Geri Dön
Metin Erksan: Filmleriyle bir döneme damga vuran isim

Metin Erksan: Filmleriyle bir döneme damga vuran isim

Metin Erksan, Türkiye'de yetişmiş çok değerli bir isim. Çektiği filmlerle sadece Türkiye'ye değil tüm dünyaya kendini göstermeyi başaran Metin Erksan'ın hayatına gelin Molatik olalım...

Kurabiye Canavarı
Kurabiye Canavarı

Çok erken yaşta sinemayla ilgilenmeye başladı

Metin Erksan, ilk ve ortaöğrenimini İstanbul'da tamamladı. Pertevniyal Lisesi’nden mezun oldu ve 1947 yılından başlayarak çeşitli gazete ve dergilerde sinema makaleleri yayınlanmaya başladı. Üniversite yıllarında da sinemayla ilgilendi. 1950 yılında Atlas Film için Yusuf Ziya Ortaç'ın "Binnaz" adlı filmini senaryolaştırarak sinemaya adımını attı. Bu film, Mümtaz Yener tarafından filme çekildi.

Metin Erksan, 1952 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'nden mezun oldu. Aynı yıl "Dünya" gazetesinde ‘Kamera’ takma adıyla film eleştirileri yazdı. Yine 1952 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun senaryosundan çektiği "Aşık Veysel'in Hayatı-Karanlık Dünya" isimli belgesel, Metin Erksan'ın ilk filmi oldu. Köy yaşamına gerçekçi bakışı ve şiirsel anlatımıyla yönetmenin siyasal duyarlılığını anlatan film sansürce yasaklandı. Fakat filmin yapımcısı çeşitli sahneleri atıp kısaltarak ve Erksan'ın çekmediği sahneleri ekleyerek filmi bir yıl sonra gösterime soktu.

Türk sinemasının yurt dışında tanınmasına öncülük etti

1957'de çektiği ikinci filmi "Dokuz Dağın Efesi" ile büyük ilgi topladı. Daha sonra "Gecelerin Ötesi", "Yılanların Öcü", "Acı Hayat" gibi filmlerle toplumsal gerçekçilik türünde ürünler verdi ve "Sinemacılar Kuşağı"nın üç önemli temsilcisinden biri olarak adını duyurdu. "Susuz Yaz", "Suçlular Aramızda", "Sevmek Zamanı" ve "Kuyu" gibi filmlerle kendine özgü üslubunu geliştirdi. "Susuz Yaz" adlı filmi 1964'de Uluslararası Berlin Film Festivali'nde büyük ödül olan "Altın Ayı Ödülü"nü kazanarak Türk sinemasının yurt dışında tanınmasına öncülük etti.

Farklı tartışmalara yol açtı

Sinemada aradığı çalışma koşullarını bulamayan Metin Erksan, 1974'de Türkiye'de ilk defa İDGSA Film Arşivi tarafından başlatılan eğitim çalışmalarına katıldı ve Sinema Kursları'nda öğretmen olarak görev aldı. 1974 yılında Sait Faik Abasıyanık'ın "Müthiş Bir Tren", Kenan Hulusi'nin "Sazlık", Samet Ağaoğlu'nun "Bir İntihar", Sabahattin Ali'nin "Hanende Melek" ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Geçmiş Zaman Elbiseleri" adlı öykülerini, TRT Kurumu adına "Beş Türk Hikayesi" ismiyle yönetti. Metin Erksan'ın dünyasının ve sinema dilinin güçlü izlerini taşıyan bu filmler, farklı değerlendirmelere ve tartışmalara yol açtı.

Hala daha aramızda...

Özellikle yurt dışında büyük ilgi toplayan, birçok festivalde çeşitli ödüller kazanan, adına toplu gösteriler, film haftaları düzenlenen sanatçıya 1997'de Mimar Sinan Üniversitesi Senatosu kararı ile "Onursal Profesörlük" unvanı verildi. Yaşamı boyunca her zaman bir şekliyle üretmeyi başaran Metin Erksan, 91 yaşında hayatını kaybetti. Fakat ürettikleriyle hala daha aramızda…

Benzer İçerikler