Son dakika: Doları ve altını solladı! Yüzde 300'lere çıktı

Tasarruf sahiplerinin temel gayesi birikimlerini büyütmek olurken enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde ise kayıplarını bertaraf etme amaçlı hareket ederler. Bu amaçla farklı yatırım enstrümanları arasında hareket ederek getiriyi artırmak temel gaye olur. Mevduatta sabit bir getiri ile birikimlerin enflasyon karşısında erimesini önlemek mümkün olmakla birlikte getiriyi büyütmenin sınırı bellidir. Neticede ortada sabit bir getiri vardır. Dövize ya da altında bu sınır olmamakla birlikte değer artışlarının yine de makul seviyelerin pek yukarısına çıkmadığı genel bir kabuldür. Hisse senedi piyasası ise üçü ile mukayese edilmeyecek bir risk taşır. Bu riski törpülemenin yolu ise gelir ve kârlılığı düzenli artan ve temettü dağıtan firmaların takip edilmesinden geçiyor. Bu anlamıyla hisse senetleri de yatırımcı mantığı korunması kaydıyla alternatif yatırımlar arasında yerini almaktadır. Doğru bir yatırımla hem gelir ve kârını artıran hem de düzenli temettü ödemesinde bulunan firmalara yönelerek bir yandan hissenin fiyat artışından diğer yandan da şirket temettüsünden istifade ederek kazanç elde etmek mümkündür. Ancak hemen belirtmek gerekir ki herhangi bir hisse senedine sahip olmak endeksin yükselmesi sırasında getirinin sağlanacağı anlamına gelmez. Borsa endeksinde yükselen hisselerin alınması halinde kazanç mümkün olabilecektir. Bu nedenledir ki borsada yatırımda bulunurken istikrarlı getiri sağlayan, gelecek vadeden, kârlı, büyüme ivmesini koruyan sektör ve şirketlerin seçilmesi halinde getiri potansiyeli söz konusu olabilecektir. Yatırımda hisse senetleri alternatif getiriler sunuyor. Yeter ki kısa süreli beklentilerle hareket edilmesin. Özellikle piyasalardaki dalgalanmalarla birlikte önemli fırsatlar oluşabiliyor. Sorun bu dalgalanmaların panik satışların bir ürünü olması. Kısa vadede elindeki hisseden kurtulmak isteyenler meseleye biraz daha soğuk kanlı baktıklarında bu satışların uzun vadede cazip alım seviyeleri olabildiğini görmekte. Ancak bu tespit yapıldığındaysa geç kalınmış olmaktalar. Bu nedenledir ki panik satışlardan uzakta kalabilmek ve günün sonunda büyüyen firmalarda uzun vadeli pozisyon alabilmek önemli. Şimdilerde borsa, ağırlıklı olarak sanayi ve hizmet sektörü hisseleri üzerinden yükseliyor. Banka hisselerinde gerilemeler henüz durulabilmiş değil. Banka hisselerine yatırım yapanlar son bir yılda dolar ve altın bazında yüzde 30’un üzerinde kaybetti. Otomotiv ve demir çelik hisseleri son bir yılda dolar bazında yatırımcısına kazandıranlar arasında yer aldı. Dayanıklı tüketim, kimyasal ürünler prim yapan bir diğer iki sektör olurken çimento sektörü de Kanal İstanbul beklentileri ile atağa geçti. Borsa 50’de yer alan 16 hisse senedi, dolar ve altına göre yüzde 50 değer kazandı. Borsanın ilk elli hissesi içinde yer alan bu hisseler şunlar: Sasa Polyester, Kartonsan, Gübre Fabrikaları, Kardemir (D), Fenerbahçe Futbol, Ford Otosan, Vestel, Otokar, Ege Endüstri, Hektaş, Türkiye Sigorta, Karsan Otomotiv, Ereğli Demir Çelik, Odaş Elektrik, Arçelik ve Alkim Kimya. Dolar ve altın bazında kazandıran hisseler içerisinde fiyat/kazanç oranı 15’in altında olan şirketler şunlar: Vestel, Otokar, Türkiye Sigorta, Arçelik, Alkim Kimya, Petkim, Doğan Holding, Koza Altın, Şişe Cam, Emlak Konut GMYO, Selçuk Ecza Deposu.

Son dakika: Doları ve altını solladı! Yüzde 300'lere çıktı

Tasarruf sahiplerinin temel gayesi birikimlerini büyütmek olurken enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde ise kayıplarını bertaraf etme amaçlı hareket ederler.

İlginizi Çekebilecek Haberler