Geri Dön
Toksik insan modelinin hayatımıza katkısı nedir?

Toksik insan modelinin hayatımıza katkısı nedir?

Toksik insan nedir? Toksik insan modelinin hayat deneyimimize ve bilişsel dengemize katkısı nedir? Gelin Molatik olalım...

Gözde Nur KESER
Gözde Nur KESER

Yaşamak, kendimizi bulma yolculuğundaki deneyimlerimizi ve bu deneyimlerden neler öğrendiğimizi anlamaktır… Bu yolculukta her birimizin hikâyesi biriciktir, eşsizdir. Bu uzun ve meşakkatli yolda hayatı daha iyi deneyimleyebilmemiz için birçok insan modeli bize eşlik eder. Bunlardan birisi de toksik insan modelidir...

Haberin Devamı

Toksik insan kime denir?

Toksik insan, genellikle kendi başarısızlıklarını ve kendi mutsuzluklarını karşısındaki kişiyi ayna olarak görüp yansıtan kişidir… Çoğu zaman sadece bununla da yetinmez. Mutsuz etmek, üzmek, dibe çekmek için elinden ne geliyorsa yapar. Çıkarı için zarar vermekten de asla çekinmez. Toksik insanları akbabalara benzetebiliriz… Akbaba dünyanın en yırtıcı, en zarar verici kuşlarından birisidir. Genellikle etle beslenir. Canlı, leş fark etmeksizin her türlü eti de tüketebilir. Avlarının kokusunu ise çok uzaktan alır. Toksik insan ise bu canlı türüyle tamamen benzer bazı özellikler gösterir. Birini veya birilerini kendine hedef olarak seçer. Seçtiği bireyin veya bireylerin hal ve hareketlerini çok uzaktan da olsa mutlaka takip eder. Bazı hareketleri kendisiyle özdeşleştirir ve kendisi uygular. Size kendinizi kötü hissetmeniz için elinden geleni yapar. Alabileceği son şeyi de alana kadar durmaz ve beslenmeye devam eder. Ta ki artık ona verecek bir şeyinizin kalmadığını anlayana kadar. Bunu anladığı anda tüketim serüveni bitmiştir… Onun tüketim serüvenin bittiği noktada hayatınızın bambaşka bir dönemi sizin için yeni başlamaktadır. Çünkü hayat kendinizi keşfetmenizi sağlayacak keskin virajlar ve büyük yol ayrımlarıyla doludur... Ve hayatınızın belirli dönemlerinde bu tarz toksik insanlarla karşılaşmanız, bu virajları daha iyi anlamanız ve artık yol ayrımına gitmeniz için sizi teşvik eden hikâyenizin sadece bir bölümünden ibarettir.

Haberin Devamı

Yüzleşme sancılı olur

Zaman geçer, aylar mevsimleri kovalamaya devam eder. Siz ise hayatınızda bazı sorgulamalar yapar, düşünmeye başlarsınız. Hayat ile ilgili esas farkında olma hali birey düşünmeye başlayınca gerçekleşir. Beyninizde "Ben ne istiyorum?" sorusu yankılanmaya başladığı anda, bingo! Demek ki kendinizle yüzleşiyorsunuz. Bu yüzleşme çoğu zaman yeni doğan bir bebeğin annesine verdiği sancı kadar ağrılı olur. Kolay değil, bu süreçte kendinize saygı duyun. Siz ikinci kere doğuyorsunuz… Bu büyük sancılı ve zor bir doğumdu. Şimdi hem yeni doğmuş bir bebek kadar şaşkın ve korkulu hem de doğum yapan bir anne kadar ağrılı, yorgun ama ferahsınız.

Haberin Devamı

Belki biz de toksik olmuşuzdur başkalarına

Bilin ki bu noktada arınma başlar. Süreç tamamlanır. Duygular harmanlanır. Ortaya gerçek ben dediğiniz kişi çıkıverir. Daha güçlüdür. Daha sarsılmazdır… Çünkü kendi için yaşamayı öğrenmek adına büyük bir adım atmıştır. Hayat yolumuzda karşımıza çıkan birçok insan modelinden sadece biri olan toksik insanlar bizi yorsa, üzse ve kırsa da aslında bize çok şey öğretirler. Unutmayalım, onlar da tıpkı diğer insanlar gibi, bizi gerçek bize daha da yaklaştırmak için karşımıza çıkmışlardır. Ve bir noktada kendimizle olan yüzleşmemizde bize ayna olmuşlardır. Çünkü unutmayalım ki hayatımıza giren her insan bizden bir şey taşır. Bu kimi zaman çok sevdiğimiz kimi zamanda nefret ettiğimiz bir şey olabilir… Hem kim bilir, biz de belki bir başkasının hayatında, bir başka zamanda illa ki toksik insan modeli olmuşuzdur. İsteyerek veya istemeyerek…

Haberin Devamı

Toksik insan modelinin hayatımıza katkısı nedir

Devreye denge girer

Unutmamak lazım, insan beşeridir. Nefret etmek, kıskanmak, öfkelenmek, sevmek, iğrenmek, aşık olmak…Tüm bu duygular bu beşeriyetin getirileri olarak hayat deneyimimizde karşımıza çıkar. Ancak önemli olan nokta şudur; biz kendi beşeriyetimizin yeterince farkında mıyız? Yoksa tüm bu duygularımız karşımızdakine ya da bize sadece zarar mı veriyor?

Bu noktada devreye denge girer. Dengemizi bulmayı öğrenmeli, duygularımızı dengelemeli ve dönüştürmeliyiz. Bilmeliyiz ki, biz, gerçek bizle tanıştığında artık bizi kimse yenemez… Hoş bir savaş meydanında değiliz. Belki de öyleyiz. Kim bilir... Hayat zaten yaşadığımız anların bütünü değil mi? Ama şunu unutmayalım. Her ne yaşıyorsak bu hikâyenin sadece bir parçası, asla tamamı değil… Kahraman hep biziz, her gün hayatımıza sahip çıkıp kendimize olmak istediğimiz gibi bir başrol yazabiliriz. Bu filmde senarist ve başrol daima aynıdır... Yardımcı oyuncular ise hep değişir…

Benzer İçerikler

Sıradaki Haber
Sıradaki Haber
Sıradaki Haber