Kıymetli Müslümanlar!
Paylaşma ve dayanışma bilincimizi güçlendiren bir diğer ibadet ise fıtır sadakasıdır. Fitre olarak bildiğimiz bu ibadet, Ramazana erişmenin, bayrama kavuşmanın şükrüdür. Dinen zengin sayılan her Müslüman, kendisinin ve bakmakla yükümlü olduklarının fitrelerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakla sorumludur. Fitre, bayramdan önce verilebilir; hatta bu daha faziletlidir. Zira fitre, kardeşlerimizin bayram sevincine ortak olmalarına katkı sağlamaktadır.
Değerli Müminler! Yüce Rabbimiz, ِّ َم ْحُروم ْ ِّل َوال ائِّ لِّل سََّٓ ْمَوالِِّّهْم َح ق َو۪فَّٓي اَ "Zenginlerin mallarında, muhtaç ve yoksulların da hakkı vardır."3 buyurmaktadır. Dinimize göre, zekât vermek kişilerin insafına veya tercihine bırakılmamıştır. Dolayısıyla Müslüman; başa kakmadan, rencide etmeden ve gönül incitmeden zekâtını muhtaçlara ulaştırmalıdır.
İslam'a göre, zekât ve fitre, nakdi ve ayni olarak verilebilir. Esas olan nakdi vermektir. Ancak ayni olarak verilecekse, kaliteli, temiz ve ihtiyaç sahibinin derdine derman olacak yiyecek, içecek ve giyeceklerden olmalıdır. Yüce Rabbimiz, "Size verilse, gönlünüzün razı olmayacağı kötü bir malı, hayır diye bir başkasına vermeye kalkışmayın."4 buyurarak konuya dikkatlerimizi çekmektedir. Ayrıca Gazze'de masumları katledenlerin, onları destekleyenlerin ürünlerini zekât ve sadaka olarak dağıtmak veya dağıtılmasına sebebiyet vermekten sakınılmalıdır.
İslam'a göre, zekât ve sadakada temlik esastır; yani onların bizzat fakirin eline ulaştırılması gerekmektedir. Bu itibarla, zekât ve sadakalarımızı vermeye ihtiyaç sahibi akrabalarımızdan ve komşularımızdan başlamalı, köyümüzde, ilçemizde ve şehrimizde bulunan muhtaçları da gözetmeliyiz. Bununla birlikte bulunduğu yerde zekât ve fitrelerini verme imkânı bulamayanlar, yurt içi ve yurt dışındaki muhtaçlara yardım etmek isteyenler, vekâlet yoluyla zekât ve fitrelerini verebilirler. Ancak o zaman da zekât ve sadakaların gerçek sahiplerine ulaşıp ulaşmadığının takibi mutlaka yapılmalıdır.