Kerimcan Durmaz, Caner Çalışır'ın ölümünden ders çıkardı mı?

Bir sürü dedikodu çıktı

Sosyal medya fenomeni olarak tanıdığımız Caner Çalışır'ın henüz daha 31 yaşında, gencecikken hayatını kaybetmesi çok üzücü. Başta bir dönem çok yakın olduğu Selin Ciğerci ve Kerimcan Durmaz olmak üzere tüm arkadaşları cenazede buluştu. Ancak sonrasında dedikodular aldı başını yürüdü. Selin Ciğerci'nin Instagram'da arkadaşının yasını yeterince uzun süre tutmadığı, Kerimcan Durmaz'la da Caner Çalışır'ın aslında küs oldukları, hatta Çalışır'ın ailesinin Durmaz'ı cenazede istemediği, Çalışır'ın ölüm sebebinin aslında başka olduğu, ailesinin Çalışır'ı istemediği ve kimsesizler mezarlığı seçimi yapıldığı gibi dedikodular çıktı.

Kerimcan Durmaz büyük bir sınavdan geçiyor

Bir diğer sosyal medya fenomeni Murat Övüç, geçtiğimiz günlerde bir canlı yayına katılıp kendi fikirlerini, cenazedeki gözlemlerini anlatmıştı. Programa Çalışır'ın en yakınlarından Furkan Koçan da bağlanmış, "Artık yeter, susun!" diye isyan etmişti. Ama böyle ani ve beklenmedik bir ölümden sonra büyük bir şok yaşandı, bir kere bunu kabul etmek gerekiyor. Her kafadan ne yazık ki bir ses çıkıyor haliyle. Mesela konu enteresan bir şekilde Kerimcan Durmaz'a bağlanmış durumda. Caner Çalışır'ın aslında Kerimcan Durmaz'la çok yakın arkadaş oldukları, hatta Çalışır'ın en büyük dostunun Kerimcan Durmaz olduğu, ikilinin sık sık birbirlerine küstükleri iddia edildi. Kerimcan Durmaz'ın Instagram sayfasına açın bakın, Çalışır'ın vefatından sonra tek bir kare dahi paylaşmadı. Arkadaşının cenazesine katıldı ama "Kerimcan, Caner'i yalnız bıraktı" etiketinden sıyrılamadı Durmaz.

Neden sessiz kalamıyoruz?

Olabilir... Arkadaşlıklar arasında küslükler de olabilir. Kerimcan Durmaz, Caner Çalışır'ın kalbini kırmış olabilir. Caner Çalışır, Kerimcan Durmaz'a küs bir şekilde hayatını kaybetmiş olabilir. Kerimcan Durmaz, Çalışır'ı yalnız bıraktığı için çok pişman olabilir. Ama biraz da Kerimcan'ın psikolojisini düşünmek lazım. Sık sık büyük hatalara imza atıyor Durmaz. Bunu hepimiz biliyoruz. Ben, Çalışır'ın ani ölümünden sonra Durmaz'ın öz eleştiri yaptığına, şu anda da bu öz eleştiri ve yas sürecinde olduğuna inanmak istiyorum. "Para, şöhret ne kadar geçici değil mi?" diye düşünmeye başladığına inanmak istiyorum. Bunlar hep mümkün. Bu hayatta her şey mümkün. Sosyal medyadaki sessizliği ve sonrasında "Caner ile son iki ay birbirimize kırgındık. Küsüp barışabiliriz normal arkadaşlar gibi. Biz düşman değildik. Hala arkadaştık ama sadece birbirimize kırgındık. Asla böyle olsun istemezdim. Onunla küs ayrılmak istemezdim ama böyle oldu" diye bir açıklama yapması bana bunları düşündürüyor. Umarım bu acı süreçten gerekli dersi çıkartmayı başarır Durmaz. Çalışır'ın ölümü hakkındaki garip iddiaları da artık bir kenara bırakmalı ve 'kalp krizi'nin altında başka şeyler aramamız, 'kimsesizler mezarlığı' diyerek Çalışır'ın ailesini yaralamamız gerekiyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Sosyal medyada uluorta 'geyik'ler yaparak can acıtıyoruz. Gerek var mı? Hani hayatını kaybedenlerin arkasından öyle uluorta konuşmayacaktık? Caner Çalışır sempatik ve eğlenceli bir isim diye mi sessizliğimizi koruyamıyoruz? O da bir insan evladı değil miydi? Niye böyle gaddarlık yapıyoruz?

twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr