Modayı takip etmek
Bazıları vardır ki sırf diğerleri giyiyor diye modanın o olduğuna hükmeder ve tıpkı çobanı takip eden koyunlar gibi her değişimi körü körüne izlerler
Hayatta gerçek anlamda rüküş insan karşımıza çok çıkmaz. Ama havaya bir taş atsanız görgüsüz birinin kafasına düşme ihtimali çok fazladır. Tabii insanların çoğunu sade giyimli, göze çarpmayan kadınlar ve erkekler oluşturur. Gerektiği kadar kıyafet alırlar ve bu kıyafetlerin kişilikleriyle örtüşmesine özen gösterirler.
Bir de o günün nabzına göre giyinen kadınlar vardır ki, bunların sayısı ötekilere nazaran çok daha azdır. Bunlar tıpkı çobanı takip eden koyunlar gibi modadaki her değişimi körü körüne izlerler. Sezonun yeni modası tanıtılır tanıtılmaz bütün ‘koyun’lar koşup birbirlerinin aynısı kıyafetlere bürünür ve sokağa dökülürler. Bu kıyafetleri giymelerinde kişilikleri ve vücut şekilleri asla rol oynamaz. Moda “Boyuna ya da ayak bileğine takılan çantalar kullanın” mı diyor? Büyükannenin, annenin ve kızın, ayrıca bütün komşuların bu şekilde giyinmeye başlaması an meselesi. Zümrüt yeşili en moda renk olduğunda, dünyanın sarı benizlileri bile kendilerini bu renge teslim edebilir. Balık kuyruğu şeklindeki etekler olay olduğunda en şişman kadın dahil birçoğu sokakta bacakları olmayan deniz kızları gibi sallanarak yürümeye başlar. Konu modaysa bu kadınlar için rahatlık, şartlara ve çevreye uygunluk hatta güzellik bile önemli olmaz. Moda kelimesi bu zavallılar tarafından takip edilir ve dört harfli bir başka kelime olan zeka rafa kaldırılır.