1800'lerde Üsküdar, İstanbul'un Anadolu Yakası'ndaki en önemli yerleşim yerlerinden biriydi. Mihrimah Sultan Camii ve çevresindeki pazar yerleri, bu semtin canlılığını yansıtıyordu. Üsküdar'ın sahilinde gezintiye çıkan insanlar, İstanbul Boğazı'nın eşsiz manzarasının keyfini çıkarıyordu. Üsküdar, aynı zamanda farklı dini ve etnik grupların barış içinde yaşadığı kozmopolit bir semtti.
Kadıköy, 1800'lerde de hareketli bir ticaret merkeziydi. Semtin dar sokakları, ahşap evleri ve canlı pazarları, hem yerli halkın hem de tüccarların buluşma noktasıydı. Kadıköy'ün sahilinde yer alan çay bahçeleri ve kafeler, deniz manzarası eşliğinde huzurlu anlar sunuyordu. Kadıköy, aynı zamanda zengin kültürel etkinlikleri ve sosyal yaşamıyla dikkat çekiyordu.
1800'lerde Taksim Meydanı, İstanbul'un modernleşen yüzünün bir sembolüydü. Meydanın çevresindeki binalar ve caddeler, Batı tarzı mimarinin etkilerini taşıyordu. Taksim'deki dükkanlar, kafeler ve tiyatrolar, İstanbul'un sosyal yaşamının merkezlerinden biriydi. Taksim Meydanı, aynı zamanda çeşitli toplumsal ve siyasi olaylara ev sahipliği yapıyordu.
Mısır Çarşısı, 1800'lü yıllarda da İstanbul'un en hareketli pazar yerlerinden biriydi. 1664 yılında IV. Mehmet'in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından yaptırılan çarşı, baharatlar, tatlılar, tekstil ürünleri ve çeşitli malların satıldığı bir ticaret merkeziydi.