Oyunu borsaya getirip dünyada hızlı yayılacak
“Amacımız tüm ekosistemin kalbine oyun ve datayı koyarak uluslararası başarılara imza atmak. Aynı zamanda, Türkiye’de halka açılan ilk oyun şirketi olmak öncelikli hedeflerimiz arasında.”
İSMAİL ŞAHİN- Türkiye’nin halka açık ilk oyun firması olmak isteyen Joygame, sonrasında gözünü Nasdaq gibi büyük teknoloji borsalarına odaklanmak istiyor. Kurucu ortak Burak Gözalan, Türkiye’de oyun ekosistemi oluştuğunu ancak finansal yönetim ile oyun tasarım sürecinde halen sıkıntılar bulunduğunu söylüyor. Gözalan, “Bence Türk oyun stüdyolarının önündeki en büyük iki zorluk: başarılı oyun yaratma sürecinde önemli bir yapı taşı olarak gördüğüm Game Design konusundaki kaliteli iş gücü eksikliği ve finansal süreç yönetimi konuları” diyor. Türkiye’nin oyun sektöründeki en önemli artısının adaptasyon başarısı olduğunu dile getiren Gözalan ile hem sektörü hem de şirketini konuştuk...
Joygame’in kuruluş hikâyesini ve bugüne kadar olan yolculuğunu anlatır mısınız?
2009 yılında kurulan Joygame, o yıllarda Türkiye’de oynanan birçok başarılı oyunu yayınlayan bir yayıncı (publisher) olarak faaliyetlerine başlıyor. Yayıncılık alanında gösterdiği başarı, kısa sürede büyük oyun firmalarının dikkatini çekiyor ve 2012 yılında Güney Kore’nin en büyük oyun firmalarından biri olan Netmarble firması Joygame’i satın alıyor. Aslında bu iş birliği Türkiye oyun sektörünün ilk exit’i. Bu tarihten itibaren Netmarble Turkey olarak faaliyetlerine devam eden firma, 2021 sonunda tekrar geri satın alınarak, hikâyesinin başladığı orijinal ismine yani Joygame’e geri dönerek sadece bir oyun yayıncısı olarak değil aynı zamanda PC, mobile ve VR platformları için oyun da geliştiren bir şirketler topluluğu olarak ilerliyor.
Joygame olarak yerli oyun sektöründeki konumunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye, dünya oyun sektörüne son yıllarda damgasını vuran ülkelerin başında geliyor. Arka arkaya gelen exit’ler ve dünya sıralamalarına (hem mobil’de hem PC dikeyinde) giren başarılı oyunlar bu pozisyonu güçlendiriyor. Biz de Joygame olarak, bu sektörde yıllar içerisinde oluşan birikimimizi bu vizyon doğrultusunda takip ediyoruz. Amacımız tüm ekosistemin kalbine oyun ve datayı koyarak bu konulardan beslenen bir yapı yaratmak ve Türk oyun sektörüne destek vererek uluslararası başarılara imza atmak. Aynı zamanda, sağlam adımlarla ilerlediğimiz halka arz yolculuğunda, Türkiye’de halka açılan ilk oyun şirketi olmayı öncelikli hedeflerimiz arasında.
Çalışan sayınız ve çalışma modeliniz nasıl? Nerelerde ofisleriniz var?
Yaklaşık 200 kişiyiz. Genel Müdürlüğümüz İstanbul’da. Yine İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de ve Güney Kore’de birlikte oyun geliştirdiğimiz oyun stüdyolarımız var. Ofislerimizin çoğu teknoparklar’da faaliyet gösteriyor.
Çalışma modelimiz ise genel müdürlük ve stüdyolarımızda farklılık gösteriyor. Full mesai yaptığımız modeller de var, hibrit şekilde çalışan stüdyolar da var.
Çok seçici davranarak belli oyun alanlarında profesyonelleşmiş stüdyolar ile çalışıyoruz. Bu stüdyoların bazılarının yüzde yüzüne biz sahibiz, bazılarında ise yüzde 50’nin altında hissemiz var.
Bazı stüdyolarla ise “exclusive publisher” (özel yayıncı) olarak çalışıyoruz. Ama en çok dikkat ettiğimiz konu çeşitlilik. Bu kavram doğrultusunda her oyun stüdyosuna farklı tarzlarda oyun ürettirmeye çalışırken aynı zamanda mobil PC VR alanlarında yaptığımız yatırımlar ile oyun teknoloji dikeyinde çeşitliliği sağlıyoruz.
Tüm bu oyun sektöründeki faaliyetlerimize son iki yılda AI (Yapay Zeka) tabanlı uygulama ürünleri de eklendi. Non-gaming olarak adlandırdığımız bu dikeyde, sadece bu tip uygulamalar üreten yüzde 100 Joygame sahipliğinde bir şirketimiz var.
Türkiye’de oyun sektörü son yıllarda büyük bir ivme kazandı. Sizce bu ivmenin nedeni nedir?
Türkiye’nin bu sektördeki en büyük özelliği ve avantajı, sektördeki trendleri yakalaması ve hızlı adapte olması. 2012 yıllarındaki PC - Mobil değişimini, akabinde mobilin hızla büyümesinde hypercasual rüzgârını ve değişimini, sonra da hypercasual rüzgârı hızla sönerken hibrit ve casual türündeki oyunlara geçmeyi ve adapte olmayı çok iyi becerdik.
Son bir yılda tekrar PC oyunlarının popülaritesinin artmasıyla, dünya çapında başarılı PC oyunları yine Türkiye’den arka arkaya çıktı. Dolayısıyla başarının altında yatan en büyük sebep, bu adaptasyon başarısıdır bence.
Türkiye’de oyun geliştiren şirketlerin en büyük zorlukları sizce neler?
Türkiye’de bu sektörün her alanında yetkin iş gücü yıllardır var. Ancak özellikle Game Design (Oyun Tasarımı) konusunda bence halen gerekli seviyede değiliz. Son yıllarda eğitim kurumlarımızın bu alanda bölümler açması çok sevindirici. Bence birkaç yıl içerisinde seviye yükselecektir. Bu durum da ülkemizden çıkan başarılı oyun proje sayısının artmasına sebep olacaktır. Game Design konusuna, başarılı oyun üretme sürecindeki önemli etkisinden dolayı değinmek istedim.
Özellikle son iki yılda start-up’lara yapılan yatırımlar gerek ülkemizdeki finansal dalgalanmalar gerekse global finansal piyasaların çok keyifli olmamasından dolayı hız kesti. Bu durum da doğal olarak yeni stüdyoların kurulma hızına negatif etki yaptı. Özetle, bence Türk oyun stüdyolarının önündeki en büyük iki zorluk: başarılı oyun yaratma sürecinde önemli bir yapı taşı olarak gördüğüm Game Design konusundaki kaliteli iş gücü eksikliği ve finansal süreç yönetimi konuları.
Basketboldan modaya kadar herkese göre bir oyun çıkarıyor
Yakın zamanda piyasaya süreceğiniz veya geliştirme aşamasında olan projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Aslında birden çok heyecanla beklediğimiz proje var. Bunların başında ise Hollywood prodüksiyonu bir sinema filminin IP’si geliyor: “Desert Warrior”, MENA bölgesinde yapılmakta olan Neom isimli ultra teknolojik projenin tanıtımı için Suudi Arabistan Kralı tarafından sipariş verilmiş bir iş.
Türkiye açısından ise şöyle bir önem taşıyor: Oyun Türkiye’de üretilmiş olan Action RPG tarzındaki ilk oyun. Bu alanda bir yazılım yapma kapasitesi ve bilgisi çok da kolay edinilen bir tecrübe değil. Açıkçası ilkleri yapmayı seven biri olarak bu tip bir projeye imza attığımız için çok gururluyum.
Desert Warrior projesinin yanı sıra, kadın hedef kitleye yaptığımız bir moda oyunu olan Dress To Impress, dünyaca ünlü bir basketbolcu ile oyunun yüzü olması için görüşmekte olduğumuz Basketball Clash isimli bir basketbol oyunu, Güney Kore’li bir oyun stüdyosu ile geliştirmekte olduğumuz bir kart oyunumuz başlıca paylaşabileceğim, yakın zamanda çıkacak oyunlarımız.
İş ve gelir modeliniz nedir?
Oyun sektöründe yayınladığınız oyunun tipi, genresi veya dikeyine göre bu sorunun yanıtı değişiyor. Ama Joygame olarak biz hemen hemen yukarıdaki her konuda oyun ürettiğimiz için box sale (ağırlıklı olarak PC steam) oyun için satın alma (IAP) veya oyun için reklam geliri (IAA) modelleri ve/veya hibrit gelir modelleri ile gelir elde ediyoruz.
Oyunlarınızda kullanıcı deneyimini geliştirmek için hangi teknolojileri kullanıyorsunuz?
Aslında oyunların analizinin temelinde data yatıyor. Ve tüm oyun şirketleri -doğal olarak- dataya çok önem veriyor. Farkındalığı ise bu datayı nasıl işlediğiniz ve yorumladığınız aşamasında yakalıyorsunuz. Bu süreci kim daha derin, detaylı ve sağlıklı analiz ederse tüketici isteklerinin yanı sıra oyunun performansını geliştirmede de o kadar başarılı oluyor. Joygame olarak biz, birden çok yazılım kullanıyoruz. Aynı zamanda kendi geliştirdiğimiz Yapay Zeka uygulamaları da bu süreçte bize çok yardımcı oluyor.
Zula oyunu sizde, bu çok eski bir oyun ve hala oynayanı var, bu oyunda bir yenilik olacak mı?
Zula sizlerin de bildiği gibi bu topraklarda yaratılmış en büyük PC MMO (masif adette oyuncunun online oynayabildiği oyun tipi) ve 2025 yılı itibari ile 11 yaşına geldi. Öyle sadık ve güçlü bir oyuncu tabanımız var ki ZULA halen çok ciddi sayıda oyuncuyu bir araya getiriyor. Ve elinizde bu kadar güçlü bir IP varken bu markadan bir ikinci, üçüncü oyun çıkartmamak hata olur. Biz sadece ZULA markasına yakışacak yeni bir proje bekledik. Ama buradan bir müjde vereyim... İnşallah çok yakın zamanda oyuncularımız ZULA markası ile çok derin ve eğlenceli bir mobil FPS oyun deneyimleme şansına sahip olacaklar.
Joygame’in önümüzdeki 5 yıllık hedefleri ve vizyonu nedir?
Kısa vadeli hedefler arasında en büyüğü Türkiye’nin halka açık ilk oyun firması olmak var. Bu eşiği geçtikten sonra Nasdaq gibi büyük teknoloji borsalarında da listelenmek ikincil hedeflerimiz arasında. Ana amacımız ise Türk oyun ekosisteminden doğmuş, uluslararası başarıda, büyük bir oyun şirketi olmak.
Kendi kariyer yolculuğunuzdan ve oyun sektörüne nasıl adım attığınızdan bahseder misiniz?
1996 yılında uluslararası bir finans kurumunda başlayan kariyerim, 2003 yılında iletişim sektöründe kendi firmalarımı kurmamla devam etti. 2010 yılında ise oyun sektöründe ilk pozisyonumu aldım ve bugünlere kadar geldim. Kısaca finans temelli bir iletişimci ve uslanmaz bir gamer olarak birçok ilke imza atma keyfini yaşadım, ancak galiba beni en çok heyecanlandıran Joygame ile Türkiye’nin halka açılan ilk oyun firması olma şerefine ulaşmak olacak.
Oyun sektörü sizce 5-10 yıl içinde nasıl bir noktaya evrilecek?
BG: Özellikle Yapay Zeka’nın inanılmaz gelişimi ile bence oyun sektörü çok pozitif etkilenerek daha da fazla hayat döngümüze dahil olacak. Teknolojik olarak kullandığımız cihaz kapasitelerinin de aşırı gelişeceğini ve kullanım alanlarının artacağını düşünürsek, eğlence sektörü altında yer alan bu sektörün bireylerin hayatındaki mevcudiyetinin aşırı fazla olacağını düşünüyorum.
Türkiye’de oyun geliştiricilerinin global başarıya ulaşabilmesi için hangi adımların atılması gerekiyor?
Sağlıklı planlanmış bir finansal süreç yönetimi üstüne kurucu ortakların yazılımcı ve Game Designer kökenli yönetimleri doğru bir şekilde birleştiğinde, zaten bugün bile sayısı hiç de az olmayan başarı hikâyesi sayımız çok ciddi oranda artacaktır.