Tunca BENGİN
Gözler TBMM'de... Bakalım Anayasa değişikliği için yeterli oya ulaşılacak mı? Liderler zirvesinden çıkan formüller ortada. Milletvekillerinden 'tamam' diyen de var, 'umutsuz' diyen de...
Örneğin; ANAP İstanbul milletvekili
Bülent Akarcalı, gizli oya gölge düşürecek bir uygulamanın yanlış olacağını söylüyor. Ve 'Bunun sorumluluğu Meclis Başkanı'na ait. Böyle bir uygulamayla çıkacak sonucun damgasını uygulatanlar taşır' diyor. Ardından da ekliyor:
"Milletvekilleri buna tepki gösterir. Beyaz oyu cebinde saklar, sandığa boş zarf atar. Kırmızı ile yeşil oyu da iade eder. Boş zarfı da takip edecek değiller ya..."
Olmasaydı...
Türkiye'de lider zor yetişiyor savı doğru mu; yoksa fırsat mı verilmiyor? Okurlarımızdan Ahmet Çakmaz, şöyle diyor:
"Liderler hep olağanüstü durumlar sonucu ortaya çıkmıştır. Şöyle ki:
. Darbeler olmasaydı Sayın Demirel ve Sayın Özal,
. Sayın Özal ve Sayın Demirel cumhurbaşkanı olmasaydı, Sayın Yılmaz ve Sayın Çiller,
. Sayın Türkeş vefat etmeseydi, Sayın Bahçeli,
. Parti kapatmalar olmasaydı, Sayın Kutan ve Sayın Gül ortaya çıkmazdı."
Ahmet Çakmaz, ardından da soruyor:
"Sayın Menderes, Demirel, Ecevit, Özal, Erbakan, Türkeş'in yetiştirdiği siyasi lider var mı? Sayın Yılmaz, Çiller, Bahçeli kendilerinden sonra göreve gelecek kişileri yetiştiriyorlar mı?.."
Burdur Cezaevi'ne dikkat
Cezaevlerinde durum şimdilik sakin. Ancak dönem dönem gerginleşen ilişkiler sonucu yaşanan tatsız olaylar da bilinen bir gerçek. Bir yanda devlet güvencesi altında olan tutuklu ve hükümlülerin ölümü, yaşam koşullarından şikayetler, ödenek ve iaşe bedellerinin yetersizliği... Diğer yanda kapasitesini aşan koğuşlar, personel azlığı, var olanların da eğitim eksikliği. Ankara; tek çözümün, yakında ilkleri devreye girecek
F tipi cezaevleri olduğu inancında. Tutuklu - hükümlüler ile aileler ise sorunun temelinde insan hak ve özgürlükleri olduğu iddiasında.
Ama, dikkatler bir süredir Flamingo Yolu olarak ünlenen
Kartal Cezaevi'nde. Yeraltı dünyasının mektup atışması, cep telefonu trafiği daha popüler. Oysa, bazı cezaevlerinde ufak tefek kıpırdanmalar yaşanıyor. Örneğin Burdur Cezaevi'nde. Okurlarımızdan
Eylem Sen - Mihriban Dilşen'in satırlarını aktarıyorum:
"Koğuşların odaya çevrilme çalışmaları sürerken, sıkça gündeme gelen bazı gelişmeler tutuklu ve ailelerini endişelendirmektedir. Bu nedenle en acil bir şekilde konunun araştırılması, cezaevinde herhangi bir gerginlik ya da sonu acılara neden olacak olaylar yaşanmadan önlem alınması, sorunu yaratan bir sorumlu varsa tespit edilmesi gerekmektedir."
İlgililerin bilgisine...
'Müfettiş istiyoruz'
Şanlıurfa Telekom Başmüdürlüğü'nden mektup var. İddiaya göre; torpil, iltimas, partizanlık, rüşvet almış başını gitmiş. Bazı müteahhitler, devletin elektriğini, suyunu, aracını beş kuruş ödemeden kullanıyormuş... İtiraz edenlerin tayinleri anında çıkıyor, duruma ayak uyduranlar ödüllendiriliyormuş...
Daha bitmedi; kurum bünyesindeki spor kulübüne makbuzsuz bağış toplanıyormuş, milyarlık malzemeler orta yerde sahipsizmiş, işe kimin gidip geldiği belli değilmiş...
Doğruysa çok vahim. O nedenle soruşturma kaçınılmaz. Aynı yerde çalışan okurumuzun (adı bizde saklı) isteği de bu... Ama; mektubunun altına bir de not düşmüş, şöyle diyor:
"Lütfen gelecek olan müfettişlerin vicdan, merhamet, vatansever biri olmasını dilerim. Geçmişte gelenler gibi kebap, lahmacun, çiğköfte, künefe yiyip yatmasınlar. Müdürlerle sabaha kadar lokalde okey oynamasınlar. Görev aşkı için gelsinler..."
Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr
