Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dokuz yaşındaki zihinsel engelli Ali ve 8 yaşındaki kız kardeşi Sıla’nın hikâyesini yazdığımda mart ayındaydık. Altı yıldır anne-baba bildikleri İlknur-Murat Demir çiftinin yanından alınarak Balıkesir’den Bursa’daki bir yuvaya gönderilmişlerdi. Gerekçe kimliği tespit edilemeyen duyarlı(!) bir vatandaş tarafından Balıkesir Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan mail ihbarıydı...
İddiaya göre; koruyucu baba müstehcen CD üretiyor ve pazarlıyordu. Dahası korumasındaki çocukları da kullanıyordu. Ama işyerini basan polis bir bilgisayardaki bazı müstehcen görüntüler dışında suç unsuru bulamıştı. Üstelik bu kadar ağır bir suçlamaya rağmen herhangi bir gözaltı ya da tutuklama olmamamıştı. Ancak asılsız mail ihbarı yargıya taşınınca, çocuklar 15 Şubat 2013’te polis zoruyla ailenin yanından alınmıştı.

Babanın aklanma mücadelesi
O günden bu yana geçen sekiz ayda öyle şeyler yaşandı ki yürek dayanmaz. Aile iki ay çocuklarının sesini dahi duyamadı. Ali üç kez “eve” dönmek için yuvadan kaçtı, sonuncusunda da araba altında kalıp ağır yaralandı. Sıla’nın kolu kırıldı.
Baba Demir,“Müstehcen Yayın Üretmek ve Satmak” idddiasıyla Balıkesir 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davadan beraat etti (27/6/2013). Yanına aldığı çocukları cinsel ilişkiye sokarak pazarladığı iddiasını soruşturan Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı, “Atılı suçun işlendiğine dair kimliği tespit edilemeyen bir kişi tarafından gönderildiği anlaşılan email dışında başka bir delil ve emare bulunmadığı anlaşıldığından” diyerek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdi (9/10/2013). Ama hâlâ aile ve çocuklar birbirine kavuşamadı...
Daha beteri, “çocuğun yüksek yararı” denilerek aileden alınan Ali ve Sıla’nın cinsel istismar iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturma sırasında yaşadıkları. Uzman gözetiminde olsa bile karşılaştıkları sorular ve verdikleri yanıtlara bakar mısınız?
“Özel bölgelerimi biliyorum. Özel bölgelerime dokunan olmadı. Kimsenin özel bölgelerini de görmedim. Bir erkeğin memesini, poposunu ya da p..ini görmedim dokunmadım. Üstümde kıyafet yokken videom çekilmedi, abimin ya da başkasının da videosu çekilmedi.”
Pes artık demek geliyor içimden...

Haberin Devamı

Meşale yanıyor

Haberin Devamı

Cumhuriyet’in 90. yılı nedeniyle tüm yurtta kutlamalar var. Kadıköy’deki kutlamalar ise 21 Ekim’de İskele Meydanı’nda geleneksel meşale yakma töreni ile başladı. Geleneksel Cumhuriyet’e Bağlılık Yürüyüşü de önceki yıllarda olduğu gibi Bağdat Caddesi’nde. Kadıköy Belediyesi’nin 5 bin Türk Bayrağı, Atatürk posteri, meşale ve renkli ışıklı çubuk dağıtacağı yürüyüş Suadiye ışıklardan başlayacak. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün okutacağı Cumhuriyet’e bağlılık andının tekrarlanmasından sonra Caddebostan’da son bulacak.

Müze içinde müze

Doç. Dr. Levent Köstem’in projelendirerek, materyallerini topladığı Köstem Zeytinyağı Müzesi önümüzdeki yıl açılıyor. Köstem Kültür Eğitim ve Müzecilik Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, İcra Kurulu Başkanı Öner Ilgaz’ın verdiği bigiye göre müze dünyadaki örneklerinin en büyüğü. İzmir-Urla-Alaçatı ana karayolu üzerinde, 20 dönümlük bir arazide, 4500 metrekarelik kapalı alanda konuşlandırılan müze içerisinde, ayrıca bir sabun müzesi, küçük bir misafirhane, 2 toplantı salonu ve 400 kişilik bir konser salonu da bulunuyor.

Haberin Devamı

Deniz manzaralı mezar yeri

Deniz, orman manzaralı, havuzlu, SPA merkezli, metroya hatta camiye yakınlığı nedeniyle “ayrıcalıklı” konut ilanları ve fiyatları artık sıradan. İlginç olan bunun ahirete de yansıması. İşte size bir örnek: “Aşiyan Mezarlığı’nda 4,5 metrekare satılık mezar yeri. Deniz gören yerde ve Bebek sahilden girişte. Fiyatı 350 bin lira.”
İlanın muhatabı bir emlak ofisi. Merak ettim aradım. Mezar yerinin sahibi İstanbullu bir hanımefendiymiş. Aracı firmanın yetkilisi Umut Dövletoğulları, tapu örneğinin kendilerinde olduğunu ve yeri gösterebileceklerini söyledi. Sonra da iddia etti: “Zincirlikuyu’da da satılık yerler olduğunu duydum ama onlar pahalıymış. 500 bin ila bir milyon lira arasındaymış.”