Geri Dön
Korku insanları ilkelleştirir mi?

Korku insanları ilkelleştirir mi?

Bir insanın hayatının başlangıç temeli ilkel beyin emirleri üzerine kurulu. Tabii ki ilk olarak bebeklik dönemlerinde ortaya çıkıyor ilkel duygular. Acıkınca, uykun gelince ya da korkunca ağlamak gibi. İlerleyen yaşla birlikte aile ve okul eğitimi ile ilkel beyin, insan hayatında geri çekilmeye, idareyi orta beyin ve yeni beyine bırakmaya başlıyor. Zaten asıl sorun ve hayat mücadelesi burada başlıyor...

İrem Funda Çakmak
İrem Funda Çakmak

İnsan beyni üç katmandan oluşurmuş. Bilim insanları bu katmanları; 'yeni beyin','orta beyin' ve 'ilkel beyin' olarak isimlendiriyor. Tahmin edeceğiniz gibi yeni beyin ile mantık yürütüyoruz, orta beyin ile duygusal hayatımıza yön veriyoruz, ilkel beyin ise adı üstünde ilkel; tehlikelerden korunmak, yemek ve üremek vazifelerini yerine getiriyor.

Haberin Devamı

Duygusallığa yer yok bugünlerde

Son günlerde iki ayrı beyni kullanan iki ayrı insan türü var. Malum, virüs tedavisi için bilim insanları var gücü ile yeni beyni kullanıyor. Geri kalan tüm insanlar ise ilkel beyni kullanmayı tercih ediyor. Çünkü tehlike var, saldırı var, korunmak ve savunmak lazım. Aslında bu bir eleştiri değil. Hepimiz insanız, doğamızda ilkellik var. Sadece bazı durumlarda ve bazı kişilerde ikel davranışlar gün yüzüne daha hızlı çıkıyor. Peki orta beyine ne oldu? Bugünlerde duygusallığa yer yok. Yani sosyal mesafe kuralına takıldı.

Bir insanın hayatının başlangıç temeli ilkel beyin emirleri üzerine kurulu. Tabii ki ilk olarak bebeklik dönemlerinde ortaya çıkıyor ilkel duygular. Acıkınca, uykun gelince ya da korkunca ağlamak gibi. Çocukluk dönemlerinde de ilkel beyin etkilerini devam ettiriyor. Paylaşılmayan oyuncaklar için öfkelenmek, çok sevilen yiyecekleri paylaşmamak, dahil olunamayan arkadaş gruplarında hırçınlaşmak. Örnekler çoğaltılabilir. İlerleyen yaşla birlikte aile ve okul eğitimi ile ilkel beyin, insan hayatında geri çekilmeye, idareyi orta beyin ve yeni beyine bırakmaya başlıyor. Zaten asıl sorun ve hayat mücadelesi burada başlıyor.

Haberin Devamı

Geri çekilme emrini verdik bir kere

Yönetimi kim alacak? İlkel beyine geri çekilme emrini verdik bir kere. Sosyal hayatın yeme, içme ve korunmadan fazlası olduğunu anladık. Aslında sadece bu duygular olsaydı hayat belki daha kolay olurdu. Şimdi yeni beyinin kurnazlıklarını mı tercih edeceğiz yoksa orta beyinin duygusallıkları mı hayatımıza yön verecek? Hangisi sizce? Bu sorunun cevabı çoğumuzda dönem dönem değişiyor. Sabit tutabilen var ise valla helal olsun!

Gelelim konunun aslına; bugünlerde hepimizi bir korku sardı. Yaşam telaşı yerini hayatta kalma telaşına bıraktı. Ve o kadar eğittiğimiz beyinimiz ikel beyini ortalığa salıverdi. O da zincirden boşanmış gibi hükmediyor davranışlarımıza. Haksız mı peki ? Bu sorununda cevabı göreceli. Sıkıntılı günlerde, hele ki hayatta kalma korkusunun hissedildiği günlerde herkesden aynı metaneti ve sabrı bekleyemeyiz. Her şeyden önce insanın var oluş amacı yaşamak ama sadece yaşamak. Yaşama garantisini elde ettikten sonra kendini geliştirme çabaları başlar. Tehlike anında ise ilkel beyin saklandığın yerden çıkar. İlkel beyin tehlike anında camı kırınız butonu gibidir. Ve çoğumuzda bu cam kırılmıştır.

Haberin Devamı

Açlığa tahammülümüz yok!

İşte bu nedenledir hayatta kalma savaşımız, marketlere, bakkallara saldırışımız. Yaşanan tüm davranışların temelinde yatan dürtü aç kalma korkusudur. Hayat bu mücadelenin üstüne kurulmadı mı zaten? Dalından kopardık yedik toprakdan çıkardık yedik, çiğ yedik, pişirdik yedik ama hep yedik. Hala da önce ekmeğimiz için çalışıyoruz. İlkel ya da değil, açlığa tahammülümüz yok!

Hepimize çok şeyler öğretti

Ancak şu da bir gerçek ki; hayat tecrübelerden ibarettir. Yaşanılan her felaket bir sonraki felaketin nasıl karşılanacağını öğretir. İçinde bulunduğumuz felaketten her birimiz çok şeyler öğrendi. Geçtiğimiz günlerde yaşanan paniğin hataya yol açtığını, bütün emeklerin boşa gideceğini öğrendik mesela. Uyarıları dikkate almanın ne kadar önemli olduğunu öğrendik. Tanıdığımız ya da tanımadığımız her insan kaybının bize ne kadar acı verdiğini öğrendik. Ve bu virüsün ilkelliğe ve ihmale hiç şans vermediğini öğrendik .

Haberin Devamı

Uzun lafın kısası mücadelemizin devam etmesini istiyorsak meydanı ilkel beyine bırakmayalım. Tehlike anında beyinin tüm katmanları devreye girebilsin ki toplum olarak hayatta kalalım. Düşünen bir beyin insanı tüm tehlikelerden korur. İhtiyaçları karşılar, yaşam desteği sağlar. Bırakın ilkel beyin ilkel zamanlarda kalsın.

Benzer İçerikler