'Bu yükün altına girmek önemliydi'

‘Reis’ filmi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kasımpaşa’da geçen çocukluğu, belediye başkanlığı ve kariyerinde yükselmesini anlatıyor. Başroldeki Reha Beyoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti’nde bir tane reis var, o da Erdoğan. Çok güzel bir projeye imza attım” şeklinde konuştu. Özlem Balcı ise “İnsanlar filmi meraktan izleyecekler” dedi.

- ‘Reis’ nasıl bir film oldu?

Reha Beyoğlu: Cumhurbaşkanımızın ilk kez bire bir hayatının çekildiği bir proje oldu. Siyaset içermiyor, tamamen biyografi. Sadece Erdoğan değil, Emine Hanım, çocukları, rahmetli annesi ve babası, Kasımpaşa’nın önemli insanı Sultan Demircan karakteri de var filmde.

Özlem Balcı: Emine Erdoğan karakterini canlandırmak benim için onur ve gurur kaynağı. Rolü severek kabul ettim. Filmde ağırlık Reha’nın üzerinde. Bütün yükü o göğüslüyor, ateşten bir gömlek giydi. Ben sadece bir yardımcı olarak kaldım.

- Çekimler nasıl geçti, zorlandığınız sahneler oldu mu?

Ö.B: Önemli bir sinema filmi çektik. Oyuncular ve teknik ekip, herkes özveriyle çalıştı.

R.B: Hiç zorlanmadım çünkü bu fantastik bir hikaye değil, yaşayan bir lider, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir numaralı insanının hayatı anlatılıyor. Bu yükün altına girmek ve kamera dışında da aynı kimliği taşımak önemliydi. Set günlerinde Özlem bana “Tayyip”, ben de ona “Emine” diyordum.

- Sizce bu filmin bir mesajı var mı?

Ö.B: Siyasi bir mesajı yok. Tayyip Bey’in ne kadar güçlü olduğunu ve gücünün düştüğü anlarda arkasında duran eşinin verdiği desteği anlatmaya çalıştık.

- Tayyip Bey’e çok benziyorsunuz, gerçek hayatta da görüntünüz bu mu?

R.B: Gerçek hayatta daha sportif bir insanım, saçımı diğer tarafa tarıyorum. Cumhurbaşkanımızın düşünceli hallerinde dudakları biraz öndedir, göz kapakları düşüktür. Bu halimi kendisine benzeten oluyordu. Tayyip Erdoğan taraftarıyım. Çalışmalara ilk başladığımda, çok önemli bir projeden çıkmıştım ve yorgundum. Saçım tarandı, kıyafetlerimi giydim ve aynanın karşısına geçip, “Selamünaleyküm” dedim, ruh halim bir anda değişti.

- Benzetilmek hoşunuza gidiyor mu?

R.B: Gitmez olur mu? Sevilmek çok hoş, fantastik bir hikaye ve karakter olmadığı için biz de rolün getirdiği popülerliği aman aman yaşayamıyoruz.

Tepki gördüler!

- Özlem Hanım tepkiler almışsınız...

Ö.B: Rolü kabul ettiğimde linç edildim ama soğukkanlılığımı korudum. İnsanlar kıskançlıktan dolayı böyle yapmış olabilir. Kim istemez ki böyle bir rolü? Bu işin eğitimini aldım, siyaset bilimi okudum.

- Ya siz Reha Bey?

R.B: Martılar pisletiyor diye deniz kirlenmez. Klavye siyasetçiliği yapanlar var. Herkes alkışlayacak değil. Bu sorumluğu en iyi şekilde taşıdım, devamı olursa korkmadan oynarım.

Erdoğan ‘Gençliğimi gördüm’ demiş

- Reha Bey, Tayyip Bey’le bir araya geldiniz mi hiç?

R.B: Hiç bir araya gelmedik, filmden haberi yoktu ve müdahil olmadı. Çekimler bittiğinde bir iftar yemeğinde karşılaştık. Hayatının film olduğunu orada öğrendi. Konuştuk. Çocukluğunu çok beğendi. “Gerçekten bu kadar benzerini nasıl buldunuz? Gençliğimi gördüm” demiş.

- Bu rol üzerinize yapışır mı?

R.B: İstemesek de yapışacak. Devamı çekilirse seve seve oynarım.

- Devamı gelebilir mi?

R.B: Yapımcımızın böyle bir niyeti var ama bu seyirciye bağlı.

- Fragmanı rekor kırdı ama izlenmeme gibi bir olasılık var mı?

R.B: Sinema, yapımcı için risktir. İzleyici sinemayı etap etap ayırır. Oyuncu ya da konu için gider. Bu film siyasi gibi görünüyor ama öyle değil. Seyirci bir numaraya çıkarmak isterse çıkarır. Herkesin ortak fikri, büyük iş yapacağı ama şifahen söylenen bir şey.

Ö.B: İnsanlar meraktan izleyecekler.

- Eleştirilere hazır mısınız?

Ö.B: Ben de Reha da filmin yapımcısı da hazırız. Cem Yılmaz’a bile bir sürü laf ediyorlar ki, kendini bu konuda ispatlamış biri.

R.B: Eleştirmek kolay. Filmdeki sahneler gerçek. Hiçbir fantastik sahne yok. Çocukluğunda top oynayışı ve simit satışı gibi güzel anlar mevcut.