Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu başlığı 27 Ocak 2014 tarihli yazımızda da atmıştık. Nedeni HSYK teklifi görüşmeleri sırasında Meclis’te çıkan kavgada milletvekilleri arasında konuşan yumruklardı. Görüntünün çirkinliği kadar, bu tür olaylara karşı Meclis’teki yaptırımın yetersiz kaldığına değinerek şöyle demiştik:
Sadece kınama ya da birkaç celselik ihraç cezalarıyla tekme ve yumrukların önüne geçmek mümkün mü?..
Geçen haftaki CHP liderine yönelik saldırıda ise gördük ki, sadece genel kurul salonunda değil, Meclis’te hepten yumruğun yasası yokmuş... Bir adam geldi, herkesin gözü önünde Kılıçdaroğlu’nu yumrukladı ve millet daha olayın şokundayken de adli kontrol şartıyla serbest (Önceki suçlarından denetimli serbestlik hükümlerini ihlal ettiği için cezaevinde)kaldı. Çünkü bireysel basit bir yaralama, sıradan bir olaymış... Yani bu saldırının Meclis çatısı altında ya da sokakta olması arasında fark yokmuş. Peki ya bu saldırının “organize” ve “planlı” olma olasılığı? Malum bu konuda saldırganın profili, kimlerle görüştüğü, parasal hareketler ve azmettirici kuşkusu gibi kafa karıştıran birçok detay var...
Açıkçası demem o ki; basit bir yargılamadan farklı düşünülemez miydi? Tıpkı Meclis’te sadece pankart açtıkları gerekçesiyle yıllarca cezaevinde kalan gençler gibi...

Haberin Devamı

‘Vekillere özeleştiri lazım’

Söz yumruktan açılmışken, Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırının ardından TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında yapılan güvenlik toplantısına değinmekte yarar var. Gündem Meclis’e giriş-çıkış, kulislere ziyaretçi trafiği, güvenlik kameralarının yenilenmesi gibi konuların konuşulup karara bağlanması ama gazete ve televizyonlara yansıyan haber şu:
Karar çıkmadı. Toplantıya CHP’li Özdemir ve AKP’li Elitaş’ın tartışması damga vurdu...
Seçim öncesindeki kutuplaşma ve yüksek tansiyonun çirkin saldırı sonrasındaki gelişmelerle bahar havasına dönüştüğünü düşünürken Meclis’te daha ilk toplantıda yaşananlara bakın. Bu haberi okurken dört gün önce sözleriyle parlamentoya çağrı yapan CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın “içten bir açıklama” diye başlayan sözlerini anımsadık:
“Parlamentoda yapılan konuşmalar ve milletvekilleri arası lisan, şiddeti teşvik eder hale gelmemelidir. Konuşmalara tahammül artmalı, fikre fikirle cevap verecek bir ortam oluşturulmalıdır. Gayri ciddi ve kavgacı görüntü parlamentoya prestij kaybettirir.”
Güvenlik zirvesinde yaşananların ardından dün CHP’li Susam’a bir kez daha bu görüntülere ne diyorsunuz diye sorduk. İşte yanıtı:
“Şiddet ya da parlamentonun işleyişi konusunda topluma çok iyi örnek olduğumuzu söyleyemeyiz. Burada hepimizin bir özeleştiriye ihtiyacı var.”

Haberin Devamı

Saygı da yok uygulama da!

Yürütmede yargının kararlarını beğenmemek adetten oldu. Bunu “saygı duymuyorum ama uymak durumundayız” Sözleriyle en sık dile getiren de Başbakan. Yani beğenmese, hoşuna gitmese de yargının dediğini yerine getiriyor. Ancak bir de yargının kararlarına saygı duymayıp, yerine getirmeyenler var. Örnek mi? Balıkesir, Bursa valilikleri ile Aile ve Sosyal Politikalar il müdürlükleri... Dahası yargı kararını uygulamadıkları yetmiyormuş gibi, pinpon topuna çevirdikleri vatandaşı da kapı kapı dolaştırıyorlar. Nasıl mı? Anlatalım,
Balıkesirli koruyucu aile İlknur- Murat Demir çiftinin yanındaki zihinsel engelli Ali ile kız kardeşi Sıla’yı devlet “çocuğun yüksek menfaati” diyerek alıp yuvaya göndermişti. Nedeni bilgisayar tamircisi baba hakkında imzasız bir maille yapılan çocuk pornosu suçlamasıydı. İddialar ağırdı ama baba komplo deyip direnmiş ve hukuk savaşı başlatmıştı. Sonunda da beraat ederek adalet önünde aklanmıştı. Balıkesir İdare Mahkemesi de Demir çiftine iade-i itibar yapmıştı. Ve çocukların evimiz dedikleri, anne baba bildikleri İlknur-Murat Demir çiftinin yanına dönmeleri için engel kalmamıştı. Ama olmadı, çünkü kararın üzerinden bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen, yargının dediği yapılmadı. Muhatap bulunamadığı için bu hukuksuzluğun nedeni belli değil ama avukat Türkay Asma’nın yorumu çok vahim:
“Ailenin hakkını araması buradaki insanları rahatsız etti. İnat uğruna kararı uygulamıyorlar. Çocuklar umurlarında bile değil.”

Haberin Devamı

KIRMIZI HAT

Anahtar çoğaltma ve çilingircilik konusunda ‘Ustalık Belgesi’ olmayanlara evinizi, işyerinizi emanet etmeyin. Bu işi ustalıkla yapan anahtarcı-çilingirci esnafın oda kaydı yapılırken sabıka kaydı araştırılır. Kasa anahtarı yaptığında, evinizin kapısını açtığında tutanak tutar. Bendevi Palandöken-TESK Genel Başkanı