Moda
Sağlık
Foto Galeri
Yazarlar

Cem Yılmaz kendine yeni sevgili yaptı

.

|

Stand-up kralının gönlünü çalan güzel kim? Kim sanatçı, kim değil? tartışması ressamlara da sıçradı Taksimde fason sosyete lokantası açıldı Hatırlarsınız, bundan birkaç öy önce bu köşede manken kızlarımızın bir süre takip ettikleri erkeklerle sonunda vuslata ermelerini "Yutmak" olarak tanımladıklarını yazmıştım. "Yutmak" ne kadar da "dişil" bir terim, değil mi? Bugün de sizlere ünlüler dünyasında kapalı devre olarak kullanılan "eril" bir cümle kalıbını açıklayacağım. Muhbir dostum aynen şöyle dedi bana: "Cem Yılmaz kendine yeni bir sevgili yaptı." Şimdi aslında peşrevsiz, taksimsiz bir flaş haber geçmem gerekiyor... Reytingi yüksek bir delikanlımızın hiçbir yerde yayımlanmayan yeni beraberliğini ifşa edeceğim. Ama işte bana haberi veren dostumun kurduğu cümle haberin önüne geçiverdi. Bilirsiniz 90-60-90! Ve kendine yeni bir sevgili yapıyor: İdil Fırat. Ünlü erkeklerimiz bu işlerden artık böyle söz ediyorlar. Servet ve ün onları kendilerine sevgili yapabilecek konuma da getirdi işte. İdil Fırat, geçen yayın döneminde, "90-60-90" dizisinin jenerikte adı ikinci sırada yazılan oyuncusuydu. Şu anda da Zeki Öktenin yönettiği Tarık Akanlı, Okan Bayülgenli "Gülüm" adlı filmde Bayülgenin sevgilisini oynuyor. Yani İdil Hanım, hayatta da sanatta da genç şovmenlere gidiyor. Yeni sevgilinin kim olduğuna geçmeden önce lütfen şu terminolojiye bir bakar mısınız? Durumu ne de güzel anlatıyor. Cem Yılmaz oturma odasında krepon kağıtlarından el ele tutuşmuş kızlar kesiyor, oyun hamurundan fit bebekler yoğuruyor, kurşundan kadın askerler döküyor, seramik fırınına şirin biblolar sürüyor sanki. Carlo yaptıysa yiyelim! Ancak İstanbul il sınırları içindeki bu aşçı klonlama hadisesi bununla kalmadı tabii. Ve Taksim, Sıraselvilerdeki eski İstanbul apartmanlarından birinin bir zamanlar romancı Ayşe Kulin tarafından meşgul edilmiş dairesinde bir lokanta açıldı: Konçina. Fiyatlar makul olunca bizim Beyoğlu, Cihangir bohemleri akın ediyor Konçinaya. Ve mönüye bakınca da: Gazetelerin pazar eklerinde (nedense) sık sık adı geçen çoğu Bernardini spesiyalitesi servise hazır. Konçina adeta bir Laleli Locosteu. Terkos Pasajı Versacesi. Tabak tasarımları bile aynı. O patates püresine saplı çubuklar, zeytin ezmeli yufkalar filan... Meğer mönü Carlo Bernardinin Circustaki yamağı Nevzat Onay tarafından hazırlanmış. Onay da, Konçinanin sahibesinin kocasıymış. Yemeye içmeye meraklı okurlarımız hemen tanıyacaktır: Carlo Bernardini. Birkaç yıl önce Sultanahmetteki Four Seasons Hotelde zuhur eden, kısa sürede üne kavuşunca da kendine "Circus" adında bir lokanta açıp kentin zenginlerini vardiya usulü doyuran İtalyan aşçı. Zaman içinde Carlo Bernardini çılgınlığı öyle bir raddeye geldi ki, hangi pahalı lokantaya (hasbel kader) yolumuz düşse yemeklerin onun tarafından hazırlandığı iddası ile karşılaşıyorduk; Ulus 29dan Reinaya uzanan bir yelpaze üzerinde gezinirken... Meğer Sinyor Bernardini bir mutfak danışmanlığı müessesi kurmuş. İşte sanatçılar Şimdi aynı tartışma çok daha elit bir çevrede başladı, sürüyor. Genç sanat tarihçisi Özkan Eroğlunun kaleme aldığı "Kim Sanatçı" adlı kitap, ressamları birbirine düşürdü. Eroğlu kitabında spor totoya benzer tuhaf grafikler ve bizlerin asla nüfuz edemeyeceğimiz kriterlerle ressamları "sanatçı" ya da "profesyonel" gibi kategorilere sokuyor. "Sanatçı" işte bildiğimiz sanatçı da, "profesyonel" kategorisi fena... Orada öperken ısırıyor Eroğlu. "Eli becerikli, usta ama sanatçı değil" diye tarif ediliyor profesyonel ressamlar. Eroğluna göre zaten Türk resminde sanatçıların sayısı 10u geçmiyor. Erol Akyavaş, Abdurrahman Öztoprak, Burhan Doğançay, Ömer Uluç sanatçı mesela. Profesyonel ressamların arasında ise Mehmet Güleryüz, Komet, İbrahim Çiftçioğlu, Birol Kutadgu gibi isimleri sayıyor Özkan Toroğlu, özür dilerim, Eroğlu. Bir zamanlar televizyonlarda incir çekirdekleri ortadan ikiye ayrılır, bir yarısının içine bir düzine, diğer yarısının içine bir başka düzine uykusu kaçmış insan oturtulur, tartıştırılırdı. En popüler konu başlığı da şuydu: Sanatçı kimdir? Kime sanatçı denir? Berna Laçin ve Levent İnanırın o bütün gerçek sanatçılar adına kamu vicdanına seslenişleri, o neye uğradıklarını şaşırmış popçulara ve mankenlere yüklenişleri televizyon tarihimizin klasikleri arasına girdi bile...

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.