Geri Dön
'Kırmızı Oda'ya Burcu Biricik 'Boncuk'la damga vurdu

'Kırmızı Oda'ya Burcu Biricik 'Boncuk'la damga vurdu

'Kırmızı Oda'nın tutmasında, sevilmesinde büyük pay oynayan Meliha ve Alya karakterlerine veda etmiştik. Ancak görünen o ki dizi yeni efsaneler yaratmaya devam edecek gibi. 'Boncuk' karakteriyle diziye dahil olan Burcu Biricik, muazzam performansıyla adını şimdiden 'Kırmızı Oda'nın unutulmaz karakterleri arasına yazdırdı bile...

Mayk Şişman
Mayk Şişman

'Hayal egzersizleri' sonuç verdi

'Kırmızı Oda'nın 14. bölümünde ilk olarak Selvi'yi izledik. Torunu oldu, torununun adına ölen ilk oğlu Yiğit'in adı verildi. Bu bölümde Selvi'nin büyük oğlu Yiğit'in başına gelenleri öğrendik. Selvi, meğer büyük oğlu Yiğit'i bir trafik kazasında kaybetmiş. "Cenazesine bile gidemedim" diye pişmanlık ve üzüntü yaşıyor. Kendini suçluyor. Tam yaşadığı bu büyük evlat acısını anlatırken Doktor Hanım'ın ters köşe yapması ve ona 'hayal egzersizi' yaptırması ise çok iyi bir dokunuştu. Doktor Hanım, Doktor Hanım'lığını kanıtladı orada. "En umutsuz an"da takılı kalmamasını sağladı Selvi'nin. Hayalinde ilk defa sokağa adım attı Selvi. Bu esnada Doktor Hanım'ın bilgisayar başında bile olsa onun yanında olması ve pozitif telkinleri çok yerindeydi. Zor bir işe girişirken en önemli basamağın o ilk adım olduğunu bir kez daha hatırladık. Bölümün sonunda Selvi'nin, oğlu Mert'in gözü önünde ilk kez kapıdan dışarıya adım atması da Selvi'nin iyileşmeye başladığının en büyük sinyaliydi elbette.

Değersizlik hissini aşamıyor

Daha sonra Doktor Deniz'in danışanı Esra'yı ve annesi Berna'yı izledik. Sevinç Erbulak'ı yıllar sonra 'Berna' karakteriyle ekranda görmek çok şahane bir andı. Esra, 17 yaşında genç bir kız. Babası, annesini aldatıyor. Ve aldattığı kadınla evlenip çocuk sahibi oluyor. Esra ise yeme bozukluğuna sahip. Sık sık baygınlık geçiriyor. 3 ayda 15 kilo vermiş olsa da hâlâ kendini kilolu olarak görüyor. Kökende Doktor Deniz'in dediği gibi değersizlik duygusu yatıyor. Esra kendini aşırı değersiz hissediyor. Üvey kardeşine olan ilgiyi gördükçe daha da içine kapanıyor. Duygularını kontrol etmesi yüzünden ihmal edilmişliğini bastırıyor, bu durum da onda farklı fiziksel sonuçlara yol açıyor. Umut etmeyi yasaklamış kendine, çünkü hayal kırıklığı yaşamaktan çok korkuyor. Çünkü babası onu hep yıllarca hayal kırıklığına uğratmış ve bu acıyı yaşamak istemiyor. Hayal kırıklıklarının ne denli yaralar açabileceğini göstermesi bakımından Esra karakterini önemli buldum açıkçası... Bir de Bayram karakteriyle tanıştık bu bölümde. Kafeteryada çalışan Aynur'un oğlu olan Bayram'ın aşk hayatına misafir olduk. Benim en çok dikkatimi çeken kısım Aynur'un tavırlarıydı. Doktor Hanım'ın "Çocuk üzerinde baskı kurmayın" sözü üzerine Tuna'ya "Bayram'ı Doktor Hanım'la konuşturarak hata mı ettik acaba" demesi tipik bir ebeveyn tavrı ne yazık ki. Doktor Hanım'dan duymak istediği şeyleri duymaması ve Doktor Hanım'ın sert bir tavırla Bayram'ın yanında durması Aynur'u rahatsız etse de sevgi ve saygısından kabul etti o bu durumu. Çocuklarının kararına saygı duymayan nicelerinin kulağına küpe olsun Doktor Hanım'ın sözleri...

Burcu Biricik döktürmüş

Ve Boncuk... En az Alya kadar çok sağlam bir karakterle karşı karşıyayız. Sadık'la evli olan Boncuk, 7 yıldır Hollanda'da yaşıyor. Yıllardır Hollanda'da olmasına rağmen bir gram Felemenkçe öğrenememiş. Kendi kabuğunda yaşıyor. Kendine kendine gülüyor, konuşuyor. Sık sık halüsinasyon görüyor. 3 tane ermiş hep onunla. Öfke nöbetleri geçiriyor, ani ruh değişimleri var. Kızarken bir anda sakinleşiyor. Ermişlerin kendisini yeni bir kocayla tanıştıracaklarına inanıyor. Ciddi bir uykusuzluk yaşıyor ki zaten gördüğü halisünasyonlarda da bu uykusuzluğun payı yüksek. Çok ama çok enteresan bir karakter. Burcu Biricik müthiş bir performans ortaya koymuş 'Boncuk'la. Her söylediği kelimeyi merak ediyorsunuz. Onu anlamak, yaşadığı değersizliği, sevgisizliği, ilgisizliği öğrenmek istiyorsunuz. 'Boncuk'un yalnızlığında eşi Sadık'ın payı çok. Çünkü dizide de denildiği gibi ilgisizlik ve sevgisizlik de aslında psikolojik şiddete giriyor. Şiddet denildiğinde akla sadece 'vurmak', 'kırmak' geliyor ama yok sayılmak da şiddetin bir türlüsü. 'Boncuk'un hikâyesi şimdiden 'Kırmızı Oda' klasiklerinden biri oldu bile. Ermişlerin 'Kırmızı Oda'da Doktor Hanım'ın yanında gösterilmesi de diziye can verdi adeta. Çok etkileyiciydi. Bakalım izleyici 'Boncuk'u da tıpkı 'Meliha' ve 'Alya' kadar benimseyecek mi... Benim cevabım belli: Kesinlikle evet!

twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr

Benzer İçerikler