Yasak aşk cinayetindeki 'Çay demleyip içtik' detayı
Konya'da yaşanan yasak aşk cinayeti insanın kanını donduran cinsten. Yasak aşk cinayetini duymamış olanlar için özet geçelim. Konya'da yaşayan Ali Sarı pancar tarlasında tabancayla başından vurularak ölüyor. Bunun üzerine Ali Sarı'nın eşi Zekiye Sarı ve Ali Sarı'nın amcasının oğlu İskender Sarı gözaltına alınıyor. Çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan ikilinin ifadesinde ise öyle itiraflar yer alıyor ki insan hakikaten de 'pes' diyor...
Önce Zekiye Sarı'nın ifadesine bakalım.
Zekiye Sarı'nın ifadesinde şunlar yer alıyor: "Eşimin kadınlarla birlikte olduğunu biliyordum. Ondan intikam almak istedim. İlişkimizi ortaya çıkaracaktı. Bundan korktum."
Bitti mi?
Hayır.
İskender Sarı'nın ifadesine geçelim.
İskender Sarı da ifadesinde şunları belirtiyor: "Zekiye Sarı cep telefonuma 'Şunu ortadan kaldıralım ve kurtulalım, yoksa bizi rezil edecek' diye mesaj attı. Bunun üzerine tarlaya gittim. Ali ile sohbet ettik. Sonra tabancayla başına ateş ederek öldürdüm. Sonra yanı başında yarım saat ağladım. Zekiye'nin yanına gittim. Çay demlemişti. Karşılıklı çay içtik. Birbirimize sarılıp ağladık. Zekiye'yi çok seviyorum. Ali'yi öldürdüğüm için pişmanım."
Pes...
Bu nasıl çılgınca bir yaşam tarzı?
Michael Haneke ve/veya Nuri Bilge Ceylan filmi konusu çıkar buradan.
"Karşılıklı oturup çay içtik, birbirimize sarılıp ağladık."
Ali Sarı öldürülüyor, öldüren kişi amcasının oğlu ve olayda eşinin de parmağı var.
Ali Sarı kötü bir insan olabilir.
Ali Sarı eşini aldatan bir insan da olabilir.
Ama bu kadar yakınındaki iki insan tarafından öldürülmeyi bir de ölüsünün üstüne çay içilmesini hak edecek kadar ne yapmış olabilir?
Kimse kimseyi öldüremez, öldürmemeli.
Öldürüyorsa cezası var.
Ama çay içmek, ağlamak, pişmanlık duymak, sarılmak.
Bunların hepsi Ali Sarı'nın ölümünden birkaç saat içinde yaşananlar.
Çok çılgınca, akla hayale sığmayacak, asla normal olmayan şeyler.
İşin komiği aralarındaki ilişki duyulmasın diye öldürmeyi seçiyorlar.
Çünkü duyulmayacak!
Tüm Türkiye duydu aranızdaki yasak aşkı, alo?
Film senaryolarını burun kıvırmamamız gerekiyor demek ki.
"Cinayetin üzerine bir de çay içmişler, pes! Böyle de film mi olur? Hiç gerçekçi değil" demesin bundan sonra kimse.
Filmlerden daha fazlası yaşanıyor gerçek hayatta.
Senaryoları 'İyice saçmaladılar' diye eleştirmeden önce cinayet haberlerini satır satır okumak gerekiyor.
Hayat, aslında pek de gerçek olamayacak kadar fantastik!
