada sağlanacak ilerlemelere bağlı bulunuyor. Ancak her şeyden önce üretim altyapımızı korumak gerekiyor. Aksi halde kaybedilen kapasiteyi yerine koymak çok güç olabilir.

Haberin Devamı

Çözüm önerileri

Sektörden çözüm için farklı öneriler geliyor; kısa çalışma ödeneği ve döviz dönüşüm desteği bunlardan bazıları. Mesela ihracat döviz desteği, yerli girdi kullanımına göre farklılaştırılabilir.

Süleyman Orakçıoğlu, CNBC-e’de Elif Saygılıer’in sorularını yanıtlarken, hazır giyim sektörünün ithal girdi kullanımının çok düşük olduğuna dikkat çekti ve önerisini yaptı: “Yüzde 20 ithal girdi kullanan da aynı oranda destek alıyor, yüzde 80 kullanan da. Eğer amaç yerli girdi kullanımını teşvik etmekse o zaman destek oranı da farklılaştırılmalı. Bu çok önemli ve kolay çözülebilecek bir konu.”

Haberin Devamı

Kısacası, hazır giyim sektörü sadece ekonomik değil; sosyo-bölgesel kalkınma açısından da Türkiye için önemlidir. Bu sektörü korumak ve geliştirmek için üretim altyapısının ve destek mekanizmalarının ivedilikle güçlendirilmesi şart.