Buzağının büyük çaresizliği çok mu komik?
Şimdi siz bu satırları okuyorsunuz diye otomatik olarak insan kabul ediliyorsunuz değil mi? Bir canlısınız ama hayvan ya da bitki değilsiniz. Peki sizi altın kafese kapatsak, cik cik diye ötmenizi filan beklesek kendinizi nasıl hisseder misiniz? 'Hayvan'laşır mısınız? Kuşlar size güler mi?
Bildiğim kadarıyla, herhangi bir son güncelleme yapılmadıysa şayet arabaya insanlar biniyor.
Kedimizi, köpeğimizi elbette bindirebiliriz ama oturup da bir buzağının arabada ne işi var affedersiniz?
Afyonkarahisar'da bir vatandaşın, otomobilinin içine buzağını bindirmesi görenleri hayrete düşürmüş.
Hayret yerini eğlenceye bırakmış; eğlencenin verdiği yetkiye dayanarak o malum kare sosyal medyayı sallamış, ajanslara kadar düşmüş de düşmüş.
Bize tontik tontik bakan bir buzağı, "Ya benim ne işim var burada?" dercesine, Mabel Matiz'in 'Ya Bu İşler Ne?'sini cover'larcasına bize bakıyor.
Kendini insan gibi mi hissetmesi gerekiyor mesela buzağının?
"Pardon, müsait bir yerde ineceğim?" filan mı demesi, 'insan'laşması mı gerekiyor?
Bu saçma görüntülerden fena hale gına geldi.
Eğlence anlayışımız bu kadar mı sığ yahu bizim?
"Arabaya buzağı atmışlar, oha oha, bizim memlekette neler oluyor, oha oha" diye yaklaşmasak da birazcık sorgulasak mı o buzağının düşürüldüğü durumu?
Buzağının büyük çaresizliği gerçekten çok mu komik?
Sosyal medya sayesinde bu tar görüntülere daha çok rastlıyoruz ve her defasında burnuma kötü kötü kokular geliyor.
İnsanlar hayvanlaşmamalı, hayvanlar insanlaşmamalı.
İnsanlar insan olmanın gerektirdiği gibi duyarlı, ince, nazik, kibar olmalı.
Hayvanlar da içgüdüleriyle dilediğinde havlamalı, 'mö'lemeli, 'me'lemeli, cik cik uçmalı...
