Yılmaz DGM'ye gidiyor

DAHA dün bir, bugün iki...
Susurluk kazası kitap bile oluverdi.
Sanırız yakında filmi de yapılır.
Susurluk meşhur artık.
Bu şöhretle sorunları da çözülür.
Örneğin Susurluk Belediyesi'nde "inşaat mühendisi kadrosu" boş.
İlçe hızla büyüyor.
Belediye Başkanı Fahrettin Tan "kadro da kadro" diye çırpınıyor.
Ankara'nın yanıtı ise hep olumsuz:
- 5 Nisan tasarruf genelgesi uyarınca belediyeye mühendis alınamaz.
DYP'li Başkan "yapılabilecek tasarrufu" zaten yapmış.
Başkan seçildiğinde 230 olan kadroyu, 160'a indirmiş.
Buna rağmen derdini "kendi partisine bile" anlatamıyor.
Daha doğrusu "anlatamıyordu."
Şimdi anlatabiliyor.
"Susurluk'tan arıyorum" dediği anda, herkes telefonuna çıkıyor.
"Bu işler" böyledir zaten...
Bir trafik kazası kiminin "felaketi" olur, kiminin de "saadeti, selameti."
Bakarsınız bu hızla Susurlukspor ile Susurluk Şekerspor da kümelerinde şampiyon oluvermişler.
* * *
BUGÜN Meclis'te "eğlence" var...
TBMM'ye bir kamyon gelecek.
İçinde torbalar, torbalar, torbalar.
Torbalarda "temiz toplum" isteyen mektuplar, telgraflar, fakslar.
Organizasyonu yapan ANAP.
Vatandaşlardan gelen milyonlarca "talep", kamyonla Meclis'e tanınacak.
Başkan Mustafa Kalemli'ye teslim edilecek.
İster misiniz "gösteri" aslına uygun olsun diye, Meclis'te kamyona bir Mercedes çarpıversin...
* * *
TÜRKİYE'de işsiz, güçsüz sayısı gerçekten çok.
Çok olmasaydı insanlar "kamyonun arkasındaki yazıyla" meşgul olurlar mıydı.
Kaza yapan kamyonun arkasında güya şunlar yazılıymış:
Hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun.
(Kaynak - Yukarıdaki kitap.)
* * *
BAŞBAKANLIK Müsteşarı Kadri Keskin'le konuştuk.
- Bir plan çerçevesinde, üçlü çalışma sürüyor dedi.
MİT'in, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ve Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun çalışması.
"Çalışmanın süresi" diye sorduk.
Müsteşar;
- Başbakanlık "bu çalışma şu sürede bitsin" diye bir sınır koymadı. Bu mümkün de değil. Ancak herkes büyük bir fedakarlık ve gayretle çalışıyor.
* * *
SARIYER Savcıylığı, Mesut Yılmaz'a başvurdu;
- Bildiklerinizi anlatmanızı rica...
Mesut Yılmaz arkadaşları ile görüştü.
Sonra da biz Mesut Bey'le görüştük.
Yılmaz'ın niyeti "İstanbul DGM'ye" gitmek.
"Bildiklerini" DGM savcısına anlatmak.
Sorduk:
- Bu hafta gidebilir misiniz?
- Zor.
- Neden.
- Bütçe görüşmeleri var.
- DGM'yi aradınız mı?
- Henüz hayır.
- Niçin aramadınız?
- Ararsam "şu gün geliyorum" diye tarih vermem lazım. Önümüzdeki günlerde gideceğim.
Mesut Bey DGM'ye bilginin yanı sıra belge de verebilir."
* * *
BU iş nasıl biter?
Susurluk'tan hükümet çıkar mı?
Soruya, Refah'ın ağır topu Oğuzhan Asiltürk'ün yanıtı:
- Sanmıyorum. Eğer bu iş DYP'den birine ya da birilerine kadar uzansa bile... DYP ne yapacak? Adamını korumak için hükümeti bozmayı nasıl izah edecek? Ayrıca bozsa bile adamını kurtaramaz ki... Tabii şu anda ne söylense, boş. Tahkikat sürüyor.
Tahkikat sürüyor.
Ve Susurluk bir türlü gündemden düşmüyor.