E-ticaret harcamaları yüzde 45 arttı
Bilişim Sanayicileri Derneği raporuna göre, Kovid-19 salgını etkisiyle Türkiye e-ticaret harcamaları yüzde 45 büyürken, yerli hane halklarının nihai tüketim harcamalarının yüzde 8'ini e-ticaret oluşturdu ve e-ticaret alışverişlerinin yüzde 63'ü mobil uygulamalardan yapıldı.
TÜBİSAD için Deloitte Digital tarafından hazırlanan "Ekonominin Dönüştürücü Gücü: E-Ticaret Etki Analizi 2020 Raporu"nun sonuçları TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kızıltan ve Deloitte Türkiye Ortağı Hakan Göl'ün katılımıyla çevrim içi düzenlenen toplantıda açıklandı.
Rapora göre, Kovid-19 salgının da etkisiyle 2020 yılında dünyada internet kullanan her 5 kişiden 4'ü e-ticareti deneyimlerken, yine salgın sürecinde farklı yaş gruplarından ve ekonomik düzeyden tüketiciler sektöre giriş yaptı. 2021 yılında küresel e-ticaret hacminin yüzde 14 artışla 4,9 trilyon dolara yükseleceği tahmin ediliyor.
E-ticaretin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) oranının yüzde 4,5'e ulaşması ile birlikte Türkiye 2020 yılında olgun pazarlar arasına girerken, Kovid-19 salgını etkisiyle Türkiye e-ticaret harcamaları yüzde 45 büyüdü, yerli hane halklarının nihai tüketim harcamalarının yüzde 8'ini e-ticaret oluşturdu, e-ticaret alışverişlerinin yüzde 63'ü mobil uygulamalardan yapıldı.
2020 yılında Türkiye'deki e-ticaret harcamaları 226 milyar TL olarak gerçekleşirken, yurt içi satıcılarının e-ticaret hacmi 216 milyar TL'ye çıktı ve e-ticarete katılan işletme sayısı 2015'ten bu yana yüzde 42 yükseldi.
Kovid-19 salgını ile e-ticaret yapan tüketicilerin e-ticaret alışveriş sıklığı arttı
Rapora göre, tüketicilerin yüzde 51'i, e-ticaret kanallarının tercihinde en etkili faktörün uygun fiyat olduğunu belirtirken, tüketicilerin e-ticarette en yaygın alışveriş yaptığı kategori yüzde 85 oranla giyim ürünleri oldu.
Tüketicilerin yaklaşık yarısı pandemi döneminde dijital içerik kullanımlarını artırırken, tüketicilerin en çok tercih ettiği e-ticaret kanalı ise yüzde 91 oranla e-ticaret pazaryerleri olarak öne çıktı.
Geçtiğimiz yıl toplam satışları içerisindeki internet satış payının arttığını belirten işletmelerin oranı yüzde 65 olurken, işletmelerin yüzde 22'si internet satış kanalı için ek istihdam oluşturduklarının altını çizdi, salgın sona erdikten sonra da internet satışlarının artacağını düşünen firma oranı ise yüzde 39 olarak gerçekleşti.
E-ticaret toplam istihdama 1,9 milyon çalışanla katkıda bulundu
Çalışmada e-ticaret faaliyetlerinin Türkiye'nin ekonomik kalkınma vizyonuna desteğine ilişkin veriler de yer aldı.
Buna göre, yerel işletmelerden yapılan e-ticaret harcaması 216 milyar TL'ye ulaşırken, e-ticaretin toplam gayri safi katma değer katkısı 253 milyar TL oldu.
E-ticaret toplam istihdama 1,9 milyon çalışanla katkıda bulunurken, e-ticaretin Türkiye'de toplam vergi katkısı 56 milyar TL olarak gerçekleşti.
Sektörün bölgesel gayrisafi katma değerinin (GSKD) Türkiye bölgesel gayrisafi katma değerine oranı yüzde 5,6, e-ticaret destekli istihdamın Türkiye istihdamına oranı yüzde 7,2 olarak açıklandı.
Raporda e-ticaretin, lojistik ve ödeme sistemleri gibi bileşenleri arasında dijital dönüşüm süreçlerine olan katkısına da yer verildi.
İşletmelerin yüzde 81'i internet satışlarıyla dijital yetkinliklerinin arttığını belirtti, geleneksel lojistik sektöründe mikro dağıtım gibi çeviklik ve teknoloji odaklı yeni değer önerileri gelişti, lojistik sektöründe 2020 yılında yapılan tüm gönderiler içerisinde e-ticaretin payı yüzde 60 olarak ölçüldü. Kargo sektöründe 2020 yılında yüzde 65 istihdam artışı yaşandı.Türkiye'de e-ticaret ile birlikte elektronik ödemelerin hızla yaygınlaştığı ve benimsendiği gözlemlendi. 2020 yılında kartlı ödemelerin toplam e-ticaret işlemleri içerisindeki payı yüzde 61 olurken, 2019'dan bugüne e-cüzdanın toplam e-ticaret işlemlerindeki pay artışının yüzde 50 olduğu görüldü.
"Sadece e-ticaret değişmekle kalmıyor, aynı zamanda 'm-ticaret' de benzeri bir şekilde değişiyor"
TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kızıltan, etkinlikteki konuşmasında, Türkiye'nin e-ticaretle ilgili olan verilerde son yıllar içerisinde en hızlı büyüme gösteren ülke olarak listelerde yer aldığını işaret ederek, şunları kaydetti:
"Dünyada online pazar yerlerinin payının e-ticarette yüzde 47'ler mertebesinde olduğunu izliyoruz. Mobil üzerinden yaratılan trafiğin de yüzde 51,3 olduğunu görüyoruz. Sadece e-ticaret değişmekle kalmıyor, aynı zamanda 'm-ticaret' de benzeri bir şekilde değişiyor. Dolayısıyla çok yeni, değişik ve hızlı büyüyen bir pazarı yeniden keşfetmiş olduk.
E-ticarette dünyadaki tüm veriler düşünüldüğünde, perakendenin dışındaki B2B ticareti de göz ardı etmemek gerekiyor. Çin'in yüzde 30'luk pazar payına ulaşmasındaki en büyük temel etkenlerden bir tanesi kendi üretici firmalarının ürünlerini ve hizmetlerini yurt dışına açabilecek platformlara da sahip olması. İster yabancı kaynaklı sermayeyle gelişmiş olsun, ister Türkiye'deki kendi kaynaklarımızla geliştirdiğimiz pazar yerleri olsun, Türkiye'deki üreticilerimizi de B2B pazar yerlerinin içerisine çekerek ve burada ihracatın gelişimine aracılık ederek çok farklı noktalara gidebiliriz."
"E-ticarete artık lokomotif sektör diyebiliriz"
Yaptığı sunumla sonuçlara ilişkin bilgi veren Deloitte Türkiye Ortağı Hakan Göl de e-ticaretin sunduğu başlıca değer önerilerine değinerek, ekosistemin sektörlerinin dijital ve operasyonel dönüşümünü hızlandırdığını söyledi.
E-ticaret'e artık lokomotif sektör denilebileceğinin altını çizen Göl, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İşletmeler artık mekan ve ölçek bağımsız hale geldikleri ve bu nedenle satış yapabildikleri için piyasadaki rekabeti artırıyorlar. Artan rekabet fiyatları düşürüyor ve aslında enflasyonun azalmasına yol açıyor. Ürünlerin ve hizmetlerin kolay dolaşımı, sınır ötesi ticaret için ciddi bir fırsat sunuyor. Türkiye için, ekonominin dinamiği olan KOBİ'lerin büyümesi ve dijital dönüşümünü destekliyor. Operasyonel maliyetlerin azaltılması ve aynı zamanda işletmelerin verimliliğini artıyor. Gelişen dijital süreçler iş gücü optimizasyonu sağlıyor ve dolayısıyla da işletmelerin üretkenliğini artıyor.
Diğer yandan da sunulan ürün çeşitliliği, fiyat avantajı, zaman tasarrufu gibi faktörler de tüketicinin sağlıklı refahını artırıyor. Son yıllarda da gördüğümüz, ortaya çıkan iş modellerini destekleyici yeni sektörler, teknolojiler ve inovatif uygulamalar ortaya çıkıyor ve bilişim sektörü yatırımlarını da artırıyor. Dolayısıyla e-ticaretin sunduğu çok ciddi bir değer önerisi portföyü var diyebiliriz. "
Türkiye e-ticaret ekosisteminin merkezinde tüketicilerin olduğunu dile getiren Göl, birçok farklı paydaşı ile çok geniş bir ekosistemin sürekli geliştiğini anlattı.
Salgın süresince e-ticareti farklı yaş gruplarından tüketicilerin ilk defa deneyimleyerek sektöre giriş yaptığını, farklı bölgelerden farklı tüketicilerin de yine sisteme dahil olması ile işletme sayısının da arttığını bildirdi.
Göl, "Global ölçekte diğer ülkelerle kıyaslayacak olursak, internet penetrasyonu ve e-ticaretin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payına baktığımızda, Türkiye'nin 2020 yılında olgun pazarlar arasına girdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. "diye konuştu.