'Hayal etmek pek bana göre değil'
Başrollerin aranan isimlerinden İrem Helvacıoğlu, “Gerçekçi biriyim. Hayal etmek pek bana göre değil, yaptıklarımın karşılığını bir şekilde alıyor olmak daha çok motive ediyor” dedi.
İrem Helvacıoğlu, rol aldığı her projede, canlandırdığı her karakterde kendini geliştirerek ilerledi. Oyuncu, mesleki başarısının yanı sıra ihtiyacı olanlara yaptığı yardımlarla da dikkat çekiyor. “Şöhretin beni en mutlu eden yönü ihtiyacı olanların seslerini hem milyonlara hem de dünyaya duyurabilmek” diyen Helvacıoğlu ile dizisini, hayatını ve aşkı konuştuk.
- Başrollerin aranan isimlerinden birisiniz. Kariyerinizin en başına dönersek, o yıllarda hayalleriniz neydi, ulaştınız mı?
Oyunculuk kariyeri sonu olmayan bir yol, her seferinde önünüze başka bir karakter ve heyecan yaratacak başka bir hikaye çıkıyor. Bu yüzden uçsuz bucaksız bu yolda yürümek, yeni şeyler keşfetmek heyecan veriyor. Sadece hayal etmek pek bana göre değil, gerçekçi biriyim. Yaptıklarımın karşılığını bir şekilde alıyor olmak daha çok motive ediyor.
- Oyunculuk yolculuğunuzda vazgeçmeyi düşündüğünüz zamanlar oldu mu hiç?
Zorlanmak değil ama ilk başlarda bir kalıbın içerisinde kalıp, özgürleşemeyeceğimi düşündüğüm noktada bırakmak istedim. Çünkü oyunculuk bana göre kalıpsız, çeşitliliği olan bir meslek. Bu zinciri kırıp “Hayır” diyebildiğim noktada yeniden başladım.
- Ankara’daki konservatuvar eğitiminizden önce birçok şehir değiştirmişsiniz. Neden?
Babamın asker olması sebebiyle birçok şehirde yaşama ve arkadaşlıklar edinme fırsatım oldu.
- Farklı şehirlerde bulunmak neler kattı?
Farklı insan profilleri görmenin ve sosyal-kültürel inceleme yapmanın işimin bir tarafına yaradığına inanıyorum. İnceleme, yorumlama tarafımı geliştirdi sanırım. Ama kök salamamış olmak da ayrı bir dezavantaj.
- ‘Baş Belası’nın kariyerinizdeki yeri ne olacak sizce?
Sesi, gücü olan her karakterin bende çok ayrı yeri var. İpek, benim için özel bir yere sahip, çok keyif alıyorum.
- Canlandırdığınız İpek karakteriyle benzerlikleriniz var mı?
Bir konu hakkında detaylı inceleme yapmayı, polisiye kitap okumayı, yine polisiye filmleri-belgeselleri çok severim. Bir de konuşmayı...
- Set arkadaşlıkları sizin için önemli midir? Her setten iyi arkadaşlar edinir misiniz?
Sette iyi anlaşabilmek, aynı enerjiyi hissetmek güzel bence, bu işe çok yansıyor. Belki çoğu zaman hiç bir araya gelmeyeceğini düşündüğün insanlarla birlik olup hayatına çeşitlilik getiriyorsun. Bazen aile dediğin insanlar oluyor, bazen sadece tanıdığın... O yüzden ‘Her işimden arkadaşım var’ diyemem çünkü arkadaşlık çok sağlam temelleri olması gerektiğini düşündüğüm bir şey...
- Jennifer Aniston’ın aşı olmayan arkadaşlarıyla görüşmeyi kestiğini okumuştum, sizin aldığınız böyle bireysel kararlar var mı?
Aşı öncesi arkadaşlarımla görüşmemeye özen gösterdim, özellikle de ailemden uzak kaldım. Etrafımdaki herkes aşı oldu, o yüzden hiç böyle düşünmedim.
‘Aşık olma hali iyi geliyor’
- Aşk hayatınız nasıl gidiyor?
Aşk hayatı demeyelim de aşık olma hali insana iyi geliyor. Bulutların üstünde pembe gözlüklü bir İrem...
- Evlenmeyi, anne olmayı istiyor musunuz?
Evlilik düşüncesi ve kariyer planım şu an paralel gitmiyor çünkü bir şeyi ucundan tutup yaşamak bana göre değil. İşim çok vaktimi alıyor ve bu durumda çocuğun sorumluluğunu almak, ona yeteri kadar zaman ayırmak şu an benim için imkansız.
‘Motivasyonum, ihtiyacı olanların seslerini duyurabilmek’
- İlerisi için hedefleriniz neler? Birlikte çalışmak istediğiniz oyuncular ya da yönetmenler var mı?
Yabancı olarak Cate Blanchett ile oynamayı çok isterdim. Haluk Bilginer, Şener Şen ve Demet Evgar’ı da çok seviyorum. Umarım bir gün çalışma fırsatım olur.
- Şöhret sizin için ne ifade ediyor?
Emeğin karşılığı belki ama hedef şöhret değil, işim olunca yanında gelen şöhret daha tatlı tabii. Şöhretin getirdiği beni en mutlu eden yön ise, yardıma ihtiyacı olanların seslerini hem milyonlara hem de dünyaya duyurabilmek. Ünlü olmaktaki en büyük motivasyonum bu sanırım. Bir de dünyanın öbür ucundaki bir kişinin sizi izliyor ve seviyor olması da ayrı bir haz.
- Instagram’da 4 milyon takipçiniz var. Hayranlarınızın sevgisi nasıl hissettiriyor? Yorumları okuyor musunuz?
O kadar güzel şeyler yazıyorlar ki insan “İyi ki” diyor. Mesajlara bazen bakabiliyorum, bazen esprili olanlara yorum yazıyorum, böyle ufak etkileşimler iyi geliyor. Gerçekten çok sağlam bir takipçi kitlem var, hep yanımdalar. Sosyal sorumluluk içeriklerimde destek oluyorlar, işimle ilgili her detaya dikkat ediyorlar, bunu önemsiyorum. Kötü niyetli eleştiri yapanlara başta çok takıyordum ama artık aştım.