Vincent Van Gogh artık kararlılığıyla hatırlanmalı

Hepimiz Vincent Van Gogh hakkında az çok bilgiye sahibizdir. Aklımızda ona dair kabataslak birkaç detay ve birkaç çalışması eminim gözümüzün önüne geliyordur. Kafamızı kurcalayan sorularımızda var. Neden kulağını kesti? Van Gogh şizofren miydi? İntihar etmedi de öldürüldü mü? Sağlığında iki resim mi sattı? Bu sorular/söylentiler bir yandan hoşuma da gidiyor. Çünkü sanatçının resimlerine ilgi uyandırıp sanata meraklı olmayan insanların dahi resimlerine bakması için fırsat yaratıyor. Sanatçının hastalıkları ve ölümüyle ilgili birçok iddia sanat eserlerinin de yapılışını ilgilendirir. Mesela Van Gogh’un özellikle son dönem eserlerinde baskın olarak görülen sarı renk düşkünlüğünün de tıbbi bir bozukluktan kaynaklandığını ileri sürenler olmuştur. Ya bu sanatçının seçimiyse!

Picasso gibi şanslı değildi

Evet, sanatçı yaşamında yeterince ilgi görmemiş olabilir. Ama bu yüzyılda oldukça revaçta. Eserleri, rekor fiyatlara alıcı değiştiriyor. Hatta Corona virüs yüzünden müzelerin kapalı olmasını fırsat bilen işgüzarlar müzeden yağlıboya tablosunu da çaldı. Üstelik doğduğu gün olan 30 Mart'ta.

Öldükten sonra tablolarım uçuk rakamlara satılmış, hayatım roman olup beyaz perdeye aktarılmış ne önemi var. Ne yazık ki Van Gogh sağlığında Picasso gibi şanslı olup yıldızı parlamamıştır. Daha fazla resim yapabilmek için kardeşinden para istemek hem de sürekli para istemek Vincent Van Gogh’u kim bilir ne kadar üzmüştür. Theo’ya karşı kendini mahcup hissetmiş midir? Eminim ki resim yapabilmek için birçok şeyden vazgeçmiş fedakârlık etmiştir. Karşılığında takdir beklememişte olabilir ama övgüyü kim reddeder...

“Hey Tanrım! Bünyesi sağlıklı olan bir ressamlar kuşağı görebilecek miyiz hayatta acaba? Kimi kez kendime gerçekten çok kızıyorum. Çünkü başkalarından ne daha çok ne daha az hasta olmak yeterli değil; ideal olan seksenine varacak kadar güçlü bir bünyeye sahip olmak, bu arada damarlarında dolaşan kanın da gerçekten iyi kan olması. Gene de, insan ilerde daha talihli bir sanatçılar kuşağının geleceğini düşünebilse biraz teselli bulur” şeklinde Theo’ya mektup yazan Van Gogh bizim sağlıklı kuşağa eminim çok ama çok kızardı. Çünkü şahsım adına konuşacak olursam onun binde biri kadar resim üretemiyorum. Gördüğü her şeyi aşkla resmeden sanatçı sayısız yağlıboya, suluboya ve karakalem çalışma bırakmıştır kendinden geriye. Kötü beslenme, aşırı çalışma, uykusuzluk ve alkol gibi durumların dışında kalarak sağlıklı bir hayata sahip olsaydı kim bilir neler yapardı... Bunun cevabı, yine aynı sayıda üretimle sınırlı kalabilirdi de olabilir. Çünkü insan zamanı varken ve koşullar uygunken bunun kıymetini idrak edemeyebiliyor bazen.

Resimden hiç vazgeçmedi

Hepimizin merak ettiği o soru Van Gogh kulağını neden kesti? Geçirdiği bir sinir krizi sonrasında kulak memesini kesti. Sanatçı sinir krizi sonrasında başkasına değil kendine zarar vermiş. Bence artık Van Gogh, kulak memesini kesişiyle değil ressam olma konusundaki gözü karalığıyla öne çıkmalı. Ama her ne olursa olsun ne kadar zor durumlara düşerse düşsün para için daha iyi bir yaşam için ressamlığından vazgeçmedi. Bence asıl göz önünde bulundurulması gerek bu!

Özel yaşamında yaptıkları bırakalım ona kalsın! Duyarlı bir ruha sahip olan Van Gogh’u 'Theo’ya Mektuplar' kitabıyla daha yakından keşfedebilirsiniz.