Namaz kılmadan SOKAĞA çıkmam
Namaz kılmadan SOKAĞA çıkmam
Türk sinemasının ünlü aktörü Kadir İnanır, 32 yıllık sanat yaşamında zirvedeki yerini hiç kaybetmedi. Şimdiye kadar 160 filmini izlediğimiz sanatçı, hayatını tek başına yaşamadığını söylüyor. "Hayatın faturasını çok ağır ödüyorum. Geriye dönüşüm de yok. Her hareketim izleniyor. Sabah kalkıyorum gece yatağıma yatıncaya kadar herkese hesap verme durumunda olan bir insanım. Bunun karşılığı olarak eğer hatalı değilsem karşığını alma hakkına sahip olduğumu düşünüyorum" diyen İnanır, bilinmeyen yönlerini, yeni projelerini Milliyet 2000'e anlattı.
161. filminiz Komser'de ilk kez bir polisi canlandırdınız, çekimler nasıl geçti?
Tekniğiyle, kadrosu ve hikayesiyle çok değişik bir film oldu. Türk sinemasının genel sıralamasında bu filmin önemli bir yeri olacak. Bunda yanılacağımı hiç sanmıyorum. Bazen komik şeyler de yaşadık. Komser kıyafeti üzerimdeyken gazetecilerden biri sete gelip bana 'Kadir İnanır nerede" diye sordu. Durusu'daki çekimler sırasında da bir restorana girdim. 'Herkes hüviyetlerini masanın üzerine koysun' dedim. Gayet rahat bir şekilde bir saniye sonra bütün hüviyetler masanın üzerine kondu. İki dakika sonra gerçeği anladılar.
Komser'de ilk olarak Kemal Sunal oynayacaktı, filmin bu açıdan sizin için anlamı değişti mi?
Kemal, Allah rahmet eylesin, projeyi niye kabul etmedi ya da niye proje kaldı tam olarak bilmiyorum.
Filmde ilk kez kadın kıyafeti giyip kamera karşısına geçtiniz. Bu çekimler sırasında fotoğraf çektirmemişsiniz neden?
Başka bir amaçla kullanılmasını istemedim. Çünkü filmi izleyenleri şok edecek bir sahne o, dramatik bir sonla bitiyor. Orda bir babanın müthiş bir dramı var. Birilerine komik unsur olsun diye çekilmedi. Zaten o amaçla kostüm giymem söz konusu bile olamaz.
Yerimi almak zor
- Var olan imajınıza ters olur diye bir çekince taşıdınız mı?
Benim imajımı kimse sarsabilir mi, o kadar kolay mı? Filmi izlediklerinde nasıl olacak peki, orada ağlarsa nasıl olacak? Zaten ağlamazsa iyi film çekememişiz demektir.
Tahtınıza kimi aday görüyorsunuz?
Öyle bir şey olmaz, herkesin bir kimliği var. Benim yerimi almak kolay mı? 32 yıl geçirmek, 161 film çekmek gerek. Memoli de, Kenan İmirzalıoğlu da iyi. Onlar gibi 10 tane, hepsi de 10 numara genç var. Bu çocukları destekliyorum. Çok önemli bir işe soyunmuşlar. Tek endişem, yorulup, üzülüp, kırılmasınlar, yeterli imkanı bulsunlar, paraları zamanında ödensin, yapıcı eleştirilsin, ilişkilerde zorluk çıkarılmasın.
Sinema size neler kazandırdı, neler kaybettirdi
Hiç bir şey kaybettirmedi. Şu anda dünyanın en zengin adamıyım. Çok sevilip sayılıyorum bundan daha büyük servet olabilir mi? Zaman zaman umutsuzluğa düştüğüm oluyor ama bunun dramatik yanı yok.
Kadınlar için cinsel obje olarak görülmek sizin açınızdan nasıl bir duygu?
Bana gösterilen ilginin yüzde 70'i beni bir abi, bir dost olarak gören gözlerden kaynaklanıyor. İşin cinsel yanı bayanlar için yüzde 30'u bile tutmaz. Türkiye'nin büyük kamuoyu araştırma şirketlerinden birinin yaptığı araştırmaya göre en beğenilen erkekler sıralamasında benim oranım yüzde 42'lerde. En yakın rakibimin bile yüzdesi 12-13 falan. O neticeyi hala korumak için savunduğumuz, doğru bulduğumuz ilkeleri asla bozmamak kararındayım. Onun için bir kafede otururken arabayla yanımdan geçip benim fotoğraflarımı çekmesinler. Ben bir kızı seviyorsam, koluma takıp herkese gösteririm. Göstermeyi de çok istiyorum.
Hiç evlenmemenizin nedenleri hep soruluyor ya, acaba bir korku mu var içinizde?
Yok canım, ne alakası var. Bir aile kurup onun güzelliklerini de yaşamak hoş bir şey değil mi? Çok seçici davrandığım anlamında değil. Zaman bulamıyorum. Şu an tatilde olmam gerekirken yeni işimin oyuncu kadrosuyla uğraşıyorum. Yani böyle yaşayayım diye sosyal hayatın içinde dolaşamıyorum. Bir gün pat diye olacak, inançlı bir insanım Allah karşıma o insanı çıkartacak. Bu uzun yıllar içinde benim de hatalarım oldu. Yani biraz daha yumuşak bakabilseydim, böyle bir evliliği yapabilirdim. O aralar çok çalışıyordum, çok zaman bulamadım, sonradan da hatalarımı gördüğüm oldu. Öyle teğet geçti bir tane ilişkim. Bazen keşke yapmasaydım diye düşünüyorsunuz.
Yanınıza yakışacak oyuncunun Sharon Stone olduğunu söylemişsiniz, bunun sebebi seksapeli mi?
Bence seksapeli olan oyuncu daha çabuk yol alır. Kız sinemaya soyunmuş, ruhsuz, enerjisiz ve fiziği de düşükse sinemacı olamaz. En azından başkalarının da yolunu kesmemeli.
Selin Toktay, Aysu Baçeoğlu gibi hızlı gece ve özel yaşamıyla gündeme gelen mankenlerle çalışmak sizi zorlamayacak mı?
Bu birileri tarafından zaman zaman eleştiriliyor. Ama bence haksızlık yapılıyor. Sonuçta görsel bir iş yapıyorum. Hep güzel insanların dünyasında geçen bir proje hazırlıyorum. O insanların özel yaşamı beni ilgilendirmez. Sadece işine göstereceği disiplin ve saygı beni ilgilendirir. Bu ülkenin yetiştirdiği bu kadar güzel kızların içinde sanatçılık ruhu mutlaka vardır alıp onu ortaya çıkarmaktır maharet. Şimdi o kızların içinden en az 3-4 tanesi bir yıldız olarak çıkacaklardır. Siz ona o kapıyı açmazsanız nasıl olacak kendi dünyalarının içinde yaşlanıp gidecekler halbuki o kızları kazanmak gerek.
Bir çocuk istiyorum
Yapmadığım için gözüm açık gider dediğiniz şeyler var mı?
Yok, gözüm açık gitmez benim, tanrıya şükürler olsun, böyle bir küskünlüğe ve olumsuzluğa hiç düşmedim. Bir çocuğum olsun istiyorum. Bütün sorun o. Bir de sıhhatli olayım geri kalanların çözüm yolu bulunur.
Kalp krizleri ve diğer ani ölümlerle önemli insanları kaybedince ölüm korkunuzun arttığı oluyor mu?
Ne yapalım yani herkes ölecek. Sıra bana gelecekse yapacak bir şey yok. Verdiği gibi alır. Ben o bilinçle yaşıyorum. Ne kadar yaşayacağımı ben tayin edemem. Ama şöyle bir şey var. Tanrı insana kendinize iyi bakın diye akıl vermiş. Bunu becermektir maharet. İyi bakmazsan acı çekersin o gerçeği yapma, sana akıl verdim, iyi şeylerde kullan, diye ayetinde söylemiş.
Dini inançlarınız çok mu kuvvetli?
Çok enterasan bir şey söyleyeyim. 4 yıldır şükür namazı kılmadan evden çıkmam. Daha önce de namaz kılardım ama 4 yıldır düzenli hale getirdim. Çok iyi bir Müslüman olduğumu sanıyorum. Biraz eksiklerim var ama hiç kimse mükemmel değildir. Herkesin noksanlıkları vardır. Benim de herkes gibi hatalarım var. Bunları en aza indirmeye çalışıyorum bütün meselem bu.