Friedrich Nietzsche, 1844'te Almanya'nın doğu bölgesinin sakin bir köyünde doğdu. Babası rahipti. Okul yıllarında son derece iyiydi. Antik Yunan konusundaki üstün başarısından ötürü, henüz 20'li yaşlarındayken Basel Üniversitesi'nde 'profesör' ünvanı aldı. Ama resmi kariyeri istediği gibi gitmedi. Akademisyen arkadaşlarından bıktı. İşi bıraktı ve İsveç Alpleri'ndeki Sils Maria'ya taşındı. Yaşadığı sessiz yerde başyapıtları üzerinde çalıştı. Bazı eserleri: 'Trajedinin Doğuşu', 'İnsanca Pek İnsanca', 'Şen Bilim', 'Böyle Buyurdu Zerdüşt', 'İyinin ve Kötünün Ötesinde', 'Ahlakın Soykütüğü'.
Çok fazla problemi vardı: Ailesiyle geçinemiyordu, sevdiği kadın onu reddetmişti, kitapları satmadı. Ve sadece 44 yaşındayken zihinsel çöküş yaşadı. Turin sokaklarında sahibinden dayak yiyen bir at gördü, koşarak ata sarıldı ve "Seni anlıyorum" diye haykırdı. Orada yere yığıldı. Asla düzelmedi ve üzücü geçen 11 yıl sonra da öldü. Ama onun felsefesi, kahramanlık ve ihtişamlarla doludur. Kendi deyimiyle, 'üst insan'lar, hayat onlara ne verirse versin, içlerinde bulundukları durumların ve zorlukların bir şekilde üstesinden gelir.
Friedrich Nietzsche, kitaplarının bize 'gerçekte olduğumuz kişi olmayı' öğretmesini istiyordu.
Düşüncesi, 4 temel öğüdün etrafında şekillenir: