Fenerbahçe’de stoper sorunu: Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek
Muhakkak biliyorsunuzdur: Einstein, “Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek aptallıktır” der. İşte Fenerbahçe’nin stoper sorununa bu minvalden başlamak istiyorum. Tabi ki aptallık boyutunda değil ama yanlışlık diyelim biz ona.
Konumuz Fenerbahçe’nin stoper sorunu ve bu sorunun ortaya çıkardığı sonuçlar. Öznemiz de Jailson. Brezilyalı stoper(!). Düşündürdü sizi değil mi? Çok düşünmeden açalım konuyu biraz.
Sarı lacivertliler felaket bir sezonun ardından yeni umutlarla, şampiyonluk parolasıyla çıktı yola. Başkan Ali Koç bu kez daha tecrübeli, daha sağlam adımlar atarak başladı icraatlarına. Teker teker bahsetmeyeceğim hepsinden ama Emre, Kruse, Rodrigues, Vedat gibi nokta transferler yapıldı. Yapıldı yapılmasına ancak bu işin bir de savunma tarafı var.
Bir Audi Cup macerası…
Yeni sezona stoper rotasyonunda Sadık Çiftpınar, Serdar Aziz, Okan Turp ile girdi Fenerbahçe. Bir sorun gözlemlediniz siz de biliyorum. Bu takım şampiyonluğa oynayacak, kaliteli savunmacı lazım derken Audi Cup Turnuvası’na stoper transferi yapılmadan çıktı sarı lacivertli takım. Sonuçlar hepinizin malumu…
Piyangodan stoper
Süper Lig için saat işliyor, süre daralıyordu. Yönetim harıl harıl çalışıyor, diğer bölgelerin dışında öncelikli olarak savunma bölgesi için girişimlerini sürdürüyordu derken piyangodan bir stoper çıktı ortaya. Bakmayın öyle, tanıyorsunuz siz de. Jailson…
Kadıköy’deki hazırlık maçında Cagliari’ye karşı stoper oynadı Brezilyalı. Hazırlık maçlarının havası farklıdır, pek fikir vermez performans konusunda ancak duyumlarımız Ersun Yanal’ın genç futbolcuyu bu bölge için hazırladığı yönündeydi.
Kjaer değil ama…
Derken Fenerbahçe ilk stoper transferini 10 Ağustos’ta açıkladı, ligin ilk maçına yalnızca 9 gün kala. Kim mi o isim? Danimarkalı, yok yok Kjaer değil… Huddersfield’dan Mathias ‘Zanka’ Jorgensen…
29 yaşındaki oyuncu 2 milyon euroya dahil edildi kadroya. E bize de hayırlı olsun demek düşer. İdmanlar yapıldı, Zanka ilk Süper Lig maçına Gazişehir Gaziantep maçında çıktı, fena da oynamadı. Yalnız dikkat çeken bir detay vardı, yanındaki partneri Jailson’du…
Bilin bakalım kimin hatası!
Serdar Aziz sakat, Sadık yetersiz derken bu tercih çok tartışılacak durumda değildi. Geldik ikinci haftadaki Medipol Başakşehir maçına. Daha ciddi bır sınav, kora kor bir mücadele bekliyor seni. Gazişehir maçındaki 5-0’lık galibiyete benzemez. Maça iyi başlayan Fenerbahçe, Başakşehirli Crivelli’nin golüyle geriye düştü, bilin bakalım kimin hatasıyla! Valla bravo.( 10 üzerinden 10.)
Jailson’un bire birde rakibine geçilmesiyle Brezilyalı stoper de ilk firesini vermiş oluyordu. Çünkü pozisyon bilgisi ve bire bir savunma itibarıyla zayıf bir isimdi kendisi… (Maçı 2-1’lik galibiyetle bitirdi Fenerbahçe orası ayrı)
Durun daha bitmedi. Hemen bırakmayın yazıyı…
Üçüncü haftadaki maç daha da kritik. Derbi zamanı. Kadıköy’de rakip Trabzon. Maça fırtına gibi başladı Fenerbahçe. Golü de buldu Rodrigues’le ama yanıt gecikmedi. Bordo mavili takım Ekuban’la yakaladı beraberliği ama gol neredeyse penaltı noktasından geldi. Fenerbahçe savunmasının merkezi bomboş. Tam uyum sağlayamamış Zanka, yanında devşirme Jailson… Aaaa yine Jailson. Kusura bakacak bir şey yok ama…
Golü ikram etti
Süper Lig’de sıra geldi 5. Haftaya. Tartışmalı Alanya deplasmanı. Tolga Ciğerci ile öne geçti Fenerbahçe ancak taç atışındaki Zanka-Altay anlaşmazlığı sonucu maça denge geldi. İkinci yarının hemen başında ise sahnede yine Jailson vardı. Ceza sahasında riskli paslaşmalar sonucu topu uzaklaştıramayan 24 yaşındaki futbolcu bir nevi Cisse’ye golü ikram ediyordu. Sarı lacivertli takım da maçı 3-1 kaybetti.
Ben şu ana kadar elle tutulur 3 hata saydım ama bakalım daha da artacak mı… Beraberiz değil mi hala? O zaman devam…
‘Yetiş Jailson’
Akdeniz’ın sıcak havasından eve dönen Fenerbahçe’nin konuğu bu kez Ankaragücü. İlk kez Jailson’suz başlanan bir maç Stoperde Zanka-Rami var ancak ilk 45 dakikada felaket bir Rami performansının ardından ‘Yetiş Jailson’ sesleri, ikinci yarıda oyunda Brezilyalı. Sarı lacivertliler geriye düşmesine rağmen 2-1 kazandı bu maçı.
Dünya derbimiz var ya…
‘Sana git diyemem ama kal demek de gelmiyor içimden’ durun durun başka bir konuya geçmiyorum merak etmeyin. Hani bizim bir dünya derbimiz var ya. Atsan atılmaz satsan satılmaz. Ona ithafen, ama şarkı da güzeldir hani, dinleyin derim…
Neyse ligin 6. Haftası olmuş, Türk Telekom’da Galatasaray ile Fenerbahçe kozlarını paylaşıyor. Sarı lacivertlilerin savunma tandemi yine Zanka-Jailson’dan oluşuyor. Bunu ilk kez söyleyeceğim ama ikilinin en iyi oynadığı maç olarak kayıtlara geçti bu mücadele. Neyse bağlamdan kopmayalım…
Başrolde Jailson
Maç 0-0 bitti ve Fenerbahçe milli ara öncesi son maçına yine Kadıköy’de çıktı. Ben de maçtaydım ve yakından gözlem yapma şansı buldum. Karşılaşmanın hemen başında öne geçti Antalyaspor. Yine bireysel bir hata, yine çalım yiyen stoper, yine başrolde Jailson…
Bu golle birlikte asıl mevkisini orta saha bildiğimiz ancak zorla stoper yaratılmaya çalışılan Jalson’un kritik 4.hatasını yazdım ben. Maç içindeki pozisyon geçişleri, hataları da cabası…
Ersun Yanal’ı anlama çabası
Öncelikle Ersun hocanın mevcut stoperler arasında Jailson’u tercih etme nedenlerini anlamaya çalışıyorum. Evet Brezilyalı düzgün bir ayağa sahip ve topla ilişkisi de iyi denebilecek bir düzeyde. Bu, stoperleri öne çıkardığınız hücumlarda sizin daha kalabalık bir şekilde rakip sahaya yerleşmenizi sağlar ancak öncelikle unsur işin savunma tarafı…
‘Lütfen beni stoper oynatmayın’
Jailson ön libero olmasına rağmen savunma düzeyi ve pozisyon bilgisi yeterli olan bir oyuncu değil. Tabiri caizse de kafa topuna çıkmayı bilmiyor. Stoper oynatmaya çalıştığınız bir oyuncuda bulunması gereken en önemli nitelikleri barındırmıyor maalesef. E bir de işin içine oyuncunun ruh halini de sokarsak… Saha içinde daha da net fark ediliyor ki Jailson, “Lütfen beni stoper oynatmayın” der gibi bakıyor etrafa.
Velhasıl kelam, artı ve eksileriyle değerlendirdiğimizde ben bu saatten sonra Fenerbahçe’nin savunmasında orijini stoper olan oyuncuların oynaması gerektiğine inanıyorum.
Sayın Ersun Yanal’dan da bir ricam var: Bir oyuncunun en iyi yeri gerçek mevkisidir…
