Gezi Parkı'nda ağaçların kesilmek istenmesiyle başlayan ve boyutu genişleyerek yurda yayılan direnişin bugün 20. günü... Hiç kuşkusuz 20 gündür yaşamımızda hiç olmadığı kadar çok şey değişti. En son Hürrem Sultan'ın tükenmişlik sendromu ve dizi sürelerini tartışıyorken yaşamımızda (kaldı ki bu konu da o sektör için çok önemlidir) bir anda gündem tek bir noktaya kilitlendi, herkesin kendi gündemi değil toplumun bir gündemi oldu.... Hepimiz aynı şeyleri konuşur, hepimiz aynı konulara kilitlenirken Gezi Parkı olayları birçoklarımızın sözlüklerine yeni kavramlar hediye etti, bazılarımızın ise ayda yılda bir kullandığı bu kelimeler günde sayısız kez dilimizden düşmeyen sözcüklere dönüştü. Peki nedir Gezi direnişi sözlüğü... Radikal'de Blog yazarı Burcu B. Bilgin'e göre işte direnişin çağrıştırdıkları: Özellikle ilk günlerde direnişe ilişkin görüntülerini yayınlamadığı, penguen belgesellerine yer verdiği gibi konularda çok sık eleştirildi. Hatta birkaç televizyon kuruluşunun önünde büyük protestolar gerçekleştirildi. Sonraları biraz toparladı ama eleştiriler hala fazla... Özellikle ilk günlerde direnişe ilişkin görüntülerini yayınlamadığı, penguen belgesellerine yer verdiği gibi konularda çok sık eleştirildi. Hatta birkaç televizyon kuruluşunun önünde büyük protestolar gerçekleştirildi. Sonraları biraz toparladı ama eleştiriler hala fazla... Bugüne kadar sadece mitinglere, toplumsal olaylara katılanların, gazeteci ve polislerin ''kokusunu'' ve ''etkilerini'' bildiği biber gazının tadını her yaş grubu ve toplumsal kesimden binlerce insan biliyor artık CNN canlı yayına bir başladı, direnişi destekleyenler kadar karşıtları ve merak edenler de ekranları karşısına geçti. Neredeyse bütün gece devam eden yayının en ilginç anı, Amanpour'un Başbakan danışmanına, ''Gösteri bitti Mr. Kalın'' dediği anda yaşandı. Toplumsal olaylara ilgisi bilinen taraftar topluluğu direnişin baş aktörlerindendi. O kadar ki diğer taraftar gruplarına, ''Fenerbahçeliyim/Galatasaraylıyım ama yükselenim Çarşı'' dedirtecek kadar.... Başbakan Erdoğan'ın eylemi eleştirirken ''çapulcular'' demesi bir anda bir toplumsal kesim yarattı ve herkes kendini ''çapulcu'' diye tanımlamaya başladı. Hatta chapulling diye İngilizce bir kelime bile türetildi. Elbette ki direniş bu sürecin temel kavramıydı. Sosyal medyada #diren ile başlayan çok sayıda hashtag (etiket) paylaşıldı. Zaman zaman cidden, zaman zaman da espri konusu olarak paylaşıldı bu etiketler. Maske, talcidli su, Gaviscon derken yediden yetmişe herkes eczanelerdeydi Gezi Parkı öncesi... ?Hiç mi hiç akla gelmeyecek bu tanımla Kurtlar Vadisi'nin Polat Alemdar'ı Necati Şaşmaz sayesinde tanıştık. Şaşmaz, Başbakan ile görüşmesi sonrasında sosyologların topluma yol göstermesi gerektiğini açıklarken, ''fosforlu kedi gözleriyle'' onları izleyebileceğimizi söyledi ve nur topu gibi bir kavrama kavuştuk. Cümle kurulumu ve Türkçesi ile de sosyal medyanın gündemine oturdu Şaşmaz.... Direnişin çıkış noktası olan Gezi Parkı artık Türkiye'nin en çok tanınan parkı... Gezi Parkı olayları yerine penguen yayını varken herkes Halk TV'den izlemeye başladı olayları. Kısa sürede ilginç reklamlarından farklı altyazılarına kadar izleyici Halk TV'yi ezberledi, olmadık bir anda penguen belgeseli yayınlaması gülümsetti. Hakan Aygün ve ekibinin kısıtlı imkanlara sahip televizyonunun Digitürk'teki 53 ve DSmart'taki 272 kanallarda olduğunu sağır sultan bile duydu, biliyor artık. Hasan Kaçan'ın parkta olduğunu savunduğu koku. Sahipleri oldukları Divan Oteli'ni eylemcilerin sığınması ve tedavi edilmesi için açan Koç Grubu ve özellikle Ali Koç gündemdeydi. Eylemlere damgasını vuran Gezi Parkı'nda biber gazı sıkılan kırmızılı kadın Ceyda Sungur simgeleşti. Sungur'a destek vermek isteyen İtalyan parlamenterler kırmızı giydi meclislerinde. Siyahlı kız ise tomanın sıktığı suya kollarını, adeta kucağını açarak karşılık verdi ve sembol oldu. Yıllardır toplumsal olayların müdavimlerinin ve gazetecilerin çantasından eksik olmayan limonu artık geniş halk kitleleri de keşfetti. Tarım ilaçlaması yapanların ve polislerin yoğunlukla kullandığı gaz maskesi artık birçok evde mevcut. Oyuncular Sendikası Başkanı ünlü tiyatrocu Alabora'nın Mi Minör oyunu, Yeni Şafak gazetesince eylemin ön provasını yapmakla itham edildi. Alabora, can güvenliği olmadığını belirterek koruma istediğini açıkladı. Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin Ankara Sincan'da düzenlenen miting konuşmasında, Gezi Parkı olaylarına değinen Erdoğan, isim vermeden sanatçı Mehmet Ali Alabora'yı da atmış olduğu 'Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı?' twiti için ağır eleştirmişti. Chavez'in cenazesine gideceğini iddia edip daha sonra da gerçekten giden Doğan, Gezi Parkı direnişinin başlamasıyla beraber iyice şaşırttı herkesi. Eleştirel tweetler atan Doğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in katıldığı programa telefonla bağlanarak tartışma yaşadı. Doğan, son attığı tweetiyle de iyice dikkatleri üzerine çekti. Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'ın ''evlerinize dönün'' çağrısına, ''Asıl sen kendi evine, Amerika'ya dön'' diye karşılık veren Doğan hiç olmadığı kadar ilgi odağı. Bir nevi referandum, daha doğrusu belli sınırlar içerisinde bir halkın bir konu hakkındaki fikrini öğrenmek amaçlı anket de denilebilir. Başbakan Erdoğan'ın Taksim Dayanışması Platformu ile görüşmesi sonrasında gündeme geldi ve Gezi Parkı için yapılması planlanıyor. Direniş sırasında gerek eleştiri, gerekse diyalog sosyal medya kanalıyla gerçekleşti. Zaman zaman bilgi kirliliğine yol açsa da sosyal medyanın bu olaylar esnasında medyanın yerine geçtiği söylenebilir. Daha düne kadar pekçoklarının ''Allah Allah o da ne'' diyeceği tomanın göstericileri püskürtmek üzere su sıkan bir taşıt olduğunu öğrenmiş olduk. Eylemlere evlerinden destek verenlerin enstrümanı oldu. Direnişin olduğu Gezi Parkı'nın semti. İstanbul Valisi'ni tanımayan varsa da kesin tanıyor artık, bazen sabaha kuş sesleriyle başlayıp Gezi Parkı'ndaki gençlerin yanında olmak istediğini söyledi, bazen müdahaleyi savundu. En ilginç olanı ise direnişçilere Twitter üzerinden cep numarasını vermek oldu, merak ettiklerini Vali'ye bizzat sordu numarayı düşürebilenler... Bir de gençlerle Dolmabahçe'de bir kafede buluşup direnişi masaya yatırdı. Ankara'da Etem Sarısülük, Antakya'da Abdullah Cömert hayatını kaybetti ve herkesi çok üzdü. Polis memuru Mustafa Sarı da yaşama veda etti. Sürekli toplumsal olaylara duyarsızlık ve apolitik olmakla suçlanan yeni nesil gençlik bu direnişle rüştünü ispatladı. Yalnız onlar değil son günlerde anneleri de direnişe katıldı. Herkes gün boyu işinde veya okulunda olurken, çıkışta da eylemlerde aldı soluğu... Zorlansa da direniş yapmak için yorgunluğunu unuttu...