Moda
Sağlık
Foto Galeri
Yazarlar

HAYATININ AŞKINDAN AYRILDI

Bir dönemin aranılan top modellerinden Adriana Karembeu, 15 yıl tutkulu bir aşkın ardından bir dönem Real Madrid’te de forma giyen eski Fransız futbol yıldızı eşi Christian Karembeu’dan ayrılıyor. Slovak model içini ‘Paris Match dergisine döktü

|

* Sizi bu röportajı vermeye iten ne oldu?
Bazı şeyleri açığa kavuşturma isteği. Biz hep medyatik bir çift olduk. Son dönemde basında başka erkeklerle çekilmiş fotoğraflarımı görmek ve aşk yaşıyormuşum gibi lanse edilmek beni çok sinirlendirdi. Eşimi asla aldatmadım. Ama Christian ve ben birkaç aydır ayrıyız. Bu ilişkide giden taraf, ben oldum.

* Onu neden terk ettiniz?
Son dönemde benim için çekilmez oldu. Eşim futbolu bıraktıktan sonra hızlı bir hayat yaşamaya başladı. Onu takip edemiyordum. İstemeden birbirimizi kaybettik ve tekrar bulamadık. Ben 39 yaşındayım ve sakin bir hayat istiyorum. Ama o bu noktada değil. Artık bir çift hayatı yaşamıyorduk. Hayatımız başka yönlerde ilerledi, ihtiyaçlarımız farklı oldu. Onun da benim de yollarımız ayrı. Hatıralarımızı zedelememek için gitmeye karar verdim.

* Daha açık konuşur musunuz?
Christian’la mükemmel bir 15 yıl geçirdim. Karşılaştığımız andan itibaren ona çılgınca aşık oldum. Kişiliği, dürüstlüğü, kibarlığı ve gizeminden çok etkilendim. Benim gözümde hiçbir şey ondan daha önemli değildi. Aşkımıza zarar gelmemesi için onunla beraber Paris’ten ayrıldım. Cenova, Madrid, Middlesbrough, Atina, Cenevre ve Bastia gibi transfer olduğu kentlerde hep yanındaydım. Çekimlere devam etmemek umurumda değildi. Dünyada sahip olduğum tek şeydi o. Kampa girdiğinde haftalarca yalnız kalsam da ondan başka bir şey istemiyordum.

* Sizi çok kıskandığı söylenir...
Bu bir kültür meselesi. Her şeyi onunla yapmamı isterdi. Kız arkadaşımla bir hafta bile tatile çıkmama tahammül edemezdi! Ama bu beni rahatsız etmezdi çünkü hayatım onun etrafında dönüyordu. Öyle ki ne arkadaşlarımı ne de ailemi görememek umurumdaydı. Hatalı davrandım belki. Evde oturmamı tercih etse de kendi işimi kurmayı da başardım (Adriana 18 ülkede tanınan kendi kozmetik markasını yarattı).

* Futbol kariyerinin sona ermesiyle ‘bıkkınlık fünyesi’ çekilmiş mi oldu?
Hayır, bıkkınlık değildi. Futbol oynarken antrenmanları eve demir atmasını sağlıyordu. Şimdi oynamıyor ve bir yer edinmek istiyor. Bunun için kendini birçok farklı etkinliğe verdi. Mesela ‘Planet’ kanalına çektiği belgesel için 2-3 ay eve uğramadı.

* Bu dönemler, başkalarının hayatınıza girmesine neden oldu mu?
Benim açımdan başkası olmadı. Onun açısından bilemiyorum. Bildiğim tek şey çok yalnızdım ve annemin yaşadığı Slovakya’ya gittim. Christian ve benim orada bir evimiz var. Uzun bir süredir Christian kararlarını kendi başına alıyordu. Artık ortak karar almamız söz konusu değildi. Onu unutamayacağımı bilsem de bu yüzden ayrılmaya karar verdim.

* Ondan aşkla bahsediyorsunuz...
Christian benim kanım, benim ailem. Ona karşı daima güzel duygular besleyeceğim. Ben gerçek anlamda 1996’da doğdum. Onunla Milano-Paris uçağında karşılaştığımız seneydi. Kim olduğumu bilmiyordu. Beraber seyahat ettiği arkadaşı tanıdı beni. Onunla hayat renkleniyordu. Yıllardır aradığım aşkı onda bulmuştum.

* Neden bir çocuk sahibi olmadınız?
Christian’ın ilk evliliğinden bir çocuğu vardı ve benden de bir çocuk istiyordu. İstemeyen bendim. Geçmişte yaşadığım travmalar nedeniyle anne olmaktan korkuyordum. Çocuğa vereceğim sevginin, ona olan sevgimi azaltmasından çekindim. Kimseyi onun kadar sevebileceğimden emin değildim...

* Geçmişte yaşadığınız travmalar neydi?
Annem doktor, babam mühendisti. Ben doğduğumda öğrenciydiler ve beni anneannemle dedem büyüttü. Harika insanlardı ve altı yaşıma kadar üstüme titrediler. Sonra annemle babama verdiler. Benim için mutlu günlerin sonuydu ve yara aldım.

* Neden böyle oldu?
Nedenini bilmiyorum ama babam bana karşı daima sertti. Benden nefret ettiğini düşünüyordum. Kız kardeşim Natalia’ya çok farklı davranıyordu. Bana sürekli “Hayatta sahip olduğun, kafanda sahip olduğundur. Daima birinci olmalısın” derdi. Mükemmel olmamı istiyordu ve beni sürekli cezalandırıyordu. Onu mutlu etmeyi hiç başaramadım.

* Anneniz size yardım etmedi mi?
Babama boyun eğdiği için durumu yönetmesi mümkün değildi. Mükemmeldi. Doktor olarak çalışırken evdeki her işi yapabiliyordu. Giysilerimizi, perdeleri hatta kayak takımlarımızı bile o dikerdi. Ona hâlâ hayranım.

* Sonra tıp eğitimi için Prag’a gittiniz.
Evet, beni bir ajansın yöneticisi yolda çevirip keşfettiğinde üçüncü sınıf öğrencisiydim. Bir oteldeki seçmelere davet etti. Seçildim ama Paris’e gitmek konusunda kararsızdım. Babam “İşte biletin, gidiyorsun” diye emir verdi. Paris’e gittiğimde tek kuruşum yoktu. Sekiz gün yemek yiyemedim, avans istemeye cesaret edemedim. Bir yandan da memnundum, çünkü özgürdüm.

* 40 yıllık komünist rejimden yeni çıkan bir ülkeden Paris’e gelmek size ne hissettirdi?
Kötü giyiniyordum. Gençliğimdeki Çekoslovakya’da alışveriş kelimesi bilinmezdi. Vitrindeki bir pantolonu alıp alamayacağınızı bilmek için bir yıl düşünürdünüz. Burada süpermarketteki yoğurt çeşitlerini gördüğümde çok şaşırmıştım. Bizde sadece bir çeşit vardı. Üstelik annemin bir yılda kazandığını bir günde kazanır olmuştum.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.