Geri Dön
34 yıl boyunca bir kez olsun geğiremedi

34 yıl boyunca bir kez olsun geğiremedi

Yediğiniz, içtiğiniz sizin olsun. Ama güzel bir yemeğin üzerine ne iyi gelir? Meyve? Olabilir. Çay? O da olabilir. Ya da mesela bir maden suyu? Neden olmasın... Ama lezzetli bir yemek yedikten sonra o yemeğin keyfini çıkartmak için 'geğirmek' aslında gayet istediğimiz bir şey. Kimse kibar ya da elit insan rolüne bürünmesin. Peki hiç düşündünüz mü ya geğiremeseydiniz ne olurdu?

Mayk Şişman
Mayk Şişman

Bir kez olsun geğirememiş

Siz düşünedurun, biz size 34 yıl boyunca bir kez olsun geğiremeyen adamın öyküsünü anlatmaya başlayalım. İngiltere'nin başkenti Londra'da yaşayan Neil Ribbens 34 yaşında. Ve bugüne kadar bir kez olsun geğirememiş. Geğirmek istemiş ancak başarılı olamamış. İstese de yapamamış. Ve bu onun elinde değil.

Maden suyu içiyorsunuz ama...

Sebebi ne? Sebebi çocukluğunda yaşadığı bir sağlık problemi. Henüz bebekken hatta doğum esnasında yaşadığı sağlık probleminden ötürü 34 yıl boyunca geğirmek gibi bir seçeneği olmamış Ribbens'in. Gazlı içecekler içememiş haliyle hayatı boyuna. Düşünsenize maden suyu içiyorsunuz ama geğiremediğiniz için mideniz patlayacak gibi oluyor. Korkunç!

Botoks müdahalesiyle

Yaşı ilerledikçe yaşadığı bu durum ona sıkıntı üstüne sıkıntı yaratmaya başlamış. Gaz yapan yiyecekler, içecekler tüketemiyor olması canına tak etmiş ve kendini İngiliz doktorlarına teslim etmiş. Doktorlar da daha çok yüz gerdirme olarak bilinen Botox'u onun üzerinde denemişler tedavi için. Boğazına yapılan Botoks müdahalesiyle geğirebilmesi hedeflenmiş ve sonuç başarıyla sonuçlanmış.

"Alışık değildim"

34 yıl sürse de o artık tıpkı bizim gibi yiyecek yedikten sonra içecek içtikten sonra geğiriyor, geğirebiliyor. İlk geğirdiği anı ise şaşkınlıkla hatırlayacağını söylüyor: "Evet, biliyordum elbette nasıl bir şey olduğunu. Ama kendim bunu yapınca garip geldi. Vücudumun böyle bir ses çıkarması hiç de alışık olduğum bir şey değildi sonuçta."

İhmal edilmemeli

Botoksun faydası, zararı değil konu. Konu, hayata dair küçük mutluluklar yakalamamız. Sizin için bir sorun olmadığını düşündüğünüz herhangi bir eksikliğinizin aslında ne kadar da tamamlanabilir bir şey olduğunu görmek mesele. "Aman canım geğirmesem de olur ne ki?" diyemezsiniz. Vücudunuzun bir ihtiyacı. İhmal edemezsiniz. Fiziksel bir şey bu.

Vazgeçmişlikle nereye kadar?

İşin psikolojik kısmı da önemli. "O da öyle negatif bile olsa kalsın" diye erteleyemezsiniz, ertelememelisiniz. Eksileri elinizden geldiğince artıya çevirmek zorundasınız. Çocukluğunuzdan beri rahat nefes alamıyor musunuz? Doktora görünün. "Zaten çocukluğumdan beri bu böyle, böyle gelmiş böyle gider" vazgeçmişliği yerine çözüm yolları arayın.

En önemli şey huzur

Dediğimiz gibi sadece fiziksel olarak değil psikolojik olarak da bu böyle olmalı. Çevrenizdeki insanları doğru seçin. "O da öyle" kabullenişleri tabii ki doğru. Kimse kimseyle aynı görüşü paylaşamaz. Ama canınızı sıkan eylemlerde bulunanları sürekli tolere etmek yerine huzurunuzu, mutluluğunuzu ön planda tutmak doğrusu. Görüşmeyin. Anneniz de olsa babanız da olsa kardeşiniz de olsa. Bu hayatta en önemli şey mutluluk değil huzur. Huzuru ön planda tutmak lazım...

twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr

Benzer İçerikler