Öğrenmeye açım

Kanal D’deki “Genco” dizisiyle ekranların tanıdık simaları arasına girdi, “Aşk-ı Memnu”daki Nihal karakteri ile merdivenleri koşarak tırmanmaya başladı. Kendisini D-Smart dergisine anlatan Hazal Kaya, “Oyunculuk eğitimime yurtdışında devam edeceğim” diyor.

Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?
Küçükken sinemaya her gittiğimde, o ekranda ben de olmak isterdim. Müzikle oyunculuk arasında çok gidip geldim. Reklamlarla birlikte kamera önünde de olunca, “tamam” dedim, “benim oyunculuk yapmam gerekiyor.”

Nasıl bir oyuncu olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Öğrenmeye aç bir oyuncu adayıyım, aslında henüz oyuncu bile değilim, daha eğitim almam gerekiyor.

Nihal’in yerinde olsanız, babanızı başka bir kadınla paylaşır mıydınız?
Bu başıma geldi ve ben gayet iyi bir tutum sergiledim. Ben öyle bir tepki vermedim. Karşı taraf gayet pozitif ve iyi niyetli davrandığı için, babamın eşini ablam olarak görüyorum.

Önünüze gelecek projenin dram mı, komedi mi olmasını istersiniz?
Komedi olmasını isterim, çünkü onu hiç denemedim. Kendimi geliştirmek adına komedide oynamayı isterim. Sanırım böyle bir vaktim olmayacak, çünkü dizi bitince yurtdışına gideceğim.

Oyunculukta bir hedefiniz var mı?
Olmaz mı? Yurtdışında okumak istememin bir nedeni de hedeflerimi gerçekleştirmek.

Neden? Türkiye’deki oyunculuk eğitimi yeterli değil mi sizce?
Bunu söylemek haddime düşmez. Aslında Türkiye, dünya çapında oyuncular çıkarabilecek bir ülke. Ben burada tecrübe edinip, orada eğitim alıp, orada kalmak istiyorum. Yurtdışında ulaşabileceğim en uzak noktaya ulaşmak istiyorum.

Genç yaşta yakaladığınız başarıyı neye bağlıyorsunuz?
Emek verdim, düşündüm, çalıştım. İlk reklam filminde oynadığımda lise ikinci sınıftaydım. Kıskançlıklara, etrafındaki kişilerin dönüşümüne hazır olmak gerekiyor. İyi bir yol çizdim. Bu yoldan çıkmamaya, egosantrik durumlara çok takılmadan bulunduğum yerden devam etmeye çalışıyorum.

Bu kadar genç oyuncu arasından nasıl sıyrıldınız?
Şans! Doğru zamanda doğru yerde olmaya ve şansımın açık olmasına bağlıyorum. “Genco”nun görüşmesine gittim, kapıdan içeri girdim ve elektrikler kesildi. “Belki beş dakika sonra, belki beş saat sonra gelir, isterseniz başka bir gün gelin” dediler ve biz bekleme kararı aldık. Belki başka bir gün gitseydim “Genco”da oynayamayacaktım.

Bir sinema filminde sizi kimin yönetmesini istersiniz?
En başarılı bulduklarım arasında Çağan Irmak, Reha Erdem, Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan bulunuyor. Bu yönetmenlerin her biriyle ayrı ayrı çalışmayı çok isterim.

Hayatınızda gerçekleşmesini istediğiniz oyunculuk dışında ne var?
Tangoda profesyonelleşmek, Latin dansı başta olmak üzere, bütün dansları teker teker elden geçirmek istiyorum. Kemana tekrar başlamak istiyorum, yedi sene çaldım ve 12 yaşında bıraktım. Her oyuncu bir enstrüman çalabilmeli mantığıyla kemana ve piyanoya başlamak istiyorum. Çünkü oyuncu dediğin her şeyi bilmeli, çok okuyacak, çok gezecek. O kadar açım ki bir şeyler öğrenmeye, her çiçekten bir bal almak istiyorum.

Çelik’e benzetilmek rahatsız etmiyor
Sanem Çelik’e benzetiliyorsunuz, ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Aslında kimse başkasına benzetilmeyi sevmez. Hem duruşuyla hem oyunculuğuyla hem de güzelliğiyle Sanem Çelik’i çok beğenirim. Bu yüzden beni rahatsız etmiyor.

Genç oyunculardan beğendiğiniz isimler var mı?
Deniz Çakır ve Melisa Sözen’i beğeniyorum. Hep diyorum ki: “Acaba ben de beş yıl sonra-aramızda beş yaş var -Melisa Sözen gibi oynayabilir miyim?”