Deniz 20 milyarı reddetti
Deniz 20 milyarı reddetti
Beyoğlu’nda tur atarken Sertab Erener ile ayrıldığı iddia edilen sevgilisi Demir Demirkan’ı gördüm. İkisi de ayaklarına geçirmişler postalları, sırtlarında anoraklar, üzerlerinde asker pantolonları... Valla zor tanıdım. Hele Sertab kaşlarının üzerine kadar indirmişti beresini. Sarmaş dolaş vitrinlere baka baka dolaşıyorlardı. Bu arada İzmir dönüşü Sertab ile aynı uçaktaydık. Biliyorsunuz, Eurovision’a hazırlanıyor. Sezen Aksu onun için bir beste yapmış, çok güzelmiş. Ama MFÖ (Mazhar-Fuat-Özkan) ile kendisi de bu konuda çalışıyormuş. "Amacım, aldığım görevi başarıyla yerine getirmek. İnşallah iyi olur" demişti. Sertab’ın sesi gerçekten muhteşem, şimdiden kendisine başarılar diliyorum. A!P’i yazılarımdan biliyorsunuzdur. Acil İhtiyaç Proje Vakfı. 1995 yılında vakıf olmuş. Başkanı Ebru Nurluoğlu. İstanbul genelinde yardıma muhtaçlara el uzatıyorlar. Çocuklara burs veriliyor, ailelere erzak ve yakacak yardımı yapılıyor. Gönüllü ağabeyler ve ablalar da ders veriyor, bakımlarıyla ilgileniyorlar. Kullanmadığınız giysileri, kitapları, mobilyaları, kısacası iğneden ipliğe her şeyi onlara gönderebilirsiniz. Bağış da yapabilirsiniz tabii. Bir şeylere seyirci kalmaktansa kolları sıvamak daha iyi. A!P sizleri bekliyor. İletişim için telefon numarası (0212) 534 33 82.
Efendim, bu akşam sosyetenin gözde çiftlerinden Nursen-Ömer Gündüz’ün bir daveti var. Aslında daveti veren Nursen Hanım. Eşi Ömer Bey’e sürpriz yapacaktı ama beni affetsinler, sürprizi birazcık bozdum. Hafta sonu Conrad’dan bir konuğum vardı, birlikte kahvaltı yaparken kulak misafiri oldum. Otel bu davete çok titiz bir şekilde hazırlanıyor. Sanat, sosyete, ekonomi, iş ve medya dünyasının kaymak tabakası, davetin konukları. Ömer Bey, Allah gecinden versin, 90 yaşına giriyor. Ama hiç yaşını göstermiyor. Nursen Hanım da son günlerde verdiği kilolarla gençleşmiş. Davette konuklar Belçika’dan getirtilen kırmızı şarap sosu ve minik kadehlerde sunulan kaz ciğeriyle karşılanacaklar. Salonda üç açık büfe olacak. Birinde yine Belçika’dan getirtilen içi tozpembe özel bir dana eti, diğerinde risotto, fettuccini, tortellini gibi hamur çeşitleri, sonuncusunda ise dondurma ve sorbe toplarının bulunduğu kadehler yer alacak. Nursen Hanım sandalyelerin giydirilmesini istememiş. Masaların üstüne beyaz keten örtüler, kolalı beyaz peçeteler, ortalarına da bordo orkideler konulacak. Yemek; Godiva tarafından hazırlanan siyah şokolayla sunulan meyve çeşitleri ve kahve, kanyak ile son bulacak. Konukların smokin ve tualet giyme zorunluluğu var. Multivizyon gösterileri geceyi süsleyecek. Birinci bölümde Ömer Bey, Atatürk’ün kucağında kahvaltı yaparken görünecek. Çocukluğu, Galatasaray Lisesi’nde okuduğu yıllar, ailesiyle olan yaşantısı yer alacak. İkinci bölümde ise Nursen Hanım ile olan evliliği ve bugüne kadar olan yaşantısı gösterilecek. Fikrimi sorarsanız, böylesine nezih bir gece açık büfe olmamalıydı. Neyse, nice yıllara Sayın Ömer Gündüz.
Hafta sonu yağmur ve kara aldırmadan dolaşıp durdum ama pazar günü adım atmadım. Hemen her yer kalabalıktı. Finali uzun zamandan beri gidemediğim Şamdan’da yaptım. Tıklım tıklımdı, kimi ararsanız oradaydı. Sosyetesi, iş adamı, fahişesi, zamparası... Dijitürk Genel Müdür Yardımcısı Meltem Sayın ve Yıldırım Mayruk’un ortağı sevgili Barbaros Şansal’la birlikteydik. Barda Sarraf’ın sahibi Melek Boz ve Samim Baki dostlarıyla kaynatıyorlardı. Bir ara yanlarına Adnan Polat geldi. Köşedeki masada Yüksel-Sadri Şener çifti ile patron Mehmet Tuna oturuyorlardı. Büyük bir masada Alican Ulusoy arkadaşlarıyla eğleniyordu. Pistte ise Baran Süzer ile Murat Cevahir’i gördüm. Şef Erdinç ve diğerleri o sıkışıklıkta servis yapmaktan ter içinde kalmışlardı. DJ’ler Burak Yontarkol ile Ayhan Kıray her zamanki gibi başarıyla çalıyorlardı. Bir ara bütün başlar merdiven başına çevrildi. Deniz Akkaya, basın danışmanı Berna ve Saloped’in başarılı işletmecisi Tolga Sezgin girdiler. Deniz her zamanki gibi bir içim suydu. Çevresini yamyamlar sarınca kızcağız "Şenay Abla, sizin yanınıza geleyim" dedi. O arada Alican Ulusoy masadan kalkıp alt salona geçti. Bu çocuk çok farklı, çok. Deniz ile dans etmek istedik ama ne mümkün!. Tuğba Özay’ın eski sevgilisi olan Baran Süzer adlı delikanlı, Deniz’i bir saniye boş bırakmadı. Bir ara sırf ona yakın olmak için bana bile dirsek attı. Kızcağız şaşırdı, sonunda da rahatsız olduğunu söyleyerek gitti. Sonradan öğrendim, Baran uzun süredir Deniz’in peşindeymiş ama Deniz pas vermiyormuş. Baran çok yakından tanıdığım ve delikanlılığına, dostluğuna saygı duyduğum genç iş adamı, 25 yıllık arkadaşım sevgili Cengiz Süzer’in yeğeniymiş. Valla Cengiz, bence yeğenine biraz yol, yordam göster. Bir de Alican’a baktım, "Deniz bu çocuğu boşuna sevmemiş" dedim. Bu arada Deniz’e bir eğlence kompleksini işletmesi için ayda 20 milyar teklif edilmiş. Ama Deniz televizyon programı ve Atıf Yılmaz’ın yöneteceği sinema filmi için teklifi reddetmiş. Evet, bugünlük bu kadar, kalın sağlıcakla. En kötü gününüz benimkinden iyi olsun efendim.
Yazara e-mail: