Geri Dön
Geekyapar'ın 'Dedeler Sofrası'nda hedef Broadway!

Geekyapar'ın 'Dedeler Sofrası'nda hedef Broadway!

GeekYapar’ın Dedeler Sofrası son zamanlarda ilgi gören mikro event’ler arasında. Bilmeyenler için fikrin nasıl ortaya çıktığından; gelecekte hangi noktada olabileceğine kadar incelemeye gayret ettik GeekYapar ekibiyle birlikte. Unutmadan, sahnede ve videolarda gördüğümüz samimi tavırlar birer ödüllük roller değilmiş, Cevdet, Ömercan, Can, Barış hepsi oldukça samimi şekilde yanıtladılar sorularımızı. Hep bir ağızdan kurumsal yanıt vermek yerine bir soruya dört yanıt vererek bol gönüllülük ettiler. Tabii biz röportajı yaptıktan sonra yayınlamak biraz vakit alınca işler değişti. 2020 yılında sahne performansları devam edecek olsa da yapılan eleştiriler yerine ulaşmış olacak biraz daha farklı ilerleyecek. YouTube ve Sahnenin biraz ayrıldığını göreceğiz... Keyifli okumalar dilerim.

Sercan Gökpınar
Sercan Gökpınar

Dedeler Sofrası fikri nasıl, ne zaman ortaya çıktı?

Haberin Devamı

Ömercan Güldal: Arkadaşlar farklı açılardan yanıt verirler ama ben internet çağı yönünden yanıtlamak istiyorum. İnternet yayıldıkça, bu çağ hayatımızda hakim oldukça yaşlılık yaşı da aşağı indi. Eskiden 60, 70 yaşlarına geldiğimizde yaşlı sayılıyorduk. Dünyayı takip edemeyenler kategorisinde değerlendiriliyorduk ancak artık böyle değil; 30 yaşından itibaren aşağı yukarı sonraki nesilleri takip edememe durumu başlıyor. Her şey çok hızlı değişiyor demek istiyorum. Sadece siyaset değil, teknoloji hızlı ilerliyor, gündem sürekli değişiyor. Espri anlayışı farklılaşıyor. Biz böylece henüz otuzumuzda dede olduk gibi bir durum oluştu.

Can Türkdoğan: Benim dedelere merakım çocukluktan beri var! Çocukluktan kalma bir fotoğrafım var; tanımadığım bir dedeyle Sultanahmet’te fotoğraf çektirmişim. Barış sokakta birilerini gördüğünde “İstanbul dedeler merkezi” derdi. Dede kelimesi yıllar içinde bir şekilde ağzımıza pelesenk oldu. Barış’ı ekibe tamamen dahil etme aşamasındayken, “insanlara muhabbeti nasıl farklı şekilde sunabiliriz?” diye düşündüğümüz sırada ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Cevdet Canver: Bizim daha önce “Sen ne diyon?” gibi rastgele muhabbet programlarımız vardı. O programlar bitti. Yeni içerikler üretmeye çalışırken, yeni isimler ararken ortaya çıktı. Dedeler Merkezi’ydi aslında programın adı. Hadi sofrada yapalım dedik. İsmi de merkezi değil sofrası olsun falan derken kendi kendine gelişti ve fakat yemek yesek mi, yemesek mi diye hala düşünüyoruz. Özellikle Ömercan çok tetikleniyor bu konuda.

Dedeler Sofrası’nın fiziki buluşmalara dönüşeceğini düşünüyor muydunuz?

Barış Kiralioğlu: Bugüne kadar GeekYapar’ın yaptığı etkinliklerden dolayı Dedeler Sofrası’nın seyirciyle canlı bulaşacak bir noktaya ulaşacağını ben tahmin ediyordum başlarda. Şu anda da bence çok güzel bir tarafındayız çünkü sahnede izlemenin tadı başka bir şey, ekranda izlemenin başka. Hatta bazen evde ben YouTube versiyonlarımızı da izliyorum. Orası nasıl olmuş diye bakıyorum. İlk sezonda kapalı alanda çektiğimizde daha bir konsantrasyonun yüksek olduğu bir yapı vardı hatta birkaç bölümü parkta çektik. Orada bile bir iki isyan eden insan olmuştu. “Bunu sevmedik stüdyoya geri dönün” demişlerdi. Yine eleştiriler alıyoruz elbette ama çok tatlı bir konsept olduğunu da düşünüyorum şu anki halinin.

Haberin Devamı

Cevdet Canver: Biz aslında GeekYapar olarak seyircilerin biletle katıldığı parti anlamında YouTube Türkiye camiasında belki de ya ilk ya da benim ilk duyduğum partilerden birini yaptık yıllar önce. Başka bir ekip vardı o zaman. O ekiple, 800 kişi falan gibi bir rekor kırmıştık. O gösteri biraz farklıydı, danslar vardı ama oturup hadi muhabbet ediyoruz sahnede deyince GeekYapar’ın tarihinde ilk oluyor.

Eleştiriler metin için mi geliyor, dağınık mı buluyorlar, neden eleştiri alıyorsunuz?

Barış Kiralioğlu: Sahnede sevmiyoruz biz stüdyoda çekin diyorlar genelde eleştirenler ama şunu da söyleyeyim “ağabey kombine yok mu? Biz her hafta gelmek istiyoruz!” diyenler de var.

Can Türkdoğan: 3-4 senedir sürekli birlikte çalışıyoruz. Tabii video çekerken farklı bir his ortaya çıkıyor ama burada kolektif bir şekilde bir çalışma yapınca hava tamamen değişiyor. Seyirci de bunu hissediyor. YouTube’a ne kadar çalışsak da yansıyor mu bilemiyoruz. Fiziki buluşmalara gelen insanlarla çok güzel vakit geçiriyoruz.

Haberin Devamı

Markaların Dedeler Sofrası içeriğine yaklaşımı nasıl? Yola çıkarken gördüğünüz ufka vardınız mı, yoksa daha başlarda mısınız?

Cevdet Canver: Markalarla iletişimimiz gayet güzel. Birlikte bir şeyler de yapıyoruz ama kafamızdaki büyük resme de ulaşmış değiliz. Bizler GeekYapar’da da Dedeler Sofrası’nda da doğru bildiğimizi söylemekten çekinmiyoruz. Bu durum bazen bazı markaların işine gelmiyor. Böyle olunca bizimle iş yapmayı da reddedebilyorlar. Herhangi bir markanın ya da markaların güdümüne girerek içerik üretmek bize göre değil. Dolayısıyla zaman zaman bu yüzden kaçanlar veya hiç yaklaşmamayı tercih edenler oluyor ancak tekrar edeyim bu duruşumuza rağmen markalarla aramız gayet güzel. Markalarla çalışmaya devam ediyoruz.

Haberin Devamı

Can Türkdoğan: Markalar genelde genel kitleye hitap eden kanalları tercih ediyor. Burada bence bir eksiklik var. Diğer tarafta herhangi bir hileye karışmamış, etkileşimi çok yüksek kanallar da var bizler gibi. Biz niş kitleye sesleniyoruz. Satın alım gücü yüksek bir kitleye sesleniyoruz aslında çok fazla beyaz yakalı var hitap ettiğimiz kitle içinde, genç profesyoneller diyebileceğimiz bir kitle var. Entelektüel olarak belli bir noktaya gelmiş, iyi üniversitelerde okuyan takipçilerimiz de çok fazla. Markaların bizim gibi niş kanalları gözetmesi gerektiğini düşünüyorum. Fiyat performans olarak biz de etki yaratan önemli kanallara sahibiz genele hitap etmeyen niş kanallar arasında.

Kurumsal organizasyonlarda, özel tiyatrolarda, oyun sektörü buluşmalarında mikro eventlerin etkisi artıyor. Sizler, mikro event’ler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Cevdet Canver: Bu konuda kurumsal bir fikrimiz yok ancak herkesin elbette ayrı ayrı fikri vardır. Biz kurumsaldaki gibi 5 senelik planlar çizmiyoruz, stratejiler oluşturmuyoruz ama fikrimi söyleyebilirim. Geçmişten beri yerelliğe çok önem veririm. Bu yakınlarda sahne alan bir arkadaşımız vardı. Küçük bir alanda etkiliydi onu bilmek bana çok keyif veriyordu. Daha mikro şeylerin yüceltilmesi anına ulaştık, İnternet bize bunu sağladı. Son derece memnunum ama elbette kötü tarafları da var. Aslında bu etkinlikler, yeni bir eğlence anlayışı olarak gelişiyor. “Aaaa hadi bu akşam Dedeler Sofrası izleyelim” diyebiliyor insanlar. Bu tür etkinliklerde bir şeyler içiyorlar, muhabbet ediyorlar, gülüyorlar... Geeklere özel bir şey yapıyoruz ister istemez ama hedef kitlemiz illa geekler olsun da istemiyoruz. Herkes bizimle eğlenebilir.

Barış Kiralioğlu: Daha önce insanlar segilediğim oyunları orada canlandırdığım karakteri görmeye gelirlerdi. YouTube ve Dedeler Sofrası buluşmalarından sonra insanlar kişiliğimi de merak etmeye başladılar. Şu anda kişiye yönelik bir talep olduğunu düşünüyorum; Barış olarak beni görmek ve izlemek istiyorlar. Bu gerçekçi, tamamen samimiyetimle ve doğal halimle çıktığım bir program yapısı bence güzel gidiyor, artacağını düşünüyorum ilginin.

Ömercan Güldal: Herhalde eskiden eğlence sektörünün ürünleri parası olan insanların desteği ile öne çıkabiliyordu. Şimdi herkes çok hızlı bir şekilde kendi kendini meşhur edebiliyor. Küçük gruplar bir şeye ilgi duyunca içeriği üreten kendini öne çıkarmayı başarabiliyor. Samsun’da oturan bir geek bize mesaj atıyor ve burada bir tane bile geek arkadaşım yok iyiki varsınız diyor. Eskiden bu mümkün değildi o tip kaybolup gidiyordu. Bu kişi veya kişiler şimdi bize ulaşıyor, bu durumu değerlendirebiliyor biz de değerlendirebiliyoruz. Paylaştıkça da öne çıkıyoruz. Sosyal medya paylaşımları sayesinde de markalar pazarlama iletişiminde bu alanları kullanabilir hale geliyor. Biraz da insanlar bir şeyin parçası olduğunu hissedebiliyor böyle etkinliklerde.

Can Türkdoğan: Büyük etkinlik anlayışı eskiden bundan bir on yıl önce falan vardı. Büyük büyük gruplar, festivaller, kongreler... Bunların ya modası geçti ya da bir şekilde yapılamaz oldu. Eğlence anlayışı da mecburan mikro oldu.

Offline ortam için soruyorum: Dedeler Sofrası’nın hedefi nedir?

Ömercan Güldal: Hedefimiz Broadway!

Barış Kiralioğlu: Büyük Türkiye turnesi ile başlamak istiyoruz! Şaka bir yana 5-6 tane ilden talep var. Oralara da gitmemizi istiyorlar. Talep olduğu halde her yere gidebiliriz. Almanya, Amerika, Hollanda...

Can Türkdoğan: Bu arada Almanya ve Hollanda’dan çok takipçimiz var. Aslında beyaz yaka tarafından göç alan büyük kentlerden izleyecilerimiz oluyor. Azerbaycan’a gitmek istiyoruz! Orada da çok takipçimiz var.

Yurt dışından kanalları, benzer içerikleri takip ediyor musunuz?

Ömercan Güldal: Bize yakın popüler kanalları takip ediyoruz.

Cevdet Canver: SNL gibi programları takip ediyoruz aslında. Televizyondan YouTube’a taşınmış işler var takip ettiklerimiz arasında.

Barış Kiralioğlu: Benim takip ettiğim hemen aklıma gelen bir kanal veya içerik yok ama eğer bir şey yapıyorsam ve klişe gibi geliyorsa insanlara yaptığım şeyler, emin olun ki onları yeni keşfettiğim içindir. Yoksa bildiğim bir şey değildir.

Can Türkdoğan: Ben yerli kanallar takip ediyorum bu aralar. Bantmag çok güzel mesela, 140 journos, daire, şokopop da yine harika kanallar.

Benzer İçerikler