SKORER
PEMBENAR
CADDE
YAZARLAR

"Bizim neslin antikası seramik"

Tasarımcı Esma Dereboy, hayat yolculuğunda acı - tatlı ‘an’ları seramik ve porselene yansıtıyor. Seramik için “bizim neslin antikaları” benzetmesini yapıyor.

|

DUYGU ERDOĞAN

Tasarımcı Esma Dereboy, seramiklerini “bizim neslin antikaları” olarak tanımlıyor. Özellikle üst segment alanda konumlanan bu tasarımlarla porselen koleksiyonları sadece evlerde değil, ünlü oteller ve müzelerde de boy gösteriyor. Bir anlamda hayatından kesitleri koleksiyonlarına yansıtan Esma Dereboy ile tasarımlarını ve markalaşma sürecini konuştuk.

Tasarım gücünüzün arkasındaki motivasyon neler oldu, markalaşma süreciniz nasıl ilerledi?

Aslında çok kısa sürede beklemediğimiz bir boyuta eriştik. Hobi olarak başladığım yol hızla ve bizi de şaşırtarak büyüdü. 2008’de bir fuarda karşılaştığım bir ürünü geliştirmek için harekete geçerken, bugün dünyada kimsenin uygulayamadığı daha sürdürülebilir ve ipince bir porselen Ar-Ge’si ürettik. 4-5 kişi başladığımız yolda 35 kişi devam ediyoruz. Markalaşma sürecimizde seramik tarafında ilk Beymen ile çalışmaya başladım. Buradan ilerlemek isterken dünyada da görücüye çıktı ve çok beğenildi.

‘Kütahyalı olunca...’

Hobi olarak tanımladığınız bu alanda eğitiminiz de var mıydı?

Sinema - televizyon mezunuyum. Ama Kütahyalı olunca seramik ve porselenle ilişkimiz kopamaz. Genlerimizde var. Bir ucundan tutuyorsunuz. Güzel sanatlar lisesi resim bölümü mezunuyum. Her küçük muhitin köşe başında bir seramik atölyesi vardır. Üretim vardır. Ben de güzel sanatlar okuyunca, o tarafa zaten çocukluğumdan beri olan ilgim daha da gelişti. Seramikle başladık, sonra porseleni de ekledik.

Koleksiyonlarda hangi ürünler var?

Seramik tarafında tamamen dekoratif ürünler üretiyorum. Vazo, kase, lamba, mumluk gibi. Genellikle Osmanlı formlarını kullanıyoruz; 14 ve 16. yüzyıl çini form ve desenlerini. Birebir uyguladığımız koleksiyonlar da var. Örneğin Karahisari koleksiyonu. Sadece bizim kendi renk ve tekniğimizle değişiyor. Porselen tarafında ihtiyaca yönelik aklınıza ne geliyorsa; bir akşam yemeğine gidip akşam evde şu mezeyi servis edecek bir tabak bulamadım sorusunu karşılayacak her şey var. Bu yüzden çok da tercih ediliyor.

‘Hayatımdan kesitler’


Seramik tarafında yani dekoratif tarafta her koleksiyonunuzun ayrı hikâyesi var...

6 farklı koleksiyon var. Hepsinin de hikâyesi var. Levnalevn ile başlıyor Gelin ile devam ediyor. Benim evlilik dönemime gelen bir hikâye. Arkasından Karahisari koleksiyonu var. Şu anda hâlâ Topkapı Sarayı’nda sergilenen Kanuni Sultan Süleyman döneminin en önemli hattatlarından. Sabır dilediğim, çok dua ettiğim bir dönemde karşıma çıkmıştı. Ve uygulamayı başardık. Sonra Yas koleksiyonu geliyor. Bir kaybımı anlatıyor, bir yas hikâyem var. Snoha koleksiyonu ise Boşnakçada gelin demek, yarım kalmış bir hikâyeyi anlatıyor. Siyaha bürünmüş danteller yastan devam ediyor. Sonra Saf koleksiyonu var. Derin yastan çıkıp aslında hayatın pür sadeliğiyle kabullenişi ilham aldık. Bembeyaz bir koleksiyon. Ardından herkes sordu; “Bir çocuğunuz var ona bir koleksiyon olacak mı” diye, çünkü hep hayatımdan parçalar yer alıyordu. İz koleksiyonu geldi. Bende gerçekten iz bırakan hem yazıları kullanıyorum, hem de kızımın ismi Nil; ilk desen uygulamalarımız Piri Reis’in Nil Nehri’ni desenledik. Mevlana’nın duası var. Kipling’in Eğer şiiri var. Yaşadığım iyi ve kötü olaylar bir yol açtı. Koleksiyonlar, tamamen hayat hikâyem, evriliş hikâyemden geliyor. Ben evrildikçe seramik de evriliyor.

Yeni bir şeyler var mı peki?

İz’e biraz daha devam edeceğiz. Şu an için yeni ve ilgi de yoğun.

Hammadde tedariğini nasıl sağlıyorsunuz?

Porselen tarafında Fransız malı olan porselen kullanıyoruz, maalesef o tarafta dışa bağımlıyız. Seramik tarafında yüzde yüz Türk. Bütün hammadde tedariğini Kütahya’dan sağlıyoruz.

Her aşaması burada İstanbul atölyenizde mi yapılıyor?

Üretimin çok büyük bir kısmı burada. Kütahya’da çok küçük bir atölyemiz var. Orada elle şekillendirilen seramik ürünleri buraya getiriyoruz. Porselen tarafının her aşaması İstanbul Kartal atölyemizde yapılıyor. Türkiye’deki lüks markaların birçoğunda varız. Online kanallarla her yere ulaşıyoruz. 35 metrekare hobi olarak başladığımız atölye, bin metrekareye ulaştı. Çalışanlarımızın büyük kısmının kadın olması da bizim için ayrıca önemli. Belli markalarla mimarlarla projelerde de yer alıyoruz. Yurt içi ve yurt dışındayız. En son Katar Müzesi’ne girdik. Orada olmak da bir gurur kaynağı.

Kişiye özel çalışmalarınız oluyor mu?

Çok ısrar edenler olursa mesela kendilerine özel bir desen istiyorlarsa, bir boyut talepleri varsa... Kurumsal çalışmalar da yapıyoruz. Beymen’e tamamen kurumsal taraftaki ihtiyaçlarına da cevap veriyoruz. Yılbaşı hediyeleri yapıyoruz. Hiç kimseyi geri çevirmeden ortak yolu bulup hep kişilerin ihtiyaçlarına destek vererek bir denge kurduk.

Her seramikten sadece 100 tane var

Ev eşyaları piyasası çok dinamik olsa da tasarım ürünler artık ömürlük olarak saklanıyor, bir sonraki nesle bırakılıyor...

Seramik bizim neslin antikaları bence. Daha önceden kimsenin uygulamadığı bir tekniği kullanıyoruz. Fabrikasyon değil, bir tasarım yapıyoruz. Seramikte hepsini elde üretiyoruz. Her koleksiyon ürününden 100 adet üretiyoruz. Yani ayrı bir değer katıyoruz. Porselen tarafında da ürünlerin ince olması kırılgan olduğu anlamına gelmiyor. Geri dönüşüme çok destek veriyoruz. Atık çamurlarımızın hepsiyle yeni bir koleksiyon çıkarıyoruz. Saydam bir çamurla yaptığımız bir koleksiyon geliyor. Bir de atık çamurlarımızı tamamen geri dönüştürdüğümüz sıfır atık projemizde yeni bir seri geliyor.

Pandemiyle yazlık bölgelerde yaşam arttı, bu bölgelerden artan bir ilgi var mı?

Online satış dünyanın en hızlı gelişen ve hayatı en kolaylaştıran yönü oldu. Türkiye’nin, dünyanın her yerine gönderilerimiz var. En son Amerika’ya sadece iki fincan gönderdik. Bodrum’da çeşitli markalarla varız. Çeşme’de varız.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.