13.03.2023 - 14:49 | Son Güncellenme:
Muğla İlimizde 6.2 ile 6.8 arasında değişen büyüklüklerde yıkıcı deprem üretebilecek fayların olması ve geçmişte can ve mal kaybına neden olan yıkıcı depremlerin yaşanması ilimizde en önemli tehlikenin deprem olduğunu ortaya koymaktadır. Muğla il sınırları içerisinden geçen çok sayıda diri fay üzerinde fayın yıkıcı deprem tekrarlama periyodu, geçmişte ürettiği yıkıcı deprem sayısı, atım miktarı, kayma hızı gibi deprem tehlike analizine yönelik parametrelerin sunulduğu yayınlanmış bilimsel veri eksikliği vardır.
Bununla beraber ilimizdeki birçok yerleşim alanının altından geçtiği bilinen diri fayların, imara esas ölçekte (1/1000, 1/5000 ölçekte) diri fay haritaları henüz yapılmamıştır.
İlimizde imar alanı içerisinde, alüvyal toprak, zayıf zemin özelliklerine sahip bölgelerde çevresel faktörlerin değerlendirilmesi önemlidir.
Zayıf zeminlerin olduğu alanlarda yeraltı su seviyesi ve sıvılaşma/oturma riskli alanların imara esas ölçekte haritalarının henüz yapılmamış olması önemli bir eksikliktir. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi (6306 Sayılı-kentsel dönüşüm kanunu) Hakkındaki Kanunun varlığının önemli bir fırsat olmasına rağmen, ilimizdeki yapı stoğu envanteri ve istatistiksel verinin bulunmaması tehlikeyi artırıcı öğelerden birisidir.
İlimizde 25 adet deprem gözlem istasyonunun bulunması sismik aktivitenin takip edilebilirliği açısından oldukça önemlidir ancak ilimizde depremleri ölçen sismograf ağlarının artırılması mikrosismik aktivitenin takibi, deprem tahmini ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesine olanak sağlaması bakımından gerekmektedir. İlimiz sınırları içerisinde yaşanan yıkıcı depremlerin toplumda bir hassasiyet oluşturmasına rağmendeprem konusunda kent nüfusunun bilinçli olmaması, deprem tehdidinin ciddiye alınmaması ve önemsenmemesi durumu kentin sosyal faktörlerinin değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. İlimizin çok aktif bir turizm merkezi olması stratejik açıdan önemli bir diğer konu olup, olası bir depremde kritik ulaşım ve altyapı noktaları belirlenmesine, güçlendirme, acil müdahale ve alternatif ulaşım güzergahlarını önceden belirlemesine yönelik çalışmaların da yapılması gerekmektedir. Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu tarafından deprem bilim kurulunun oluşturulması ve deprem teknolojileri ve koordinasyonu konularında çalışmalar yürütüyor olması önemli bir fırsattır.
Ancak benzer bir oluşumun İlimiz özelinde de kurulması ve ilimizin olası deprem/afet zararlarını azaltmaya yönelik çalışmalar yürütmesi il bazında ekonomik, politik/yasal açıdan önemli bir kazanımı olacaktır. Finansal eksiklikler, mevzuat ve yönetmelik sorunları, yer seçimi konusunda kurumlar arası iletişimin olmaması, diri faylar üzerindeki yapılaşmaya kısıtlamalar getirecek olan fay yasasının henüz düzenlenmemiş olması, kontrol ve denetim mekanizmalarının işleyişindeki eksiklikler konuları da ekonomik, politik/yasal açıdan değerlendirilmesi gereken önemli konulardır. Dolayısıyla, diri fayların yakın gelecekte deprem üretme potansiyelinin olması, amaç-hedef ve eylemlerin belirlenmesisürecinde GZFT analizinin önemini ortaya çıkarmaktadır.