Dünyada nükleer santral yatırımları hız kazandı
Dünyadaki enerji fiyatları ve iklim değişikliği mücadelesi nükleer santral yatırımlarına hız kazandırdı. İngiltere de açıkladığı yeni enerji güvenliği stratejisinin merkezine nükleer enerjiyi aldı. İngiltere’nin yeni ‘Enerji Güvenliği Stratejisi’ne göre, 2050 yılına kadar ülke için öngörülen elektrik talebinin yaklaşık yüzde 25'inin nükleer enerjiden elde edilmesi hedefleniyor.
Uzmanlar, hem iklim hedeflerine ulaşma hem de enerji arzının güvenliğinin sağlanması konusunda nükleersiz bir seçeneğin mümkün olmadığını söylüyor. Nükleer, temiz ve karbon nötr enerjiyi kesintisiz ve işletme döneminde düşük maliyetle sağlayabilme özellikleri ile tartışılmaz bir enerji kaynağı olarak gösteriliyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Panelinin (IPCC) hafta başlarında yayınlandığı iklim değişikliği ile mücadeleye ilişkin raporunda, rüzgar ve güneş enerjisinin yanı sıra ‘enerjide güvenilirliği ve kaynak yeterliliğini sağlamak için’ nükleer gibi sağlam ve kesintisiz enerji kaynaklarının gerekli olduğu yer aldı.
İngiltere’nin yeni enerji güvenliği stratejisine göre, mevcut reaktörlere 2030 yılına kadar 8 yeni nükleer reaktörün eklenmesi ve yeni eklenen küçük reaktörler ile 2050 yılına kadar İngiltere’nin elektrik ihtiyacının yüzde 25’ini düşük karbonlu enerji ile karşılaması hedefleniyor. İngiltere’nin yeni enerji güvenliği stratejisi, elektrik üretiminin ötesinde uygulamalara sahip küçük modüler reaktörler ve gelişmiş reaktörleri geliştirme planlarını da içeriyor.
“Ülkeler İngiltere’yi takip etmeli”
İngiltere’nin yeni enerji güvenliği stratejisini değerlendiren Dünya Nükleer Birliği Direktörü Sama Bilbao y León, “Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, İngiltere örneğini takip etmeliler ve nükleer enerjiyi uzun dönem enerji stratejilerinin temel ve önemli bir bileşeni olarak ortaya koyan politikalar belirlemeliler” şeklinde konuştu.
León, hükümetlerin, endüstri ve sektördeki kilit paydaşların nükleer enerjinin temiz, uygun maliyetli ve güvenli bir enerji hizmetine erişimde kilit bir role sahip olduğu konusunda yaygın mutabakata sahip olmalarının önemli olduğuna dikkat çekerek, “İddialı planlar ortaya koymakla kalmayıp bunların hayata geçirilmesinde birlikte çalışılması da hayati öneme sahip” dedi.
Birleşik Krallık Nükleer Sanayi Derneği CEO'su Tom Greatrex de yeni nükleer stratejisini “İngiltere, enerji güvenliği ve net sıfır geleceğimiz için ileriye dönük hayati bir adım” olarak nitelendirdi. Greatrex’e göre, bu yeni yatırımlar aynı zamanda ülke çapında on binlerce iş sağlayacak ve İngiltere'nin dünya çapındaki nükleer kapasitesinin canlanmasına katkı sağlayacak.
Dünyada 441 reaktör faaliyet gösteriyor
Uluslararası Atom Enerji Ajansı (IAEA) Nisan 2022 verilerine göre, dünyada toplam 441 nükleer reaktör faaliyet gösteriyor. Düşük karbon emisyonuna sahip nükleer santraller dünyanın elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılıyor. Yine IAEA verilerine göre Türkiye dahil aralarında Fransa, Çin, Hindistan ve İngiltere’nin de yer aldığı 19 farklı ülkede 51 yeni nükleer reaktörün inşası devam ediyor.
Nükleer enerji, enerji arzının güvenliği ve dünyayı karbondan arındırmanın vazgeçilmez bir yolu olarak görülmeye başlanırken, daha önce nükleerden vazgeçtiğini açıklayan pek çok ülke bu kararını gözden geçiriyor. Hollanda, 2 nükleer santral daha inşa etmeyi planlarken, Fransa, 2050 yılına kadar 14 yeni santral kurma hedefliyor. 2025'te nükleer santrallerini kapatacağını açıklayan Belçika’nın kararını 10 yıl ertelemesi, Güney Kore’de yeni nükleer enerji yatırım planları son dönem öne çıkan gelişmeler arasında yer alıyor. Nükleer karşıtlarının örnek gösterdiği Almanya’da ise nükleer enerjiye destek artıyor.
Türkiye, Akkuyu NGS ile ilk adımı attı
İklim değişikliğine ilişkin 2015 Paris Anlaşmasını onaylayan Türkiye de karbon salımını düşürme ve iklim değişikliği ile mücadelede nükleer enerjinin de içinde olduğu bir strateji izliyor. Mersin’de Rosatom tarafından yapımı süren Türkiye’nin ilk nükleer santral projesi Akkuyu NGS, ülkenin yıllık elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak. Akkuyu, tek başına yılda ortalama 17 milyon ton karbondioksit emisyonunu önleme kapasitesine sahip olacak.
Türkiye’nin 2050 yılı için koyduğu “karbon sıfır” hedefine ulaşmasında Akkuyu NGS’nin yanı sıra Sinop ve İğneada projelerinin önemine dikkat çekiliyor.