
Türkçenin az kullanılan iki sözcüğü: Sana ne ve bana ne
Türkçemiz zengin bir dil. Her duruma, her ana bir kelime, cümle, deyim, atasözü ile cevap verebilme kapasitesi var. Ancak son zamanlarda ihtiyaç duyduğumuz ancak az kullanan iki kelime var; Sana ne ve bana ne. Bizler de sana ne ve bana ne sözcüklerini tekrar hatırlatmayı borç bildik, Molatik olduk.
Gün içinde birçok sözcüğü kullanıyoruz. Bazıları ise zaman içerisinde unutuluyor. Tabii zaman her şeyi değiştirdiği gibi alışkanlıkları da değiştiriyor. Bir de “Ayıp olur demeyeyim” otokontrolü devreye girince çokça sözcük tarihin tozlu sayfaları arasına giriyor. Onlardan ikisi de sana ne ve bana ne.
Her şeye burunlarını sokuyorlar
Arkadaşlıklar, ilişkiler, iş ilişkileri derken gün içinde birçok kişiyle temas halinde oluyoruz. İnsanlar zaman içerisinde bu ilişkilerde sınırlarını aşmaya başlıyorlar. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak hayatınıza burunlarını sokuyorlar. "Onu yapma, bunu deme, şöyle davranma" diyorlar. Verilecek cevap ise çok net aslında; Sana ne. Güzel bir sözcük olmasına rağmen insanlar bunu kullandığınızda size "Saygısız" gözüyle bakabiliyor. Kendisi asıl saygısızlığı yapmamış gibi.
Beni ilgilendirmiyorsa ne yapabilirim?
Bir de bunun bana ne versiyonu var. Sürekli sizi ilgilendirmeyen durumların içine sizi çekmeye çalışan, konudan bahseden insanların durmak bilmemesi üzerine de kullanabileceğimiz sözcük bana ne. Bunu söylediğiniz vakit de "Sen de çok umursamazsın. Hiç ilgin yok" çıkışlarıyla ile karşılaşıyorsunuz. Sanki sizin neyle ilgilenip ilgilenmeyeceğinize onlar karar veriyormuş gibi.
Fıkra ile bitireyim yazıyı;
Nasreddin Hoca pazarda gidiyormuş. Boş konuşan birisi yanına gelip
-Hocam bak baklava götürüyorlar
Hoca bakmış
-Bana ne demiş
-İyi ama Hocam, baklava senin evine gidiyor.
-O zaman sana ne demiş.