Geri Dön
Bilge Karasu: 'Yaşamak, pek çok şeyden kopmasını öğrenmektir de...'

Bilge Karasu: 'Yaşamak, pek çok şeyden kopmasını öğrenmektir de...'

Bilge Karasu, Türk edebiyatında ayrı bir yere sahip bir yazar... Yazdıkları ve anlattıklarıyla hâlâ daha bize bir şeyler söylemeye devam ediyor. Gelin Bilge Karasu'nun yaşamına Molatik olalım...

Kurabiye Canavarı
Kurabiye Canavarı

İlk yazısı 1950’de yayımlandı

Bilge Karasu, 1930 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi’nde Felsefe okuyan ve üniversiteden mezun olduktan sonra Ankara radyosunda dış yayınlar servisinde çalışan Bilge Karasu, 1963 yılında burs kazandı ve Avrupa'ya gitti. Yurda döndükten sonra yaşamının sonuna kadar Hacettepe Üniversitesi’nde çalışan Bilge Karasu’nun ilk yazısı 1950’de yayımlandı.

İlk öyküsü ise, 1952’de Seçilmiş Hikâyeler dergisinde yer aldı. Sonra Forum, Dost, Türk Dili, Bilişim, Şehir, Hürriyet Gösteri, Kedi gibi dergilerde yazdı. Bilge Karasu, 1950 kuşağı öykücüleri arasında, bireyin sorunlarını merkeze alan ve günlük hayatın açmazlarını derinlemesine işleyen bir yazar olarak öne çıktı. Eserlerinde bireylerin sorunlarını ve dertlerini ele aldı ve dostluk sevgi, yalnızlık, ölüm gibi temaları işledi.

Birçok eser birçok ödül…

Gece adlı romanının Amerika ve Fransa’da yayımlanması üzerine 1994 baharında Amerika, Fransa, İngiltere ve Almanya’da konferanslar verdi. Bilge Karasu’nun J. M. Barrie’den çevirdiği Peter Pan, Ankara Devlet Tiyatrosu’nda oynandı ve çocuk oyunu olarak uyarladığı biçimle de TRT Ankara Radyosu’nda seslendirildi. Yine Ankara Radyosu’nda Sevilmek adlı oyunu ile Kerem ile Kediler adlı çocuk oyunu yayınlandı. Lağımlaranası ya da Beyoğlu kitabında yer alan Sevilmek adlı oyunu, Işıl Kasapoğlu’nun yönetiminde İstanbul’da Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu'nda sahnelendi. Göçmüş Kediler Bahçesi adlı kitabında yer alan Usta Beni Öldürsen E adlı masalı, şair ve yönetmen Barış Pirhasan tarafından senoryalaştırılarak filme alındı. Gece adlı romanı, Alain Mascarou ve Serrâ Yılmaz çevirisiyle, Kılavuz ise yine Alain Mascarou çevirisiyle Fransızca olarak yayımlandı.

Gece romanı, 1994 yılında ise İngilizce olarak yayımlandı. D. H. Lawrence’den çevirdiği Ölen Adam’la (The Man Who Died) 1963 Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü'nü, Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı adlı kitabıyla 1971 Sait Faik Hikâye Armağanı'nı, Gece adlı kitabıyla 1991 Pegasus Ödülü’nü, Ne Kitapsız Ne Kedisiz adlı kitabıyla 1994 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü kazandı.

İyi ki onunla aynı dili konuşabilmişiz

Bilge Karasu, 1995 yılında Pankreas kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. Vasiyeti gereği, Ankara Karşıyaka Mezarlığı'nda çok yakın dostları tarafından toprağa verildi. Yine vasiyeti üzerine, bütün yapıtlarını yayımlayan Metis Yayınları tarafından, kitaplarının geliriyle Bilge Karasu Edebiyat Bursu verilmeye başlandı.

Bilge Karasu, yazdıklarıyla ve anlattıklarıyla edebiyat tarihimizde çok önemli bir yerde duruyor. İyi ki var olmuş bu dünyada. İyi ki onunla aynı dili konuşabilmişiz. Ne mutlu…

Benzer İçerikler