Klasik marketlerin sonu mu geliyor? E-ticaret nedir?

İletişim çağındayız. İnternet ve bilgisayar teknolojisinin gelişmesi hızla devam ederken, ister istemez her sektör bu gelişimden etkileniyor. Bu açıdan bakıldığında online pazarlama da pastadan payını alıyor. Birkaç yıl öncesine dek yalnızca toptan satış yapan online mağazalar, günümüzde perakende satışta da aktif rol alıyorlar. 1 dolarlık yatırımın 6 dolar olarak geri döndüğü bu sektörde rekabet had safhada.

Amazon 793 milyar dolar piyasa değerine ulaştı ve Microsoft’u geçerek dünyanın en değerli halka açık şirketi oldu. Elbette anlık değişen bir pazarda kesin konuşmak mümkün değil ama dünyanın en değerli 10 şirketi arasında daima 2 online ticaret şirketi (Amazon ve AliBaba) bulunması tesadüf olmasagerek.

Gelin rakamlarla konuşalım...

Hootsuit ve WeAreSocial’in yaptığı araştırmaya göre ülkemizde toplam 54.3 milyon internet kullanıcısı var ve bu oran son 2 yılda 6 milyon artarak yüzde 13 bir büyüme gösterdi. Bu ciddi bir rakam olarak değerlendirilebilir. TÜSİAD Türkiye 2017 e-ticaret raporunda, küresel bazda hacmin son 4 yılda yüzde 100’den fazla arttığını ve 1.6 trilyon dolara ulaştığını belirtti. Yine aynı rapora göre, küresel olarak yüzde 40’larda seyreden e-ticaret oranı, ülkemizde yalnızca yüzde 19.

Bu şu demek: Ülkemiz e-ticarette hala gelişmekte olan bir pazar. eBay, Amazon, AliBaba gibi devler de bunun farkında. Eylül 2018’de Amazon’un Türkiye sitesini açması, AliBaba’nın Türk online alışveriş şirketlerine ortak olması da tüm bunların göstergesi.

Peki güvenli mi?

Online şirketler ve devletler, gerek ödeme gerek müşteri memnuniyeti için birçok önlem aldı. Günümüzde hemen hemen her online alışveriş platformu nakit kullanmaktan vazgeçmeyenler için kapıda ödeme seçeneği sunuyor, kredi kartı kullanıcıları için 128 ve 256 bitlik SSL şifreleme kullanıyor. Rekabetin had safhada olduğu bu sektörde müşteri memnuniyetini sağlamak adına iade işlemleri, değiştirme ve cayma hakkı bulunuyor. Ülkemizdeki tüm online satış platformlarını bağlayıcı nitelikteki 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu yürürlükte. Bu kanun, satıcı–müşteri çatışmalarında müşteri haklarını koruyor. Ayrıca satış esnasında sunulan mesafeli satış sözleşmesi ve ön bilgilendirme formuyla da bu haklar yalnızca şirkete bırakılmıyor, müşteri hakları yasal zeminde de koruma altına alınıyor.

Tüm bunlarla birlikte bilindik, güvenilir sitelerin tercih edilmesi, alışveriş yapılmadan önce gerekli şifreleme altyapısının olup olmadığının kontrolü, online bankacılığın uygun ve güvenli biçimde kullanılması elbette müşterinin sorumluluğunda. Sonuçta güvenliğin temel faktörü insan ve müşteri bu bilinçle hareket etmeli.

Rekabet ortamı kızışacak

Online ticareti sadece fiziksel alışveriş olarak düşünmeyelim. Alışverişin yanı sıra online eğitimler, hizmet satın alımı veya fiziksel olarak satıcıyla müşteriyi buluşturan platformlar da var. Öyle ki günümüzde ofisteki kırtasiye ihtiyacınızdan tutun, aklınıza gelebilecek tüm perakende market ürünlerini, yiyecek-içecekleri, elektronik ürünleri, eve temizlikçi çağırmaktan, online dil kurslarına kadar her hizmeti online alabiliyoruz.

Tabii bu durum bir yere kadar devam ediyor. Satın almak istediği ürünü somut olarak görmek, dokunmak isteyen veya pazarlıktan vazgeçmeyen müşteriler her zaman klasik alışveriş yöntemlerini tercih edecek. Yüzde 19’luk paya sahip online ticaretin şu an için klasik pazarlamaya ciddi bir etkisi yok. Ama önümüzdeki birkaç yıl içinde bu oranın yüzde 40’lara ulaşması bekleniyor. O zaman rekabet ortamı online ve normal satıcılar arasında kızışacak gibi görünüyor.

Kim bilir, belki bir süre sonra reyonlar arasında dolaştığımız o market arabalarının sonu da mahalle bakkalları gibi olur, ne dersiniz?