Tuba Büyüküstün, Beren Saat'in izinden mi gidiyor?

Bakınız Beren Saat...

Beren Saat'in 2019 yılı boyunca yaptığı paylaşımlar hâlâ akıllarda. 40 yıllık magazincilere bile "Pes!" dedirten bulmaca gibi paylaşımlar yapan Beren Saat, uzun bir dönem boyunca konuşulmuştu. Artık Beren Saat hakkında "Acaba ne demek istedi?" bile diyemez hale geldik. Bu bir başarıdır. Beren Saat, zor olanı başardı ve "Anlaşılması mümkün değildir" imajına sahip oldu. Beren Saat'i artık mümkün mertebe sorgulamıyoruz. Çünkü biliyoruz ki işin içinden çıkamayız.

"Kendimle bitmeyen bir randevudayım"

İşte Beren Saat'in açtığı bu 'anlaşılmazlık' yolundan galiba Tuba Büyüküstün de yürümeye başladı. Neden mi? Son yaptığı açıklama bir hayli enteresan. Tuba Büyüküstün, Ekin Mert Daymaz ile aşk yaşadığı iddiasını yalanlamış ve şunları söylemiş: "Biliyorum bana aşkı yakıştırıyorsunuz. Adına ilişki diyorsunuz. Benim adıma mutlu oluyor, beni de yeriyorsunuz. Ama ben, bu aralar kendimle ilişki yaşıyorum. Kendimle bitmeyen bir randevudayım. Kendi gözlerimin içine bakıyorum. Kendi ellerimi tutuyorum. Önce kendi ruhuma dokunmalı, aşkın kendisi olmalıyım..."

Güzel kadınlar yalnızlığı seçemez mi?

Tuba Büyüküstün'ün bu lafları otomatik olarak 'Beren Saat 2' olarak yorumlanmış. Yani şu yoruma gerçekten güldüm, "Beren Saat gibi başladı acayip konuşmaya..." Evet, Türk halkı bu şekilde düşünüyor. "Acayip" geliyor bu laflar. Halbuki aylar önce Deniz Akkaya da benzer şekilde cinsel hayattan uzak bir yaşam stili içinde gayet mutlu olduğunu açıklamış ve birçoklarını şaşırtmıştı. Neden güzel kadınların aşk ya da cinsellik yaşamaları gerektiğini düşünüyoruz? Güzel bir kadının illa sevgilisi mi olmak zorunda? Güzelliğini farkında olan bir kadın bu güzelliği sadece kendine saklamakta neden özgür bırakılmıyor? Neden bu baskı? Neden güzel bir kadının yalnızlıktan beslenme ihtimali bile "Bir acayip" bulunuyor? Bu baskı neden?

twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr