Zafer Şahin

Zafer Şahin

zafer.sahin@kanald.com.tr

Tüm Yazıları

Küçük Anadolu kentlerinde adı genellikle “Cumhuriyet” ya da “Atatürk” olan, bankalar, resmi kurumlar, lokantalar ve mağazaların toplandığı ana caddeye halk arasında “Mecburiyet Caddesi” denilir. O kentte yaşıyorsan yolun günde bir kez o caddeyle kesişir. Kesişmek zorundadır. Çünkü başka alternatifin, çıkışın yoktur.

Birbirlerine hiç benzemeyen, birbirlerini hiç sevmeyen ve giderek bunu açığa vuran altılı masanın sakinlerinin oturduğu/oturtulduğu masa var ya hani… İşte o da bir mecburiyet masasıdır. Masanın aktörlerinin tek çıkışı ve tutar dalı o masada kalk borusu çalınmadığı sürece oturmaktır.

Haberin Devamı

O yüzden masa kolay kolay dağılmaz, çatlamaz, patlamaz. Dağılsa bile aslında yine birliktedirler. Sadece amaca ulaşmak için taktik değiştirmişlerdir.
Ne zaman “Altılı masa dağıldı” diye başlayan bir haber okursanız aklınıza Attilâ İlhan’ın “Hayır başka türlü olmayacak… Ben sana mecburum bilemezsin” diye biten şiiri gelsin. Masanın özeti budur.

E, madem öyle… Bu kadar kavga, anlaşmazlık, sosyal medyadan ve kendilerine yakın gazeteciler üzerinden birbirlerine yönelttikleri suçlamalar ne anlama geliyor diyorsunuz… İşte bunlar hep seçmen algısına yönelik hamleler. Tabanı küstürmeme, anketçilerin çok sevdiği tabirle, konsolide etme çabaları.

Yoksa masanın sakinleri de biliyor ki… İçlerinde en güçlü aktör Kılıçdaroğlu. Aday ya o olacak ya da onun işaret ettiği biri. Kızsalar da tepki koysalar da günün sonunda Kılıçdaroğlu ne derse kabul edecekler. Çünkü mecburiyet masasında oturuyorlar. Oranın başka çıkışı yok.

Son günlerde masadan kalkacakmış gibi davranan Akşener’in asıl derdi partisini elinde tutmak ve Kılıçdaroğlu’ndan sonra en güçlü ikinci aktör olduğunu Babacan ve diğerlerine kabul ettirmek. Masadan kalkarsa bir bölen ilan edileceğini en iyi o biliyor. Aday olursa partideki koltuğunu seçimden sonra kendi elleriyle Koray Aydın ve ekibine vereceğini de. Aksini iddia etseler de İyi Parti’deki kongre kararının perde arkasında parti içi iktidar savaşları var. Meral Hanım’ın siyasetteki en büyük dayanağı 2018’de olduğu gibi yine Kemal Bey.

Haberin Devamı

Sadece Akşener mi? Diğerleri için de aynı durum söz konusu. Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikle iyice boşa çıkan Deva-Gelecek-Saadet ve Demokrat Parti’nin kaderi yine Kılıçdaroğlu’nun ellerinde. İkisi CHP, ikisi İyi Parti listelerinden seçime girecek. Önlerinde başka alternatif görünmüyor. Yoksa silinecekler.
Peki, masanın adayı ne zaman belli olacak?

Seçimin Mayıs 2023’te yapılması artık neredeyse kesinleşti. Yani muhalefet en geç ocak ayında adayı açıklamak zorunda.

Ancak o kadar beklemeyecekler. Kasım ayının ortalarında Demokrat Parti’nin ev sahipliği yapacağı toplantıda aday ilan edilebilir.

Kılıçdaroğlu’nun Yazıcıoğlu ve Türkeş hamlesi

CHP lideri Kılıçdaroğlu ilginç bir siyasetçi. Amaca ulaşmak için atmayacağı adım, vermeyeceği taviz yok.
Birçok CHP’li için Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, 1993’teki Sivas Katliamı’nın sorumlularından biri. Ama Kemal Bey için bu bir sorun teşkil etmiyor.
Bugüne kadar merkez sağ ve muhafazakârlardan oy almak için “CHP milletvekiliyim ama CHP’li değilim” diyeni de Atatürk’e “Kefere Kemal” sözleriyle hakaret edeni de CHP listelerinden milletvekili seçtirdi.

Haberin Devamı

Kemal Bey şimdilerde partililerini hop oturtup hop kaldıracak yeni sürprizlere hazırlanıyor. Kulislerde rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu ve MHP’nin efsanevi lideri Alparslan Türkeş’in kızının CHP’den milletvekili yapılacağı iddiaları dolaşmaya başladı. Önemli ve çarpıcı bir hamle bu. Ama Kemal Bey’in bu iki ismi vekil yapma stratejisi sadece milliyetçi-muhafazakâr tabana verilmiş bir mesaj olarak okunmamalı. HDP ile artık gizlemeye gerek görmediği iş birliğinin toplumun farklı kesimlerinde oluşturacağı negatif etkiyi bu isimlerle tolere etmeye çalışıyor.

Neydi o söz hatırlayalım: Siyaset ve sosis. İkisinin de nasıl yapıldığını görseniz yemezsiniz.

Yiyenlere afiyet olsun…