
Az şekerli Türk kahvesi karmaşası ne zaman biter?
Bir kafeye gittiniz. Türk kahvesi söylediniz. Size derhal şu soru sorulur: "Tabii ki. Nasıl olsun?" İşte bu kilit soru karşısında "Az şekerli" cevabını verenlerin enteresan bir 'anlaşılamama' problemi var. E nasıl olmasın ki!
Kafalar karışıyor biraz
Türk kahvesi çeşitlerimiz belli. Birçoğumuz için şu şekilde: Sade, orta ve şekerli. Ancak işin içine 'şekerli' kelimesini eklediğimizde, detaylarda boğulanlar için kabus gibi bir tablo oluşuyor. 'Az şekerli', 'orta şekerli' ve 'çok şekerli' denildiğinde kafalar karışıyor biraz tabii. Orta şekerlinin 'orta', 'çok şekerli'nin de 'şekerli' olduğu net ortada. Ama 'az şekerli' denildiğinde sanki sade kastedilmiyor, özel bir talepte bulunuluyor gibi. Adeta hamburgerciye gittiğinizde "Hamburgerime ketçap istemiyorum" der gibi hani.
'404 not found' tepkisi verilir
Mesela, 'az şekerli' denilirken kastedilen 'şekerli'nin azı ile 'orta'nın bir tık daha şekerlisi mi? Yoksa 'sade'nin 'şekersiz' olarak varsayılması üzerine sadenin üstü ama 'orta'nın altı mı? Detaylara takılan, hatta detaylarda kaybolan biri olarak sırf bu yüzden garson olamayacağım gibi gözüküyor. Ya da diyelim oldum, muhtemelen benden 'az şekerli Türk kahvesi' isteyen bir müşteriye '404 not found' tepkisi filan veririm. Olmaz, olamaz.
İşte bunlar hep Canan Karatay
Bütün bu karmaşaya nasıl bir anlam yükleyebiliriz peki? Bence 'işte bunlar hep Canan Karatay'... Karatay sayesinde şekerin aslında bir zehir olduğunu fark ettik. Şekeri hayatımızdan çıkartma çalışmaları kapsamında bence çuvallamış durumdayız. Ve ilk hatalardan biri de 'Türk kahvesi'nde yaşanıyor. Bu karmaşanın, bütün içeceklerin 'şekersiz'ini talep ettiğimiz için yaşandığını düşünüyorum. Şekersiz ve organik gibi 'yeni trend'ler sayesinde bu türden karmaşaların daha da çok artacağını düşünüyorum.