Geri Dön
Ahmet Kaya: İyi ki doğdun gözüm

Ahmet Kaya: İyi ki doğdun gözüm

Hayatı boyunca üretmeye devam eden, albümleri satış rekorları kıran fakat bunun yanında ödül gecesinde söylediği sözlerden dolayı yaşadığı baskılardan sonra yurt dışına çıkmak zorunda kalan ve erken yaşta kaybettiğimiz usta sanatçı Ahmet Kaya'nın hayatına gelin Molatik olalım...

Kurabiye Canavarı
Kurabiye Canavarı

Büyük bir şehre taşınmanın sıkıntılarını yaşadı

Ahmet Kaya 1957 yılında Malatya'ya göç etmiş olan bir ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Sümerbank fabrikasında çalışan bir işçiydi. İlkokulu Malatya'da okudu. Müzikle 6 yaşında babasının hediye ettiği bağlama ile tanıştı. Kendi başına öğrendiği için de Ahmet Kaya’nın çalış biçimi herhangi bir metoda ya da öğretiye uymamaktadır. Okuldan arta kalan zamanlarda ve yaz tatillerinde ya plakçıda ya da tanıdıkların minibüsünde çalışırdı.

9 yaşına geldiğinde babasının çalıştığı fabrikanın işçilerinin düzenlediği işçi bayramı gecesinde kendini sahnede buldu. Ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle 1972'de İstanbul Kocamustafapaşa'ya göç ettiler ve okulu bırakmak zorunda kaldı. İşportacılık ve çeşitli işyerlerinde çıraklık yaptı. Liseyi dışarıdan bitirdi, sonra da Eğitim Enstitüsü'nün Keman bölümüne girdi. Bu dönemde küçük bir yerleşim yerinden büyük bir şehre taşınmanın ve alışmanın sıkıntılarını yaşadı.

Usta şairlerin eserlerinden yararlandı

1978 yılında Gelibolu'da askerlik yaptı, bu arada askeri orkestrada müzik çalışmalarına devam etti. Askerlik dönüşü, ünlü şair ve söz yazarı Yusuf Hayaloğlu'nun kız kardeşi Gülten Kaya ile evlendi ve 1982 yılında kızları Çiğdem doğdu. Bundan tam 5 yıl sonrada Melis isimli ikinci çocuğu dünyaya geldi.

1985’te ilk albümü ‘Ağlama Bebeğim’le adını duyuran Ahmet Kaya’nın yükselişi, 80’lerin ikinci yarısında 12 Eylül karanlığını yırtan emekçi hareketliliğiyle aynı döneme denk geldi. Bu dönemde ‘Acılara Tutunmak’, ‘An Gelir’, ’Şafak Türküsü’, ‘Yorgun Demokrat’, ‘Başkaldırıyorum’ gibi ardı ardına çıkardığı albümlerle geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. Ahmet Kaya’nın siyasi içeriği belirgin şarkılarında öne çıkan yanlardan biri, usta şairlerin eserlerinden yararlanıyor olmasıydı.

Kalp krizi sonucu hayatını kaybetti

10 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği ödül töreninde 'yılın en iyi sanatçısı' ödülünü aldı ve ödül konuşmasında, "Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği’ne, Cumartesi Anneleri’ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum" dedi. Bunun sözleri üzerine davetlilerin bir kısmı tepki gösterip, küfür etmeye ve kendisine çeşitli eşyalar fırlatmaya başladılar. Kaya, MGD görevlileri tarafından kongre salonundan yaşanan arbede sırasında dışarıya çıkartıldı.

Ahmet Kaya'nın yaşamı kadar ölümü de olay yarattı. Ahmet Kaya, 16 Kasım 2000 yılında 'Hoşçakalın Gözüm' isimli albümünün kayıtlarını yaparken, Paris'in Porte de Versailles semtindeki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. 43 yaşında ölen Ahmet Kaya'nın cenazesi 17 Kasım 2000'de 30 binin üzerinde kişinin katıldığı törenle Paris'in Peré Lachaise Mezarlığı'nın 71'inci bölümüne defnedildi.

Benzer İçerikler