Burberry’nin intihar çağrışımlı tasarımı etik mi?

Dünyaca ünlü çoğu markanın her yıl beklediği ve özenle hazırlandığı bir moda etkinliği Londra Moda Haftası. Her yıl farklı tasarımlara ve şovlara sahne olurken (örneğin geçen sene modacı Ashish’in defilesinde İbrahim Tatlıses’in uzun havası çalmıştı), bu yıl Burberry’nin tartışmalı tasarımı gündem oldu.

Burberry’nin tasarımına ilk tepki, manken Liz Kennedy’den geldi. Liz Kennedy, Burberry ve markanın yaratıcı direktörü Riccardo Tisci’ye yazdığı “İntihar moda olamaz" mesajında şöyle dedi:

"Ne göz alıcı ne de farklı bir çizgiye sahip. Podyuma boynunda ilmek olan bir mankenin çıkarılmasına nasıl izin verebilirsiniz? Burberry gibi büyük bir marka böyle açık bir çağrışımı nasıl göremez? Tasarımı görür görmez soyunma odasını terk ettim. Çünkü geçmişte ailemde de intihar yaşanmıştı ve o günlere geri döndüm."

Liz Kennedy’nin Instagram’da paylaştığı mesaj sonrası gelen tepkiler üzerine Burberry CEO’su Marco Gobbetti özür dileyerek tasarımı koleksiyondan kaldıklarını açıkladı. Şirketin yaratıcı direktörü Tisci "Tasarım gerçekte denizcilik temasından esinleniyor ancak hassas davranmadığımızı anlıyorum" diyerek benzer bir özür mesajı yayınladı.

Peki dünyaca ünlü bir moda devinin böyle bir tasarımı kullanması ne kadar etik? Ki hatırlatayım, koleksiyon gençlere yönelik...

Moda dediğimiz şey her şeyin mübah olduğu bir mecra mı? Sorumluluk alanı hiç yok mu?

1856’da kurulmuş moda dünyasının en köklü ve en büyük markalarından olan Burberry de bunu yaparsa küçükler ne yapsın? Saçmalasın mı?

Böylesine küresel bir dünyada, attığınız her adım bilinir, duyulurken böylesine büyük markaların sorumluluğu daha fazla olmalı. Ayrıca tamam moda yaratıcılık demek ama yaratıcı fikir diye bula bula bulduğumuz boynundan ip geçirdiğimiz bir tasarım mı? Yaratıcılık denen şey içinde etik değerleri barındırmasın mı? Yaratıcılıkta sınırsız olunsun ama sınırsız derken bu şekilde sorumsuz da olunmasın lütfen.