Son Güncellenme:
Milliyet Emlak, İstanbul’un en değerli semtlerinden biri olan Beyoğlu’nun 3 dönemdir Belediye Başkanlığını yapan Ahmet Misbah Demircan’ı makamında ziyaret etti. Demircan, Beyoğlu’ndaki kentsel dönüşüm çalışmalarından Danıştay’ın kararlarına kadar birçok konuda sorularımızı yanıtladı.
1) Beyoğlu’nda kentsel dönüşüm ne durumda?
Beyoğlu’nda kentsel dönüşüm iki ana eksende yürüyor. İlki 10-12 yıldır devam mevcut bina stoğumuzu olduğu gibi koruyarak yenileyen mekanizma. İkinci ana eksen de Tarlabaşı, Örnektepe ve nihayetinde Okmeydanı’nda olduğu gibi toplu yapılaşma. Tarlabaşı şu an inşaat aşamasında ve ilk ürünü gelecek sene alacağız. Örnektepe’de ise inşaat çalışmaları başlama noktasında.
2) Okmeydanı’ndaki çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
Okmeydanı kendi içinde iki aşamadaydı. Birinci aşama tapu verme aşamasıydı çünkü önce muhatapların kim olduğunu belirlememiz gerekiyordu. İkincisi aşama da dönüşümün başlama aşaması. Okmeydanı’nda da çok iyi bir noktadayız ve tapuları veriyoruz. Bu arada tapusu biten 4 tane adamız var. Bu adalarda da görüşmelere başlamak durumundayız, orada da kazma vurulacak noktaya geleceğiz. Hangi ada tapusunu verirse onlarla uzlaşmaya başlayacağız. Dolayısıyla şu an 4 tane adada tapu meselesi çözülmüş durumda. Onlarla uzlaşmak üzere hazırlık yapıyoruz.
3)Beyoğlu sakinlerinin kentsel dönüşüme bakış açısı nasıl?
Biz bu olayı vatandaşımızla Tarlabaşı’nda’da, Örnektepe’de de Okmeydanı’nda da beraber yürüyerek gerçekleştirdik. Şimdi Hacıhüsrev’de beraber yürüyoruz. Orada müteahhit aynı zamanda mal sahibi olan Adnan Polat. Vatandaşımıza gidip, oturup uzun uzun izah ederseniz sorun olmaz. İnsanlar istiyor ki katlı bir evleri olsun, otoparkları olsun, yeşil alanları olsun ve insanca yaşayayım. Bu herkesin istediği bir şey. Bu temel istekler sabit olmak üzere vatandaşın tereddütleri olabilir. O tereddütleri dinleyip onlara çözüm bulduysanız, bunu da anlaşma metnine çevirdiyseniz herkes bu işin yanında olur.
Yani bu iş o kadar da zor bir şey değil. Ben buradan varsa başka belediye başkanları arkadaşlarıma, bu işin yöneticilerine, mimarlara, mühendislere, müteahhitlere şunu tavsiye ederim. İçinizdekiyle dışınızdaki bir olsun, özünüz sözünüz bir olsun. Düşündüğünüzü bölüşün, hiçbir şeyi gizlemeyin, hiçbir şeyi saklamayın. Olmayacağa olmayacak, olacağa olacak diyin. Dolayısıyla bir uzlaşma olacaktır ve insanlar da kafaları rahat olduğu için de bu işe destek vereceklerdir.
3)Tarlabaşı Yenileme Projesinde son durum nedir? Danıştay kararıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
İşin inşaatı, projesi, mimarisi, restorasyonu olarak yapımı var ve o konuda bir problem yok. Yaptığımız kamulaştırmalarla ilgili itirazlar var ki bu da gayet doğaldır. Ama bunlar işin durduğu, işin duracağı, işin olmayacağı, önünün karanlık olduğu anlamına gelmiyor. Dolayısıyla bugün bu mahkeme var, yarın başka bir mahkeme daha çıkacaktır. Sonuçta bunlar insanların şüpheleri üzerinden doğan itirazlardır ama sonunda mahkemeler de bizi anlayıp destekliyorlar.
4)Kentsel dönüşüm için TOKİ ile mi çalışıyorsunuz?
Biz şu ana kadar hep özel sektör firmaları ile çalıştık ama bu TOKİ ile de çalışmayacağımız anlamına gelmez. Olabilir, TOKİ ile de çalışabiliriz. Çünkü TOKİ kâr amacı gütmeyen bir kurumdur. Müteahhit ise risklerini hesap eder. Risklerini hesap ederken de kârlılığı fazla tutmak zorunda kalır. Dolayısıyla devlet olarak biz bazen kamunun menfaati için kâr etmemeyi bırakın zarar etmeyi bile göze alabiliriz. Yeter ki şehir kurtulsun. Bizim kârımız budur. Yolları, bahçeleri, parkları dizayn edip güzelleştirmenin ticari bir karşılığı yok, toplumsal karşılığı var. Ticaret olarak bakamazsınız. TOKİ bizler için önemli bir araçtır. Her zaman devrededir, devrede olması da şarttır. Benim bile ihtiyacım olacaktır. Biz Belediye olarak fedakârlık yapmaya her zaman hazırız.
6) Vatandaş’ın mağdur olmaması için bir çalışmanız var mı?
İşin içinde olduğumuz için zaten vatandaşın mağdur edileceği bir çalışmaya izin vermiyoruz. Düşünün ki Tarlabaşı gibi yıllarca terk edilmiş bir alanda 600 malikten 450 tanesiyle uzlaşıldı. 150 tanesi de bedele itiraz etti. Oradaki başarı yüzde yetmiş beş. Örnektepe’de uzlaşı yüzde yüz. Orası yaklaşık 500 kişiden oluşuyor. Anlayacağınız herkesi mutlu ettik. Okmeydanı’na gittiğimizde bu tecrübeyle çok yüksek bir yüzdeyle anlaşacağımızı umuyorum. Neticede herkes rahat etmek istiyor.
Tarlabaşı’nda uzlaşamadığımız kişilere baktığımızda beklentilerin çok yüksek olduğunu görüyoruz. Yani zamanında almış, gökdelen yapmayı hedeflemiş, 1 verip 15 alacağını düşünmüş. O beklentileriyle oraya girmiş, bizim de oranın normal imarını değil onun 3-5 katı fazla iş yapacağımızı onu aldattığımızı düşünerek itiraz etmişler. Bugün projeyi görmüş olsalar bugün itiraz edenlerin büyük kısmının da itiraz etmeyeceğini düşünüyorum. Sonuçta bizim kalbimiz herkese açık.
7) Silüetin bozulmaması için bir çalışmanız var mı?
Elbette. Silüet imar planının bir parçası, dolayısıyla silüeti bozduğunuzda buna herkes itiraz ediyor. Silüeti bozacak bir eylemimiz olmadı. Okmeydanı’nda mevcut imar planımıza göre biz iki emsali aşmayan kentsel dönüşüm yapıyoruz. Kentsel dönüşüm olarak ön plana çıkan bazı yerler var İstanbul’da. Kentsel dönüşümde 4 emsal 5 emsal olur. Yani düşünün ki biz onların yanında neredeyse yüzde altmış daha azız. Bu kadar az imarla niye yola çıktık? Biz yaşanabilir bir çevre için gökdelen yapmayacağız. En fazla 9 katı hedeflemiş durumdayız. 25 kattan bahsetmiyoruz. Dolayısıyla sorun da yüksek katlarda çıkıyor, keşke fırsatımız olsa da bu 9 yerine 7 olsa. Burada silüeti biz korumazsak her şey mahvolur.
Daire sahipleri Okmeydanı’nda 1’e 1 alıyor, yüzde 20’lik küçülme payı var. O da sosyal donatılar için ayrılan bölüm. O yüzde yirmiyi betonlaşmanın fazla olmaması için uyguluyoruz. Kesmezsek de bu sefer fazla betonlaşma olacak. Finansman için bir miktar artırıyoruz, daha da fazla artırmamak istiyoruz. Biz bu kesintiyi yapmasak yansıması bunun iki katı olur. Yani yüz metre bir yerin var, yüzde yirmisi kesilince seksen oluyor. Sekseni yapabilmesi için mütahhite bir pay veriyoruz, bu sefer yüz elli oluyor. Biz bunu kesmesek yüz iki yüz olacak. Vatandaşlarımız da bunu anlayışla karşılıyor.
8) Marmaray gibi büyük projelerin size etkisi nasıl oluyor?
Bu projelerin bize etkisi çok oluyor. Beyoğlu’na ulaşmak son derece kolay. İçinde bulunduğumuz çağ ulaşım çağı, ulaşım nerede kolaysa nerede hızlıysa hayatın kalbi orada atıyor. Marmaray olsun, metro hattı olsun bizi çok etkiledi. İstanbul’da otopark sorunu var. Bu sorunun mutlak çözümü ada bazlı dönüşüm projelerinin altına yapılacak otoparklardır. Şehrin hareketli noktalarına otopark yapımı devam ediyor, Beyoğlu’nda da bu çalışmalar devam ediyor.
Ali Coşan Taşyapan / Milliyet Emlak