Geri Dön
Corona virüs ne kaybettirir? Ne kazandırır?

Corona virüs ne kaybettirir? Ne kazandırır?

Peki şimdi ne oldu? Bizi bizden korumak için araya mesafeler koymak zorunda kaldık. Bizim yaptığımız hatalar nedeniyle biz sevdiklerimizden uzak kaldık. Bizim dünyamızı biz mahvettik. Toplarıyla, tüfekleriyle övünen büyük güçler bile savunmasız kaldılar doğanın gücü karşısında. Aslında koca dünyanın cevabıdır bu insanoğluna. Ben senden büyüğüm, sen bana muhtaçsın cevabıdır bu.

İrem Funda Çakmak
İrem Funda Çakmak

Yaklaşık 4 ay önce tanıştığımız Corona virüs zamanla tüm gündemimize hâkim oldu. İlk önce Çin’de başlayan salgını takip ettik, yedikleri, içtikleri gıdalara sinirlendik. Derken virüs İran ve İtalya ‘da kendini göstermeye başladı. Televizyonda uzak ülkelerin birinde olarak izlediğimiz virüs yavaş yavaş kapıya dayandı. İtalya’da yaşananlar bizleri dehşete düşürürken sonunda içimizden birinin hasta olduğu haberi ile tüm gündem Corona virüs halini aldı.

Haberin Devamı

Şimdi ne yapıyoruz? Hiç seyretmediğimiz kadar çok tartışma programları seyredip, gündemi takip ediyoruz. Her akşam Sağlık Bakanımızın yapacağı açıklamayı korku ve umutla bekliyoruz. Açıklanan vaka sayılarını kendi görüşümüz ve mantığımız yoluyla kişi sayısı ile çarpıp bir sonraki günün vaka sayısını çoğaltıyoruz. Bu tabii bize yetmiyor diğer ülkelerde olan vaka sayılarını öğrenmeye çalışıyoruz. Virüs mağduru olan ülkelerin zamanında yapmadıklarını geç kalmadan yapmaya çalışıyoruz. Yaptıklarımız ile umutlanıp, bilinçliliğimiz ile gurur duyuyoruz. Tabii bu olayın sosyal medya tarafı da var. Ve ne yazık ki herkesin önemli mevkilerde yakını var. Bütün haberleri o ‘yakın’ ve ‘önemli’ kişiden alıyoruz işte. Çoğaltıyoruz, ekliyoruz, yorum katıyoruz, sonra yalanlıyoruz ama tekrar inanıyoruz. Bu da virüsün magazinsel boyutu.

Haberin Devamı

Dışarı çıkmıyoruz

Corona virüs ne kaybettirir Ne kazandırır

İşin aslı çok üzüldük ve belli ki bir süre daha üzüntülerimiz, endişelerimiz devam edecek. Yetkili mercilerin uyarıları ile mecbur olmadıkça evlerimizden çıkmıyoruz. En azından çoğumuzun bu uyarıyı dikkate aldığını ümit ediyorum. Çok değil daha bir hafta önce dostlarla içilen bir fincan kahvenin özlemi sardı bile her birimizi. Ne güzel günlermiş değil mi? Bir fincan kahve ile sohbeti tatmak, bir tas çorbayı eş, dost ile paylaşmak. Telefonun ucunda ki sevdiğinize çay koydum gel içelim diyebilmek. Ne güzel şeymiş sabahları çocuğunu başarı temennileri ile okula uğurlamak, akşam karşılayıp gününün nasıl geçtiğini sormak. Daha bitmedi; telaş içinde sofrayı hazırlamak, öyle ya izlenecek diziler var bir sürü, yetişmek lazım. Sonra hafta sonu planları yapmak, anneanne, babaanne ve dedeler ile birlikte yapılan aile kahvaltıları planlamak. Yani hayatı yaşamak, akışına ayak uydurmak. Güzeldi değil mi?

Peki şimdi ne oldu? Bizi bizden korumak için araya mesafeler koymak zorunda kaldık. Bizim yaptığımız hatalar nedeniyle biz sevdiklerimizden uzak kaldık. Bizim dünyamızı biz mahvettik. Toplarıyla, tüfekleriyle övünen büyük güçler bile savunmasız kaldılar doğanın gücü karşısında. Aslında koca dünyanın cevabıdır bu insanoğluna. Ben senden büyüğüm, sen bana muhtaçsın cevabıdır bu.

Haberin Devamı

Neleri eksik yaptık?

Corona virüs ne kaybettirir Ne kazandırır

Bir de işe iyi yönünden bakalım demek; içinde bulunduğumuz tablo karşısında pek doğru bir söylem olmaz. O zaman şöyle düşünelim; bir süreliğine hayatımızın bekleme maduna alındığını düşünelim. Birilerinin bekleme düğmesine bastığını varsayalım. Onca koşturmacada durup bir geriye bakalım. Kendimize bakalım. Neyiz? Nereye gidiyoruz? Tüm yaşamamız boyunca neleri yanlış yaptık? Neleri eksik yaptık? Hatta hiç yapmadık. İşte bu bekleme modu hayatın bize sunduğu kötü şansın içinde kalmış olan iyi taraf olsun. Her zaman başımıza gelemeyecek olan kendini tanıma fırsatı olsun. Bir düşünün ne kadar çok yanlışımız ne kadar çok yapamadığımız şeyler vardır hayatımızın içinde. Bu dönem kendimize iyi gelme dönemi olsun bizim için. Kendine iyi gelen kişi çevresine de iyi gelir. İlaç olur, şifa olur.

Aslında evde kalarak hayatta kalıyoruz fark ettiyseniz. Hem beden sağlığı açısından hem de manevi olarak kendimizi ikinci baharımıza hazırlıyoruz. Belki mutluluk oyunu diyeceksiniz bu duruma. Kendinize iyi geliyorsa varsın mutluluk oyunu olsun. Sen gene evde kal, hayatta kal. Hatta hayatta kalmak için evde kal.

Haberin Devamı

Sağlıkla kalın.

Benzer İçerikler