18. yy’da yaşanan bu hikâyenin detayları şaşırtıcı derecede düzgün ve detaylı olarak saklanmıştı. Marie 10 yaşında Fransa’nın ormanlarında binlerce mil yürümüş, kuş, kurbağa, bitki kökleri ile beslenmiş, kurtlarla ve diğer yırtıcılarla dövüşerek hayatta kalmıştı. Bulunduğunda konuşamıyor sadece çığlık atıyor ve bazı gıcırtılar çıkarıyordu. 1937 yılında Polonya kraliçesi Fransa’da gideceği ava Marie’yi de götürdü. Marie o yıllarda hala çok hızlı hareket edebiliyor, tavşanları kolaylıkla yakalayıp öldürüyordu. İlerleyen yıllarda Marie akıcı bir şekilde Fransızca konuşmaya, okuma ve yazmaya başladı. 1755 yılında Madam Hecquet Marie’nin biyografisini yayınladı. Marie 1775 yılında 63 yaşındayken Paris’te hayatını kaybetti. Genie yeni yürümeye başladığı dönemde babası tarafından zeka geriliği olduğuna inanılarak, küçük bir odada bir lazımlığa bağlı yaşamaya mahkum edildi. Genie 10 yılını bu şekilde geçirdi, uyurken bile… 1970 yılında annesi sosyal hizmetlere haber vermeyi başarabildiğinde Genie 13 yaşına gelmişti. Halen tuvalet eğitimi yok ve bunny walk olarak adlandırılan garip bir yürüyüş biçimine sahip. Yıllar içinde bir araştırma konusu haline gelen Genie, bir çocuk hastanesine gönderildi. 1974 yılında özel bir dedektif onu yetişkin insanların inceleme altında olduğu bir merkezde bulana kadar ona ne olduğu bilinmiyordu. Oxana 1991 yılında köpeklerle yaşarken bulundu. 8 yaşındaki kızın 6 yıldır köpeklerle birlikte yaşadığı anlaşıldı. Oxana'nın ailesinin alkol sorunu olduğu ve küçük kızı evin dışında bıraktıktan sonra kızın kaybolduğu anlaşıldı. Köpekler kıza sahip çıkarak onu yetiştirdi. Sadece evet ve hayır kelimelerini söyleyebilen Oxana'da bir klinikte tedavi edildi. Shamdeo'nun hikayesi biraz daha farklı. O yiyeceği için hayvanlarla savaşmak zorunda kaldı. Vahşi ortamda hayatta kalmayı başardı. İnsanlarla hiç kontakt kurmadı. 1972'de Hindistan'da bir ormanda bulundu. 4 yaşındaydı ve kurt yavrularıyla oynuyordu. Dişlerini bileylemişti, uzun turnakları vardı. Hiç konuşmayı öğrenemedi. 1985'te öldü. Bu projeye esin veren kişi Marina Chapman'dı. 1954'te kaçırıldı. Kaçıranlar onu bir ormanda serbest bıraktı. Marina burada bir maymun ailesiyle birlikte 5 yıl yaşadı ktan sonra avcılar tarafından bulundu. John 1988'de 3 yaşındayken evinden uzaklaştı. Bir daha da kimse görmedi. Ormanda maymunlarla yaşayan John, 1991'de yakalandığında 6 yaşındaydı. Bir maymun gibi yürümeyi öğrenmişti. Madina doğumundan 3 yaşına kadar köpeklerle yaşadı. Yemeklerini köpeklerle paylaştı, onlarla oynadı, uyudu. 2013'te çıplak ve dört ayak üstünde yürürken bulundu. Sujit Kumar, Fiji, 1978 Sujid bulunduğunda 8 yaşındaydı ve bir tavuk gibi davranıyordu. Sujit'in ailesi tarafından bir tavuk çiftliğinde tavuklarla kilitlendiği ortaya çıktı. 1912 yılında bir leopar tarafından alınan erkek çocuğu, 3 yıl sonra bir avcının leoparı avlaması sonucunda bulundu. Avcı onu leopar yavruları ile bulduğunda çocuk 5 yaşındaydı. Hindistan’daki ailesinin yanına gönderildi. Yetişkin bir erkek kadar hızlı koşabiliyordu ve her türlü zeminde rahatlıkla hareket edebiliyordu. Başlarda konuşamıyor ve ona yaklaşmaya çalışan herkesi ısırıp kavga ediyordu. İlerleyen zamanda konuşmayı ve düzgün şekilde yürümeyi başardı. İleri yaşlarında üzücü bir şekilde ailesinden gelen bir hastalık sebebi ile görme yetisini kaybetti. 18. yy’ın sonlarında Saint Sernin Sur Rance’de bulundu fakat bir şekilde kaçmayı başardı. 8 Ocak 1800 yılında tekrar yakalandığında yaklaşık 12 yaşındaydı. Tüm vücudu yaralarla kaplıydı ve tek bir kelime bile konuşamıyordu. Geçmişi ile ilgili çok az bilgi bulunan Victor’un yaklaşık 7 yıl bu şekilde yaşadığı tahmin ediliyor. Bulunduktan sonra hiçbir zaman tekrar konuşamadı ve Paris’te bir enstitüde 40’lı yaşlarındayken hayatını kaybetti. Ivan Mishukov, Rusya, 1998 Ivan kendi kararıyla evinden kaçtı. Ormana gitti. Evde olmak yerine ormanda yaşamayı tercih etti. Köpeklerle birlikte yaşadı. Kolombiya asıllı bir İngiliz ev hanımının inanılmaz hikayesi dünya basınına konu oldu. Rudyard Kipling’in Orman Kitabı’ndaki karakterleri hatırlatan Marina Chapman, yaşamının ilk yıllarını vahşi bir ormanda chapuchin maymunlarıyla geçirdiğini iddia ediyor. Sıra dışı çocukluğuna dair hatırladığı ilk şeyler siyah oyuncağı ve birinin, muhtemelen kloroformlu bir bezle yüzünü kapatması. Sonrasını soluksuz okuyacaksınız... Yaklaşık 5 yıl chapuchin maymunlarıyla yaşayan küçük kız, meyve ve çeşitli yemişler yiyerek hayatta kalır. Elleriyle kuş ve tavşan yakalamayı öğrenir. Ne zaman yerlilerin yaşadığı köye yaklaşmaya çalışsa, muhtemelen çok vahşi göründüğünden insanlar ondan korkmaktadır. Bir gün, karşısına vahşi kuş avlayan bir grup çıkar.Tam kurtarıldığını zannederken, avcılar onu yakalayıp Kolombiya’nın Kukuta kentinde bir papağan karşılığında geneleve satar. Neyseki tecavüze uğramadan kaçmayı başarır. Ama uzun süre sokakta yaşar. Bu arada Marina Luz adını alır ve bir ailenin yanında hizmetçi olarak çalışmaya başlar. Çok kötü koşullarda çalıştırıldığını gören başka bir aile tarafından evlat edinildiğinde artık şansı dönmüştür. Onlarla birlikte İngiltere’ye göç eder. Her pazar gittikleri kilisede, şu anda eşi olan John Chapman’la tanışır. Bir aile kurar ve çocuk doğurur... Onu evlat edinen Kolombiyalı ailesindeki kardeşi Nancy Forero Eusse, “Küçükken kaçırıldığını, ormanda maymunlarla yaşadığını anlatmıştı. Uzun çizmeli adamlardan korktuğunu da söylerdi. Fazla konuşmak istemiyordu, zaten daha çok küçüktük” diye özetliyor anımsadıklarını. Kuzeni Carlos Velásquez de Marina’yı hatıralarını kitaplaştırması için uzun süre ikna etmeye çalışmış. Küçük bir kızken ağaçtan ağaca atlayan, elleriyle hayvanları yakalayabilen Marina’nın bu davranışları anne olduktan sonra da sürmüş. Hatta çocuklarını maymun gibi yetiştirmiş. Onu yazmaya teşvik eden küçük kızı Vanessa James, “Yemek istediğimizde çeşitli sesler çıkarırdık. Okul arkadaşlarımız da annemizi çok severdi çünkü o birçok açıdan çocuk gibiydi. Eve tüylü hayvanlar, sürüngenler getirirdi. Geceleri bizi uyutmak için ormanla ilgili hikâyeler anlatırdı. Bu bize hiç garip gelmezdi çünkü annemizin çocukluk anılarıydı” diyor. 5 sene böyle bir ormanda hayatta kalmayı başardı. Dünyanın en ilginç olaylarından birini yaşayan Marcos Rodriguez isimli bir İspanyol, kurtlarla inanılmaz bir şekilde iletişim kurabiliyor. Marcos Rodríguez Pantoja, 7 yaşından 19 yaşına kadar İspanya'daki Sierra Morena dağlarında kurtlarla birlikte yaşayan bir adam, hayvanlarla olan iletişim kabiliyeti ve yetenekleri ile herkesi şaşkına çeviriyor. Şu an Galiçya bölgesinde yaşayan Marcos tam 66 yaşında ama hala çok dinç. 1965'te İspanyol jandarması tarafından dağda bulunarak medeniyete kavuşturulan Marcos konuşmayı zor öğrenip, çevresine ayak uydurmakta da bir hayli güçlük çekti. Marcos kendi ilginç hikayesini, Birkaç kurt yavrusu gördüm ve onlarla oynamaya başladım. Kurtları takip ettim. Devamında bir mağaraya girdik. Orada uyuyakalmışım. Sonra bir dişi kurt geldi. Gözlerini üzerime dikti. Geldi ve beni yalamaya başladı. Artık ailenin bir parçasıydım sözleriyle anlatıyor. Marcos'un ilginç hayat hikayesi Kurt Kardeşler adlı bir sinema filmine de konu oldu.