Theodore Kaczynski deha mı yoksa anti kahraman mı?

Modern teknolojiye olan karşıtlığı ile bilinen Theodore Kaczynski, bundan 24 sene önce 17 yıllık aramanın sonucunda FBI tarafından yakalandı. Peki okulda deha olarak görülen Theodore Kaczynski, gerçekte nasıl biri? Teknolojiye karşı olmasının sebebi ne? Gelin Theodore Kaczynski’nin yaşamına Molatik olalım… Aslında matematikçi olan Theodore Kaczynski, anarşist ve modern teknolojiye olan karşıtlığı ile biliniyor. Birçok laboratuvara bombalı mektuplar yollamasıyla tanınan Theodore Kaczynski, 3 kişinin ölümüne, 23 kişinin yaralanmasına neden olmuş biri. Unabomber adıyla da bilinen Theodore Kaczynski, 1942 yılında Chicago’da doğuyor. Harvard Üniversitesi’nde ‘Matematik’ eğitimi alan ve sonrasında Michigan Üniversitesi’nde doktorasını tamamlayan Theodore Kaczynski, o dönemlerde matematik dehası olarak görülüyordu. İki yıl California Üniversitesi’nde dersler verdikten sonra istifa eden ve küçük bir baraka inşa ederek orada yaşamaya başlayan Theodore Kaczynski için her şey yeni başlıyordu. Burada dünyaya bakışı tamamıyla değişen Kaczynski, yirmi yıl boyunca profesörlere, hava yollarına, bilgisayar şirketi sahiplerine bir düzineden fazla bombalı mektup gönderecekti. Theodore Kaczynski’nin yaptığı saldırılar sonucunda bir bilgisayar mağazası sahibi, bir reklam şirketi yöneticisi ve kereste sanayi için lobi yapan bir kişi, toplamda ise 3 kişi hayatını kaybetti ve 23 kişi de yaralandı. Bombalar, el imalatı olduğu için de FBI, o dönemlerde herhangi bir ize ulaşamadı. Daha sonra bir makale yazan ve bu makaleyi New York Times ve Washington Post’a yayınlatan Theodore Kaczynski, teknoloji karşıtı görüşlerini insanlara ulaştırmak istiyordu. Fakat yetkililer, makalenin yayınlanması konusunda endişeliydi. Ancak Theodore Kaczynski’nin yazı stilini tanıyan birinin çıkacağını düşünen yetkililer, makaleyi yayınladı. Tam da düşünüldüğü gibi oldu ve Kaczynski’nin kardeşi yazıyı tanıyarak FBI’ya başvurdu. 1996 Nisan’ında barakasında bomba malzemeleriyle yakalanan Theodore Kaczynski, ömür boyu hapis cezası aldı. ‘Sanayi Toplumu ve Geleceği’ adındaki manifesto, Kaczynski’nin kendi tehdidi ile New York Times ve Washington Post gazetelerinde yayınlandı. Manifesto, Sanayi Devrimi’nin insanlığa bir şey katmadığından hatta tam tersi bir felaket olduğundan bahsediyor. Teknolojinin bütün insanları esir aldığını ve insanların makineleştiğini söyleyen Kaczynski, kapitalizmin insana verdiği zararlardan ancak ilkel komünal yaşama geri dönülerek kurtulunabileceğini anlatıyor. Tamam, bugün teknolojiyi seven ve tüketen insanlar kadar hiç kullanmayan insanların sayısı da az değil. Birçoğumuz gerçek olanı kaybettirip çeşitli personalar yaratan sosyal medyadan şikayetçiyiz. Fakat şikayetimizi ortadan kaldırmak için bombalı eylem yapmak, yani tepkiselliği buradan yakalamak doğru değil. 'Yaşam Sanatı' adlı kitabında Zygmunt Bauman, “Her birey kendi yaşamını yaratan sanatçı olabilir mi?” şeklinde harika bir soru sorar. Aslında bu çağda hepimizin sorgulaması ve üzerine düşünmesi gereken temel soru bu. ‘Teknolojik determinizm’ üzerinden açıklayacak olursak; politik, kültürel ve sosyal alanlarda büyük bir değişimi beraberinde getiren teknoloji, hayatımızın en orta yerinde ağırlığını hissettiriyor. Fakat buna karşı bir davranış geliştireceksek bu bombalı saldırılarla değil, bireyin kendi hayatını yaratma kabiliyeti elde edebileceği düşünce yapısına sahip olmasıyla mümkün. Ne yapılacaksa hayatta kalarak yapılmalı. Çünkü her ne olursa olsun yaşıyor olmak önemli mesele. Nazım Hikmet'in yazdığı gibi “Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın, bir sincap gibi mesela…” Theodore Kaczynski’nin hayatını merak edenler, ‘Manhunt:Unabomber’ isimli diziyi izleyebilir. Theodore Kaczynski’nin bombalı saldırılarını, manifestosunun yayınlanma aşamasını ve FBI ajanı Jim “Fitz” Fitzgerald tarafından yakalanma sürecini ele alan dizide Paul Bettany, Ted Kaczynski’yi canlandırırken; Sam Worthington ise FBI ajanı Jim “Fitz” Fitzgerald’a hayat veriyor.